"Merdiven alti" fizik tedavi merkezleri halk sagligini tehdit ediyorElif Küçük- Türkiye Saglik Turizmini Gelistirme Konseyi Icra Kurulu Baskani, Fiziksel Tip ve Rehabilitasyon Uzmani Dr. Köksal Hologlu: - "Türkiye'de artik sayilarinin ucunu kaçirdigimiz, 5 binin üzerinde oldugunu tahmin ettigimiz, ruhsatsiz, merdiven alti ve kaçak fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi var" - "Su anda Türkiye'nin ilçelerinde, köylerinde bile saglikli yasam merkezleri açiliyor. Bu yerlerde fizyoterapistler hülle

"Merdiven alti" fizik tedavi merkezleri halk sagligini tehdit ediyorElif Küçük- Türkiye Saglik Turizmini Gelistirme Konseyi Icra Kurulu Baskani, Fiziksel Tip ve Rehabilitasyon Uzmani Dr. Köksal Hologlu:
- "Türkiye'de artik sayilarinin ucunu kaçirdigimiz, 5 binin üzerinde oldugunu tahmin ettigimiz, ruhsatsiz, merdiven alti ve kaçak fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi var"
- "Su anda Türkiye'nin ilçelerinde, köylerinde bile saglikli yasam merkezleri açiliyor. Bu yerlerde fizyoterapistler hülle

ISTANBUL (AA) - ELIF KÜÇÜK - Türkiye Saglik Turizmini Gelistirme Konseyi Icra Kurulu Baskani, Fiziksel Tip ve Rehabilitasyon Uzmani Dr. Köksal Hologlu, bazi fitness, wellness ve pilates salonlari ile belediyelerden saglikli yasam merkezi ruhsati alan yerlerin, fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamak için ruhsati olmamasina ragmen "kaçak" sekilde hizmet vererek, halk sagligini tehlikeye attiklarini bildirdi.

Kas-iskelet, sinir veya kalp damar sistemlerindeki fiziksel ve fonksiyonel bozukluklarin tani ve tedavisini kapsayan; hastalarin agrilarinin azaltilmasi veya yok edilmesi, günlük yasam aktivitelerinin tekrar kazandirilmasi, organlarin islevlerinin saglikli hale getirilmesi amaçlanan fizik tedavi ve rehabilitasyonun, uzman hekim tarafindan hastane, tip merkezi, poliklinik ya da fizik tedavi merkezlerinde uygulanmasi gerekiyor.

Ancak son dönemde fizik tedavi de "merdiven alti" saglik uygulamalari gerçeklestiren isletmelerin kiskacina yakalandi. Türkiye Saglik Turizmini Gelistirme Konseyine göre, ülkede 5 binin üzerinde ruhsatsiz fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi bulunuyor.

- Bu merkezi açmanin birçok prosedürü bulunuyor

Dr. Köksal Hologlu, "Türkiye'de artik sayilarinin ucunu kaçirdigimiz, 5 binin üzerinde oldugunu tahmin ettigimiz, ruhsatsiz, merdiven alti ve kaçak fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi var." dedi.

Hologlu, yönetmelik geregince bu hizmeti verecek bir merkezi açmak için 2008'den önce açilmis ancak sonrasinda sahiplerince kapatilmaya karar verilmis bir merkezin ruhsatinin alinmasinin icap ettigini söyledi.

Merkezin ruhsatta yazan ilde açilmasi, hastane, tip merkezi, poliklinik veya bir kurumda hizmet sunulmasi gibi sartlar da bulundugunu vurgulayan Hologlu, merkez bünyesinde en az 1 fizik tedavi hekiminin çalismasi, Bakanligin belirledigi ekipman listesinin merkezde yer almasi gerektigini anlatti.

Hologlu, Bakanligin, bunlari denetledikten sonra sartlari karsilayan yerlere "fizik tedavi ve rehabilitasyon laboratuvari" ruhsati verdigini dile getirdi.

- "Hastalara bilimsel olarak kanitlanmamis tedaviler uygulaniyor"

Fiziksel Tip ve Rehabilitasyon Uzmani Dr. Köksal Hologlu, kaçak sekilde çalistigini aktardigi merkezleri 5 baslik altinda tanimlayarak, hangi isimlerle ve nasil kurulduklarina iliskin bilgiler verdi.

Bunlardan ilkinin saglikli yasam merkezleri oldugunu anlatan Hologlu, söyle devam etti:

"Saglikli yasam merkezi ruhsatlari belediyeler tarafindan veriliyor. Buralarda fiziksel aktivite danismanligi için fizyoterapistler çalisabiliyor. Fizyoterapistler, sadece bir hekim tarafindan tanimlanmis aktiviteyi kisiye tarif edebilir, asla hastayi tedavi edemez. Su anda Türkiye'nin ilçelerinde, köylerinde bile saglikli yasam merkezleri açiliyor. Bu yerlerde fizyoterapistler hülle yöntemiyle fizik tedavi merkezi kuruyor, hasta muayene ediyor, yanlis teshislerle hastalari tedavi ediyor ve birçok problem ortaya çikiyor. Belediye içerideki saglik islemini denetleyemiyor, onun konusu degil. Saglik Bakanligina bunlari sikayet ediyoruz. Bakanlik da 'Burasi belediye tarafindan ruhsatlandirilmis.' diyor. Burada hukuki bir açik var. Bu hukuki açigi çok iyi kullaniyorlar."

Bazi merkezlerde bilimsel ve klinik olarak etkinligi kanitlanmamis birtakim tedavi metotlarinin da kullanildigini kaydeden Hologlu, "Mesela GTOS diye bir tedavi yöntemi var. Hastalara 1-2 seansta iyi olacaklari söyleniyor. Ortada teshis, muayene yok, tedavi programi yanlis. 'Fizik tedaviye sürekli gidemem' diye düsünen, biraz da ekonomik açidan uygun olan insanlara çok yüksek ücretle bunlar satiliyor." diye konustu.

- "Noname' bir grup evlere fizik tedaviye gidiyor"

Dr. Köksal Hologlu, ikinci grupta ise "noname" olan, dijital medyayi iyi kullanan, Google, Facebook ve Instagram gibi mecralarda reklam vererek öne çikan ve "home office" çalisan kisiler bulundugunu ifade etti.

Bu kisilerin ellerinde bir tens cihaziyla evlere fizik tedaviye gittiklerini aktaran Hologlu, "Kendilerine sadece web sitesinde yazan bir telefonla ulasabiliyorsunuz. Yerlesik alanlari yok. Ilçe saglik müdürlüklerine sikayet ediyoruz fakat islem yapilamiyor çünkü kisilere ulasilamiyor. Ama bakiyorsunuz dijital medyada olaganüstü reklam bütçeleri var. Insanlar da o reklamlari görüp tedavi oluyorlar." ifadelerini kullandi.

- "Moda olan 'kütletme' tedavisiyle hizli iyilesme vadedilen hastalardan yüksek ücret aliniyor"

Dr. Hologlu, yine bazi fizyoterapistler tarafindan hastalara son zamanlarda moda olan "manuel terapi ve kayropraktik" adli tedavi yönteminin uygulandigini belirterek, sunlari belirtti:

"Hastalari bir hekim gibi muayene ediyorlar. Ondan sonra 'Sizin bel fitiginiz, boyun fitiginiz var. Bunun için size manuel uygulama yapacagiz.' diyorlar. Bu, halk arasinda 'kütletme' diye bilinen bir yöntem ve çok yüksek ücretlerle tedavi olunuyor. Bel agrilarinin sadece yüzde 1'i bel fitigi kaynakli ve tedavi edilmesi gereken agrilardir. Burada hastalarin neredeyse tamamina bel fitigi teshisi koyuyorlar. Hiçbir ayirici tani metodu kullanmadan, hekim muayenesi olmadan teshisler konuluyor. Bu insanlardan '1-2 günde sizi iyilestirecegiz' diye çok yüksek ücretler aliniyor."

Özellikle bu gruplarin, sosyal medyayi çok iyi kullandiklarini, bazi influencerlar ile çalistiklarini, arama motorlarina büyük bütçeler harcayarak insanlarin kendilerine gelmesini sagladiklarini ifade eden Hologlu, bunlarin da merdiven alti çalistigini kaydetti.

- "Fitness merkezine manuel terapi üniteleri kurmuslar"

Hologlu, dördüncü grupta da bazi fitness, wellness ve pilates salonlarinin yer aldigina isaret etti.

Çok büyük saglik gruplarinin da bu hatalari yapabildigine dikkati çeken Hologlu, "Gidip bakiyorsunuz fitness merkezinin içerisinde fizik tedavi alani, manuel terapi üniteleri kurmuslar. Tamamen ruhsatsiz isletmeler. Bir hekimin sorumlulugu ya da gözetimi yok. Pilates merkezi adi altinda açilan yerlerde de arka tarafta manuel terapi uygulamalari yapiliyor. 'Belinizde agri var, önce onu tedavi edelim sonra sizi pilatese baslatalim' denilerek, hem insanlarin paralari aliniyor hem sagliklari tehlikeye atiliyor." degerlendirmesinde bulundu.

Hologlu, bazi fizik tedavi, ortopedi, nöroloji ve beyin cerrahi uzmanlarinin da özel muayenehanelerinde ruhsati olmadan bu hizmeti sundugunu belirterek, "Bir ortopedist muayenehanesine fizyoterapist aliyor, hastanin ameliyatini yapiyor. Bir de onu orada tedavi ettiriyor, basit bir iki uygulama ama hasta tedavi oldugunu zannediyor." dedi.

- "Reklamlarla yabancilari merdiven alti isletmelerine yönlendiriyorlar"

Bu durumun saglik turizmi üzerinde de etki yaratabilecegini kaydeden Hologlu, Istanbul, Ankara, Izmir ve Antalya gibi büyük sehirlerde saglik turizmi potansiyelinin giderek arttigini anlatti.

Hologlu, "Buralar, reklamlari yurt disina da açiyorlar ve insanlar ruhsatli oldugunu zannederek bu merdiven alti isletmelere geliyorlar. Son zamanlarda, Türkiye'nin saglik turizminde rakibi olan ülkelerin medyalarinda 'Türkiye'ye gittik. Söyle bir yerde tedavi olduk. Su komplikasyon gelisti' gibi haberler yapilmaya baslandi. Bu Türkiye'nin saglik turizm potansiyelini olumsuz etkiliyor." diye konustu.

- Bakanliklara, saglik müdürlüklerine ve belediyelere "denetim" çagrisi

Dr. Köksal Hologlu, ruhsatsiz isletmelere yönelik hem yetkili makamlara hem de vatandaslara düsen görevleri ve burada alinmasini bekledikleri önlemleri söyle siraladi:

"Öncelikle saglik müdürlükleri ihbarlari çok iyi degerlendirmeli, dijital taramayi çok iyi yapmali ve sorgulamali. Tüm saglikli yasam merkezlerini dolasmalilar. Vatandaslar da 'Siz hastane misiniz, tip merkezi misiniz, poliklinik misiniz, fizik tedavi müessesesi misiniz? Ruhsatinizi görebilir miyiz?' diye sormali. Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman hekimini sorarak, 'Diplomasini görmek istiyorum' demeli. Sosyal medyadan eger iletisime geçeceklerse 'Fizik tedavi laboratuvari ruhsatinizi gönderir misiniz?' demeli. Eger böyle bir ruhsatlari yoksa il veya ilçe saglik müdürlükleri ile CIMER'e sikayet etmeliler. Belediyelerin de açanlara bakmasi, 'Siz kimsiniz?' demesi lazim. Bunlari zorlastirmak gerekiyor."

Bu konuda Saglik, Içisleri ve Maliye bakanliklarinin birlikte çalismasi gerektiginin altini çizerek, konunun mali ve tamamen kayitsiz bir yönü bulundugunu da sözlerine ekledi.