Göz tansiyonuna iliskin "hafife alinmamali" uyarisiTolga Yanik- Güven Hastanesi Göz Hastaliklari Bölümü'nden Prof. Dr. Cengaver Tamer:- "Erken tani sayesinde göz içi basinci tespiti dogru araliklar ile yapilan muayenelerle, geç kalinmadan uygulanan tibbi tedaviler veya cerrahi yöntemler ile hastaligin ilerlemesi durdurulmalidir"

Göz tansiyonuna iliskin "hafife alinmamali" uyarisiTolga Yanik- Güven Hastanesi Göz Hastaliklari Bölümü'nden Prof. Dr. Cengaver Tamer:- "Erken tani sayesinde göz içi basinci tespiti dogru araliklar ile yapilan muayenelerle, geç kalinmadan uygulanan tibbi tedaviler veya cerrahi yöntemler ile hastaligin ilerlemesi durdurulmalidir"

ISTANBUL (AA) - Güven Hastanesi Göz Hastaliklari Bölümü'nden Prof. Dr. Cengaver Tamer, halk arasinda göz tansiyonu olarak da bilinen glokomun hafife alinmamasi gerektigini bildirdi.

Hastaneden yapilan açiklamada görüslerine yer verilen Prof. Dr. Tamer, glokomun genetik geçisli oldugunu belirterek, "Özellikle ailesinde yakin akrabalarinda glokom öyküsü olan kisilerin ve herhangi bir neden ile göz muayenesine gelen özellikle 40 yas üstü hastalarin göz tansiyonu ölçümü ve glokom açisindan degerlendirilmeleri çok önemlidir." degerlendirmesinde bulundu.

Tamer, gözün birçok farkli dokularin bütünlügünden olusan bir organ oldugunu aktararak, sunlari kaydetti:

"Optik islevi olan dokulari seffaftir, bu seffafliginin sebeplerinden biri de damarsiz olmalaridir. Bu damarsiz yapilarin beslenmesi oksijenizasyonu ve olusan metabolik artiklarinin ortamdan uzaklastirilmasi aköz hümör dedigimiz özel bir sivi ile saglanir. Optik seffaf göz dokulari bu sivi ile sürekli temas halindedir. Göz bu siviyi sürekli olarak salgilar ve göz dokularinin etrafinda dolastiktan sonra da gözü terk eder bu sürekli devam eden bir döngüdür.

Bu sivinin göz içinde olusturdugu bir basinç vardir. Bu basinç salgilanma ve tahliye döngüsü içinde bir dengededir, salginin normalden fazla olmasi veya tahliyenin zorlasmasi sebebi ile göz içindeki sivi miktari fazlalasinca gözün basinci yükselir. Bu basincin göz dokularina zarar verecek seviyelerde olusu ile glokom hastaligi dedigimiz durum olusur.

Glokom 'sinsi' bir hastalik. Optik sinirimizi olusturan ve ana islevi gözde olusan görüntünün beyne tasinmasini saglayan gangliyon hücrelerinin bu dengesizlik nedeni ile hasar görmesi ile görme alan kayiplari ve giderek daralmasi bulgularina rastlariz. Çogu zaman agrisiz olan bu görme alan kayiplarinin ve kontrast duyarlilik azalmasinin hastalik ileri düzeylere geçene kadar fark edilmesi kolay olamayabilir."

- "Tibbi tedaviler veya cerrahi yöntemler ile hastaligin ilerlemesi durdurulmalidir"

Tamer, göz içi basincin hastadan hastaya degisebilecegini belirterek, "Glokom gözde olusan görüntünün beyne iletilmesini saglayan gangliyon hücrelerinin beslenmesini saglayan kilcal damarlardaki kan akimini zorlastirip bu hücrelerin beslenmesini bozacak düzeyde bir göz içi basinca ulasmasi ile olur. Bu basinç düzeyi çogu zaman toplum geneli için yüksek diyebilecegimiz düzeylere ulasmasi ile olurken bazi hastalarda bu düzeylere ulasmadan da normal olarak nitelendirdigimiz düzeylerde de gelisebilir." ifadelerini kullandi.

Her kosulda göz içi basincin uygun olmamasi sebebiyle her hasta için ayri denilebilecek bir hedef göz içi basincinin belirlendigini vurgulayan Tamer, tedavinin bu hedef basinca ulasmaya yönelik olarak ya disa akimin arttirilmasi veya aköz hümörün salgisinin azaltilmasina yönelik oldugunu bildirdi.

Prof. Dr. Tamer, öncelikli olarak damla ve tibbi tedavilerin denendigine isaret ederek, su degerlendirmeyi yapti:

"Yeterli gelmemeleri durumunda aköz hümörün disa olan akimini arttirmak için çok çesitli lazer uygulamalari ve cerrahi yöntemler denenir. Erken tani sayesinde göz içi basinci tespiti dogru araliklar ile yapilan muayenelerle, geç kalinmadan uygulanan tibbi tedaviler veya cerrahi yöntemler ile hastaligin ilerlemesi durdurulmalidir. Glokomun gözde olusturdugu hasarlanma geri dönüsümsüz hasarlanmalardir. Halk arasinda göz tansiyonu olarak da bilinen glokom hafife alinmamali."