Bakan Çavusoglu, Istanbul Güvenlik Forumu’nun açilisinda konustu: Dildar Baykan Atalay,Tugba Altun,Sümeyye Dilara Dinçer,Salih Okuroglu- "Birlesmis Milletler Sözlesmesi'nin 51'inci maddesinden kaynaklanan mesru müdafaa hakkimiz kapsaminda Suriye’de yürüttügümüz operasyonlarda, 6 yilda 17 bin teröristi etkisiz hale getirdik. Son olarak DEAS’in sözde liderine yönelik Suriye’de gerçeklestirdigimiz operasyon, bu kararli mücadelenin son örnegidir"- "Terörle mücadelede tek gerçek ortaginiz Türkiye, T
ANKARA (AA) - Disisleri Bakani Mevlüt Çavusoglu, Türkiye'nin mesru müdafaa hakki kapsaminda Suriye’de yürüttügü operasyonlarda, 6 yilda 17 bin teröristi etkisiz hale getirdigini belirterek, DEAS'in sözde lideri Ebu Hüseyin el Kureysi kod adli kisinin, Milli Istihbarat Teskilatinin (MIT) yaptigi nokta operasyonla etkisiz hale getirilmesinin bunun son örnegi oldugunu söyledi.
Çavusoglu, Cumhurbaskanligi Iletisim Baskanligi tarafindan düzenlenen "Istanbul Güvenlik Forumu"nun açilisina çevrimiçi katilarak bir konusma yapti.
Güvenligin ilk çaglardan beri insanoglunun en temel ihtiyaçlarindan birisi olageldigini ve bunun bugün özellikle böyle oldugunu dile getiren Çavusoglu, "1945'ten bu yana Avrupa’da ilk defa bu büyüklükte konvansiyonel bir savas yasaniyor. Nükleer savas tehdidinden dahi bahsediliyor. Öyle ki 1960’li yillarda 'misliyle mukabele' doktrininin benimsendigi dönemde bile bugünkü kadar gündeme gelmiyordu." ifadesini kullandi.
Çavusoglu, uluslararasi sistemin bas döndürücü bir hizla degisirken krizler ve çatismalarin arttiginin altini çizerek, bunlarin yüzde 60’inin Türkiye’nin etrafinda yasandigina isaret etti.
Ukrayna’daki savas henüz sona ermemisken, Sudan’da bas gösteren krizle mücadele etmek zorunda kalindiginin altini çizen Çavusoglu, söyle devam etti:
"Üstelik bugün güvenlik krizi dedigimizde, artik geleneksel kaliplara girmeyen konulari da dikkate almak zorundayiz. Düzensiz göç, salgin, iklim degisikligi, gida ve enerji krizi ve atik sorunu gibi konular sinir tanimadan, gelismis-az gelismis demeden, bütün ülkeler için güvenlik sinamalari yaratiyor. Yani eski dünyanin eski sorunlari hala ayakta; bugünün ve yarinin konulari da karsimizda. Dolayisiyla bugün güvenlik, sert güvenlik veya yumusak güvenlik gibi ayrimlari asan, kapsamli bir sekilde ele alinmasi gereken bir kavram artik."
Çavusoglu, mevcut kosullarda güvenligi temin etmenin üç yolu bulundugunu düsündügünü ve bunlardan ilkinin, ülkenizin tüm unsurlariyla beraber güçlü, caydirici ve dayanikli tutabilmek oldugunu belirtti.
- "Türkiye olarak NATO’ya ciddi katki sagliyoruz; saglamaya devam edecegiz"
Çavusoglu, güçlü güvenlik güçleri ve dayanikli toplumun, etkin bir yönetimle bir araya geldiginde basarinin da kendiliginden geldigini vurgulayarak, bu yüzden savunma sanayisini öncelikli sahalardan biri olarak benimsediklerini dile getirdi.
Çavusoglu, sözlerini söyle sürdürdü:
"Bayraktar; Suriye, Libya, Ukrayna ve Karabag dahil birçok ülkede ses getiriyorsa, adina Ukrayna’da sarkilar besteleniyorsa, insansiz muharip uçagimiz Kizilelma; planlanandan önce hava testlerine baslayabildiyse, dünyanin ilk SIHA gemisi TCG Anadolu denize indirilebildiyse; Atak-2 helikopterini havada; ilk jet motorlu uçagimiz Hürjet ve Milli Muharip Uçagimiz Kaan’i pistte; Altay tankini sahada görebildiysek, Savunma sanayisinde yüzde 80 millilik oranina ulasabildiysek, herkese Türkiye’nin geldigi noktayi alkislamak düser."
Türkiye’nin sorumlu bir müttefik olarak her zaman müttefiklerinin yaninda durdugunu belirten Çavusoglu, Türkiye’nin de yasamsal güvenlik sorunlarinin, ayni sorumlu davranisi ve dayanismayi göstermeyi bekledigini aktardi.
Çavusoglu, “Bazilari bizi hayal kirikligina ugrattilar. Hala kendimi müttefiklerin birbirlerine yaptirim uygulamamalari gerektigini söylemek durumunda bulmaktan gerçekten hicap duyuyorum.” diyerek, modern teknolojik silah ve mühimmati öncelikle Türkiye’nin savunmasi için yapildigini kaydetti.
"Türkiye’nin savunmasinin, NATO’nun savunmasi oldugunu da biliyoruz" degerlendirmesinde bulunan Çavusoglu, güvenligi temin etmenin ikinci yolunun müsterek güvenligin hem öznesi hem tamamlayici unsuru olabilmekten geçtigini belirtti.
Çavusoglu, NATO’nun, Soguk Savas ve sonrasinda oldugu gibi hala tek ve basat aktör olmaya devam ettigine isaret ederek, sunlari söyledi:
"Diger bazi kuruluslar, NATO’dan rol çalmaya dönük eylem ve söylemler içine girseler de NATO’nun transatlantik güvenligindeki asli konumunun asindirilmasinin mümkün olmadigini görüyoruz. Biz Türkiye olarak, NATO’ya ciddi katki sagliyoruz, saglamaya devam edecegiz. Önümüzdeki Vilnius Zirvesi'nin basarisi için çalisiyoruz."
Çavusoglu, Türkiye’nin NATO’ya kattigi gücün asikar olduguna dikkati çekerek, “Türkiye’nin meselelerinin de NATO’nun meselesi olarak görülmesinin bir o kadar asikar olmasi gerektigini söylüyoruz.” dedi.
Terörizmin, NATO’nun karsisindaki iki temel tehditten biri oldugunu ve tüm müttefiklerinde de bu belayla mücadelede yekvücut olabilmesi gerektigini kaydeden Çavusoglu, su ifadeleri kullandi:
"Terörizmle sahada samimiyetle mücadele eden ülke, Türkiye’dir. Birlesmis Milletler Sözlesmesi'nin 51'inci maddesinden kaynaklanan mesru müdafaa hakkimiz kapsaminda Suriye’de yürüttügümüz operasyonlarda, 6 yilda 17 bin teröristi etkisiz hale getirdik. Son olarak DEAS’in sözde liderine yönelik Suriye’de gerçeklestirdigimiz operasyon, bu kararli mücadelenin son örnegidir. Türkiye olarak, FETÖ’den DEAS’a, PKK/YPG/PYD’den Boko Haram’a adi sani ne olursa olsun bütün terör örgütleriyle mücadeleyi sonuna kadar sürdürecegiz."
- "Terörle mücadelede tek gerçek ortaginiz Türkiye"
Çavusoglu, bugün bütün müttefiklere çagri yaptigini belirterek, "Terörle mücadelede tek gerçek ortaginiz, Türkiye, Türk devleti ve güvenlik güçleridir. Müttefikinizin vatandaslarini, Avro-Atlantik güvenligi saglamak için omuz omuza mücadele verdiginiz askerlerini sehit eden bir terör örgütü asla mesru bir ortak olamaz. NATO Genel Sekreteri'nin Terörizmle Mücadele Özel Temsilcisi görevinin ihdasini arzu ediyoruz. Bunu kendisine en son görüsmemizde, NATO Disisleri Bakanlari Toplantisi'nda da söyledim. Bunun Vilnius Zirvesi'nde hayata geçirilebilmesi yolunda çalismalarimiza basladik." diye konustu.
Soguk Savas'in bittigi dönemde NATO'nun da rolünün artik kalmadigini savunan kesimler oldugunu animsatan Çavusoglu, ne kadar hatali tespitler yaptiklarini mevcut savas kosullarinda daha iyi gördüklerini belirtti.
Çavusoglu, NATO’nun "beyin ölümü" yasadigini savunabilen veya NATO’dan baska örgütlerin transatlantik güvenligi ayni sekilde temin edebilecegini düsünen kesimlerin hala mevcut oldugunu dile getirerek, Avrupa güvenlik mimarisinin arzu ettikleri düzeyde islemediginin açik oldugunu, kimisinin maalesef tamamen islevsiz hale getirdigini vurguladi.
Ancak savas devam ederken yepyeni güvenlik mimarisi tasavvurlari yapilmasinin akilla mantikla bagdastirilamayacagina dikkati çeken Çavusoglu, "NATO’nun en agirlikli ve en stratejik önem tasiyan müttefikleri arasinda en önlerde yer alan Türkiye'nin transatlantik güvenlige katkilari hayati nitelik tasiyor." dedi.
Çavusoglu, güvenligi temin etmenin üçüncü yolunun da güvenlige genis bir perspektiften bakmak ve etkin çok taraflilik ile çözümler gelistirmek oldugunu belirterek, "Gururla ifade etmek isterim ki, Türkiye olarak bu alanda da öncü bir ülkeyiz." ifadesini kullandi.
- "Türkiye, tüm güç unsurlarini birlikte kullanan, akil, müsfik, erdemli ve müessir bir güçtür"
Türkiye olarak savastan kaçan milyonlarca insana bir yandan ev sahipligi yaptiklarini, terörden arindirilan bölgelere gönüllü, onurlu ve güvenli geri dönüsleri sagladiklarini belirten Çavusoglu, Somali'den Sudan'a ve Filipinler'e çatismalarin barisçil çözümünü saglamak, güvenlik ve huzur iklimini hakim kilmak için arabuluculuk yaptiklarini aktardi.
Çavusoglu, küresel gida krizini, savasin ortasinda BM, Rusya ve Ukrayna ile imzalanan Istanbul Tahil Anlasmasi sayesinde engellediklerini, böylece dünyanin her yerindeki her haneye ulastiklarini kaydetti.
Küresel atik krizine karsi Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan'in esi Emine Erdogan'in öncülügünde gelistirilen Sifir Atik yaklasiminin bir BM politikasi haline geldigine isaret eden Çavusoglu, bir "tehdit çarpani" haline gelen iklim degisikligi konusunda Paris Anlasmasi'ni onaylayarak, küresel mücadeleye katki verdiklerini belirtti.
Çavusoglu, "Dolayisiyla rahatlikla söyleyebiliriz ki; bugün Türkiye, tüm güç unsurlarini birlikte kullanan, akil, müsfik, erdemli ve müessir bir güçtür. Ilkelere dayanan insani durusumuzla ve sahadaki gerçekliklere cevap veren girisimci dis politikamizla küresel güvenligin merkezi aktörlerinden biri olmaya devam edecegiz." diye konustu.