Marmara Denizi'nin dijital ikizinin olusturulacagi projede sona gelindiGülseli Kenarli- "Bu dijital ikiz biz bilim insanlari tarafindan kullaniliyor olacak çünkü fiziksel, ekolojik, sosyoekonomik, iklim, kara modülleri var. Ayrica son kullanicilarin, toplumun kullanacagi basit ve yapay zekayla desteklenen bir versiyonunu da olusturacagiz" - "Marmara Denizi'nin genel durumu su anda iyi degil, çok ciddi biçimde kirlilik yükü sürmekte, oksijen azligi devam etmekte"

Marmara Denizi'nin dijital ikizinin olusturulacagi projede sona gelindiGülseli Kenarli- "Bu dijital ikiz biz bilim insanlari tarafindan kullaniliyor olacak çünkü fiziksel, ekolojik, sosyoekonomik, iklim, kara modülleri var. Ayrica son kullanicilarin, toplumun kullanacagi basit ve yapay zekayla desteklenen bir versiyonunu da olusturacagiz"
- "Marmara Denizi'nin genel durumu su anda iyi degil, çok ciddi biçimde kirlilik yükü sürmekte, oksijen azligi devam etmekte"

ISTANBUL (AA) - GÜLSELI KENARLI - ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Baris Salihoglu, Marmara Denizi'nin dijital ikizinin çikarilacagi Marmara Denizi Bütünlesik Modelleme Sistemi (MARMOD) Projesi'nde sona gelindigini, proje kapsaminda yaptiklari son incelemelerde denizdeki kirlilik yükünün ve oksijen azliginin devam etmekte oldugunu gördüklerini söyledi.

Marmara Denizi'ni tehdit eden riskler konusunda farkindalik uyandirmak amaciyla Marmara Belediyeler Birligi, 2021'de müsilaja karsi deniz temizligi seferberliginin baslatildigi 8 Haziran'i, Türkiye Çevre Haftasi'nin bir parçasi olarak "Marmara Denizi Günü" olarak kabul etti.

Ilk olarak geçen yil, 62 ayri farkindalik etkinligiyle kutlanan Marmara Denizi Günü'nün bu yilki temasi biyoçesitlilik olarak belirlendi.

Oksijensizlik tehlikesi ve biyoçesitlilik kaybi riskiyle karsi karsiya kalan Marmara Denizi'nin eski sagligina kavusmasi için 2017'de baslatilan MARMOD Projesi'nde son asamaya gelindi.

Müsilaj seferberligi ile birlikte kapsami genisletilen proje, Deniz Ekosistem ve Iklim Arastirmalari Merkezi (DEKOSIM), Ulusal Deniz Arastirmalari Altyapi Merkezi Projesi ve TÜBITAK Bilim Insani Destek Programlari Baskanligi (BIDEB) Öncü Arastirmacilar Programi destegiyle; Çevre, Sehircilik ve Iklim Degisikligi Bakanligi ÇED Izin ve Denetim Genel Müdürlügü ve Orta Dogu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü koordinasyonunda yürütülüyor.

Bu yil sonunda tamamlanmasi planlanan proje hakkinda AA muhabirine degerlendirmelerde bulunan ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Baris Salihoglu, daha önce Marmara'daki kirlilik durumunu ve oksijendeki azalmayi bildiklerini, Çevre, Sehircilik ve Iklim Degisikligi Bakanligina bu çerçevede raporlar sunduklarini kaydetti.

Salihoglu, "MARMOD Projesi'ni baslatmamizdaki ana amaç Marmara Denizi'nin modellenmesi ve çözüm önerileri gelistirilmesiydi. Projenin ana hedefi ise 'Bu oksijen azligi nasil çözülür? Bakanligin ve diger ilgili kurumlarin uygulayabilecegi çözüm önerileri nelerdir?' sorularina yanit bulmak." diye konustu.

Ilk fazi bitirdiklerinde Marmara Denizi'nde müsilaj olustugunu anlatan Salihoglu, bunun üzerine projeyi genisleterek Marmara Denizi'nin dijital ikizinin olusturulmasi ve hem fiziksel hem ekolojik hem de sosyoekonomik sisteminin 3 boyutlu olarak modellenmesi hedefiyle ikinci faza basladiklarini belirtti.

Geldikleri noktada Marmara Denizi'nin dijital ikizinin ana hatlarini olusturduklari bilgisini veren Salihoglu, söyle devam etti:

"Bu dijital ikiz biz bilim insanlari tarafindan kullaniliyor olacak çünkü fiziksel, ekolojik, sosyoekonomik, iklim, kara modülleri var. Ayrica son kullanicilarin, toplumun kullanacagi basit ve yapay zekayla desteklenen bir versiyonunu da olusturacagiz. Model çalisiyor yani Marmara Denizi'nin mevcut durumunu gösteriyor ama çözüm önerilerine yönelik senaryolarin çalistirilmasi su anda sürüyor."

Salihoglu, MARMOD Projesi kapsaminda, sehirlerden, havzalardan, tarim alanlarindan denize olan girdileri ve Marmara Denizi'nin eski sagligina kavusmasi için bunlarin hangi oranlarda azaltilmasi gerektigini ortaya koyduklarini, bütün çözüm önerilerini yil sonuna kadar Bakanliga, ilgili kurum ve kuruluslara sunmus olacaklarini bildirdi.

Hem kisa hem de uzun vadeli önerilerinin olacagini ifade eden Salihoglu, bu önerilerden bazilarini paylasti.

Salihoglu, "Biz yilin sonunda sunu söyleyecegiz: Sehirlerimiz 3 yil içinde atik su aritma tesislerinin yüzde 50'sini daha ileri seviye getirsin. Uzun vadede bunlarin tamaminin ileri seviyeye geçirilmesi lazim. Havzadan giren endüstri, tarim kökenli sularla tasinan kirliligin de 3 yil içinde yüzde 60 seviyesinde azaltilmasi lazim. Bunlar olursa 5 yil içinde Marmara Denizi oksijenli yasama dönebilir." diye konustu.

Kisa vadede amaçlarinin Marmara Denizi'ndeki oksijensizligin canli yasamina el verecek seviyeye çikarilmasi oldugunu ve ilk asamada önce bu adimi atmak istediklerini dile getiren Salihoglu, ilerleyen asamalarda denizin eski sagligina kavusmasi yönünde çözüm önerileri olacagini kaydetti.

- Marmara Denizi'nde son durum

ODTÜ Bilim-2 gemisinin bir hafta önce Marmara Denizi'nde oldugundan bahseden Salihoglu, geminin son seferinde elde edilen bulgularla ilgili su degerlendirmeleri paylasti:

"Marmara Denizi'nin genel durumu su anda iyi degil, çok ciddi biçimde kirlilik yükü sürmekte, oksijen azligi devam etmekte. Henüz yaz kosullari olusmus degil, su sicakliklari tamamen artmis degil. Bizi endiselendiren bir durum var. Marmara'nin su andaki durumunda alarm zilleri çaliyor. Bu yaz oksijen seviyelerinde daha da azalma bekliyoruz ve bu seviye, bugüne kadar geldigi oksijen seviyeleri arasinda en kötü duruma geçis olabilir. Nitrojen sülfür çikisi olabilir, ben her seyi müsilaja baglamayi sevmiyorum ama müsilaj da olabilir."

Salihoglu, Marmara Denizi için acilen alinmasi gereken önlemin kalici çözümler ortaya konana kadar kirlilik girdisinin elden geldigi ölçüde kontrol edilmesi ve bu konuda siki denetlenme yapilmasi oldugunu vurguladi.

Hiçbir ekosistemin özelligini kaybettikten sonra eski haline dönmeyecegine, Marmara Denizi için "eski saglik" ifadesi ile 40 yil önceki kaydettikleri degerleri kastettiklerine dikkati çeken Salihoglu, "En azindan o oksijen seviyelerine çikma ve kirlilik seviyelerine inme hedefi koyduk. Marmara derin bir deniz, en derin noktasi 1200 metre, 25 metrenin altinda ise yasama elverisli oksijen seviyesi yok. Bu, bütün oksijenli yasamin yüzeydeki 25 metreye sikismasi demek. Korkunç bir durum, kabullenmemiz mümkün degil." sözlerini sarf etti.

Marmara Denizi için umut oldugunu, son yaptiklari seferde ciddi bir biyoçesitlilik aktivitesi gördüklerini aktaran Salihoglu, sözlerini söyle tamamladi:

"Marmara Denizi kendini kurtarmaya çalisiyor, bu yüzden de bizim Marmara Denizi'ni biraz kendi haline birakmamiz gerekiyor, biraksak kurtaracak. Koruma alani ilan edilmesi çok olumlu bir gelismedir, bunun kriterlerinin giderek güçlendirilmesi lazim. Avcilik ve yapilasma ciddi biçimde sinirlandirilmali, giren kirlilik tamamen ortadan kaldirilmali. Bunlar olursa Marmara sansli, mücadele eden, çok dinamik bir deniz, kendisini kurtaracaktir."