Merkez Bankasi Para Politikasi Kurulu Toplanti Özeti:Murat Aslan- "Türkiye’nin gelistirdigi stratejik nitelikte çözüm araçlari sayesinde temel gida basta olmak üzere bazi sektörlerdeki arz kisitlarinin olumsuz etkileri azaltilmis olsa da uluslararasi ölçekte üretici ve tüketici enflasyonu yüksek seviyelerini sürdürmektedir" - "Isgücü piyasasina iliskin yüksek frekansli veriler ülke genelinde is ilani ve basvurularinda deprem sonrasinda sinirli ivme kaybina ragmen takip eden haftalarda toparlanma
ISTANBUL (AA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasi (TCMB) Para Politikasi Kurulu (PPK) Toplanti Özeti'nde, yasanan felaketin etkilerinin en düsük seviyelere indirilmesi ve gerekli dönüsümün desteklenmesi amaciyla uygun finansal kosullarin olusmasininin önceliklendirilicegi belirtildi.
Para Politikasi Kurulu'nun 23 Martta'ki toplantisina iliskin özet yayimlandi.
Özette, tüketici fiyatlarinin subatta aylik yüzde 3,15 arttigi, yillik enflasyonun ise 2,50 puan düsüsle yüzde 55,18 seviyesine geriledigi vurgulanarak, yillik enflasyonun enerjide daha belirgin olmak üzere tüm gruplarda düsüs kaydettigi ifade edildi.
Aylik bazda incelendiginde, gida ve hizmet gruplarinin fiyat artislariyla öne çiktigi aktarilan özette, enerji fiyatlarindaki belirgin düsüsün destegiyle üretici fiyatlarindaki artisin sinirli oldugu, yillik üretici enflasyonundaki gerilemenin subat ayinda da devam ettigi bildirildi.
Özete, enerji fiyatlarinin subatta yüzde 0,64 oraninda arttigi, grup yillik enflasyonun ise 5,02 puanlik düsüsle yüzde 50,01 seviyesine geriledigi belirtilerek, "Döviz kurundaki istikrarli seyir ve uluslararasi enerji fiyatlarindaki olumlu görünüm neticesinde grup genelinde ilimli fiyat hareketleri hakim olmustur. Uluslararasi propan ve bütan fiyatlarindaki gelismeleri takiben tüpgaz fiyatlari genel egilimden ayrismistir." ifadeleri kullanildi.
Yakin dönemde iktisadi faaliyete iliskin açiklanan verilerin tahmin edilenden daha olumlu seviyelerde gerçeklesmesine ragmen, jeopolitik risklerin ve faiz artislarinin da etkisi ile gelismis ülke ekonomilerinde resesyon endiselerinin sürmekte oldugu aktarilan özette, sunlar kaydedildi:
"Türkiye’nin gelistirdigi stratejik nitelikte çözüm araçlari sayesinde temel gida basta olmak üzere bazi sektörlerdeki arz kisitlarinin olumsuz etkileri azaltilmis olsa da uluslararasi ölçekte üretici ve tüketici enflasyonu yüksek seviyelerini sürdürmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararasi finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakindan izlenmektedir. Ülkeler arasinda farklilasan iktisadi görünüme bagli olarak gelismis ülke merkez bankalarinin para politikasi adim ve iletisimlerindeki ayrisma devam etmekle birlikte, takas anlasmalari ve yeni likidite imkanlari ile finansal istikrari öncelikleyen esgüdümlü adimlar atilmaktadir.
Finansal piyasalar, merkez bankalarinin faiz artirim döngülerini yakinda sonlandiracagini beklentilerine yansitmaktadir. Gelismekte olan ülkelere yönelen portföy akimlarinda, küresel risk istahindaki gerilemeye paralel olarak mart ayinda hem borçlanma hem de hisse senedi piyasalarindan çikislar gözlenmistir. Bununla birlikte gelismis ülkelerin uzun vadeli tahvil faizlerindeki oynaklik ve küresel finansal kosullarin seyri gelismekte olan ülkelere yönelen portföy akimlarina iliskin riskleri canli tutmaktadir."
Özette, uluslararasi emtia fiyatlarinin subatta gerilerken, bu gelismeyi enerji ve endüstriyel metal alt endekslerinin sürükledigi aktarilarak, tarim alt endeksinin ise sinirli bir sekilde yükseldigi ifade edildi.
Iliman hava kosullarinin yani sira gaz stoklarinin önemli oranda yükselmesiyle uluslararasi dogal gaz fiyatlarindaki gerilemenin mart ayinda devam ettigi vurgulanan özette, bu görünüme paralel olarak dogal gaz sanayi tarifelerinin mart ayinda da asagi yönlü güncellendigi belirtildi.
- "Uygulanan politikalarin destegiyle enflasyonun seviyesinde iyilesmeler görülmeye baslandi"
Özette, uluslararasi tasimacilik maliyetlerinin düsüs egilimini subat ayinda korudugu kaydedilerek, son aylarda döviz kurunda gözlenen istikrarli seyrin sürdügü bildirildi.
Bu görünüm altinda, üretici fiyatlarindaki artisin ocak ayina kiyasla yavasladigi ve yillik üretici enflasyonundaki gerileme egiliminin devam ettigi ifade edilen özette, "Uygulanan bütüncül politikalarin destegiyle enflasyonun seviyesinde ve egiliminde iyilesmeler görülmeye baslanmakla birlikte, depremin yol açtigi arz-talep dengesizliklerinin enflasyon üzerindeki etkileri yakindan izlenmektedir." degerlendirmesine yer verildi.
Özette, 2022'nin son çeyregine iliskin Gayri Safi Yurt Içi Hasila (GSYIH) verilerinin, yillik bazda büyüme oraninda üçüncü çeyrege kiyasla sinirli düsüse karsin iktisadi faaliyette çeyreklik olarak toparlanmaya isaret ettigi kaydedilerek, su ifadelere yer verildi:
"Bu dönemde GSYIH yillik bazda yüzde 3,5 oraninda artis kaydetmis, mevsim ve takvim etkilerinden arindirilmis verilerle ise bir önceki çeyrege kiyasla yüzde 0,9 artmistir. Böylece, 2022 yil geneli büyümesi yüzde 5,6 oraninda gerçeklesmistir. Yil genelinde net ihracat ve yatirimlarin milli gelir içindeki payi tarihsel ortalamalarin üzerinde seyretmistir. Yatirimlarin alt kalemlerinden makine-teçhizat yatirimlari yillik bazdaki artis egilimini on üçüncü çeyrege tasimistir. 2022 yili son çeyreginde büyümeye en yüksek katki yurt içi talepten gelirken zayif seyreden dis talebin etkileri sanayi sektörünün büyümeye katkisina yansimistir.
Asrin felaketi öncesindeki öncü göstergeler 2023 yilinin ilk çeyreginde iç talebin dis talebe kiyasla daha canli olduguna ve büyüme egiliminde artisa isaret etmekteydi. Sanayi üretimi, ocak ayinda mevsim ve takvim etkilerinden arindirilmis olarak aylik bazda yüzde 1,9, yillik bazda yüzde 7 oraninda artmistir. Böylece sanayi üretimi ocak ayi itibariyla çeyreklik bazda yüzde 2,6 oraninda artis kaydetmistir. Ocak ayinda perakende satis hacim endeksi ise aylik bazda yüzde 5,4 oraninda artis sergilemistir. Imalat sanayi firmalarinin kayitli ihracat siparislerinde çeyreklik bazdaki yatay seyirle birlikte kayitli iç piyasa siparislerindeki artis da iç talebin dis talebe kiyasla daha canli oldugunu teyit etmektedir."
Deprem felaketi sonrasinda iktisadi faaliyete iliskin göstergeler üzerinde bir belirsizlik olustugu belirtilen özette, "Depremin dogrudan etkilerinin yaninda, yeniden insa faaliyetleri ve uygulanan destekleyici politikalar kanaliyla dolayli etkilerinin zaman içinde degisen çesitli sektörel ve bölgesel yansimalari olacaktir. Depremin üretim, tüketim, istihdam ve beklentiler üzerindeki etkileri kapsamli bir sekilde degerlendirilmektedir." ifadeleri kullanildi.
- "Veriler istihdamdaki artis egiliminin deprem sonrasinda korundugunu gösteriyor"
Özette, mart ayina iliskin yüksek frekansli dis ticaret verilerinin depremden etkilenen bölgeden yapilan ihracatin afet sonrasindaki düsüsü takiben toparlanma egilimi sergiledigine isaret ettigi kaydedilerek, su degerlendirmelere yer verildi:
"Benzer sekilde, isgücü piyasasina iliskin yüksek frekansli veriler ülke genelinde is ilani ve basvurularinda deprem sonrasinda sinirli ivme kaybina ragmen takip eden haftalarda toparlanma ima etmektedir. Kartla yapilan harcamalarin ise afet bölgesinde deprem öncesi egiliminin sinirli olarak altinda oldugu gözlenmektedir. Öte yandan, saha görüsmelerinden edinilen ayrintili bilgiler depremden etkilenen bölgede yer alan sanayi üretimi alt yapisinin büyük ölçüde korunduguna ve üretimin sürekliliginin saglandigina isaret etmektedir.
Depremin yakin vadede ekonomik aktiviteyi etkilemesi beklenmekle birlikte orta vadede Türkiye ekonomisinin performansi üzerinde kalici bir etkide bulunmayacagi öngörülmektedir. Mevsimsellikten arindirilmis istihdam 2023 yilinin ocak ayinda bir önceki aya kiyasla yüzde 0,8 oraninda (264 bin kisi) çeyreklik bazda ise yüzde 1,2 oraninda (377 bin kisi) artmistir. Mevsimsellikten arindirilmis olarak isgücüne katilim orani bir önceki aya göre yatay seyrederek yüzde 54,1 düzeyinde gerçeklesirken, issizlik orani bir önceki aya göre 0,6 puan azalisla yüzde 9,7 düzeyine gerilemistir. Anket göstergeleri ve yüksek frekansli veriler istihdamdaki artis egiliminin deprem sonrasinda sinirli ivme kaybetmekle birlikte korundugunu göstermektedir."
Dis ticaret açiginda altin ithalatindaki ivmelenme kaynakli gözlenen yükselise karsin hizmet gelirlerinde süregelen artis egiliminin cari islemler dengesini desteklemeyi sürdürdügü bildirilen özette, büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bilesenlerin payinin yüksek seyrederken, turizmin cari islemler dengesine beklentileri asan güçlü katkisinin yilin tüm aylarina yayilarak devam ettigi aktarildi.
Özette, bunun yaninda, iç tüketim talebi, enerji fiyatlarindaki yüksek seviye ve ana ihracat pazarlarindaki zayif iktisadi faaliyetin cari denge üzerindeki riskleri canli tuttugunu vurgu yapilirken cari islemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalici hale gelmesinin, fiyat istikrari için önem arz ettigi hatirlatildi.
- "Depremin 2023 yilinin ilk yarisindaki etkileri yakindan takip edilecektir"
Para politikasi durusunun, enflasyon görünümüne yönelik risklerin kaynagina, kaliciligina ve para politikasi ile ne ölçüde kontrol altina alinabilecegine dair degerlendirmeler dikkate alinarak, temkinli bir yaklasimla sürdürülebilir fiyat istikrari hedefine ulasilmasi odaginda belirlenecegi hatirlatilan özette sunlara vurgu yapildi:
"Para politikasinda sürdürülebilir fiyat istikrari hedefi dogrultusunda finansal istikrara yönelik riskleri de gözeten liralasma odakli bir yaklasim sergilenmeye devam edilecektir. Kredilerin büyüme hizi ve erisilen finansman kaynaklarinin amacina uygun sekilde iktisadi faaliyet ile bulusmasi yakindan takip edilmektedir. Kurul, yasanan felaketin etkilerinin en düsük seviyelere indirilmesi ve gerekli dönüsümün desteklenmesi amaciyla uygun finansal kosullarin olusmasini önceliklendirecektir. Bu çerçevede, mevcut destekleyici önlemlere ek olarak, 2023 Yili Para Politikasi ve Liralasma Stratejisi metninde paylasilan, likidite kosullarini destekleyici araçlarin gerektiginde güncellenmesi konusu degerlendirmeye alinmistir.
Sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artis trendinin sürdürülmesi açisindan finansal kosullarin destekleyici olmasi deprem sonrasinda daha da önemli hale gelmistir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasina karar vermistir. Kurul, para politikasi durusunun fiyat istikrari ve finansal istikrari koruyarak deprem sonrasi gerekli toparlanmayi desteklemek için yeterli oldugu görüsündedir. Depremin 2023 yilinin ilk yarisindaki etkileri yakindan takip edilecektir."
Özette, TCMB'nin, fiyat istikrarinin kalici ve sürdürülebilir bir sekilde kurumsallasmasi için Liralasma Stratejisi’ni tüm unsurlariyla uygulayacaginin alti çizilerek "Kurul, 2023 Yili Para Politikasi ve Liralasma Stratejisi metninde belirttigi üzere, parasal aktarim mekanizmasinin etkinligini destekleyecek araçlarini kararlilikla kullanmaya devam edecek ve fonlama kanallari basta olmak üzere tüm politika araç setini liralasma hedefleriyle uyumlu hale getirecektir." degerlendirmesi yapildi.
Bu süreçte, politika araçlarinin Türk lirasi mevduat gelisiminin desteklenmesi, Açik Piyasa Islemleri fonlamasinin teminat yapisinda Türk lirasi cinsi varliklarin artirilmasi, fonlamanin kompozisyonunda para takasi (swap) agirliginin azaltilmasi ve döviz rezervlerinin güçlendirilmesi istikametinde gelistirilmesine odaklanildigi kaydedilen özette, uzun vadeli, sabit getirili ve Türk lirasi varliklara talebin yükselerek getiri egrisinin parasal aktarimin etkinligi yönündeki seyrinin yakindan izlendigi bildirildi.
Özette, kurulun, kredilerin büyüme hiziyla birlikte, hedefli alanlarda verimlilik kazanimlari saglayan kredilerin finansman maliyetlerinin de aktarimin korunmasini saglayacak sekilde gelisimini gözetecegi belirtilerek sunlar kaydedildi:
"Bu çerçevede, Türk lirasi likiditesinde ve dagiliminda yasanan gelismelerin mevduat ve kredi fiyatlamalari üzerindeki etkileri, döviz kurundaki gelismelerin enflasyon üzerindeki etkileri, kur korumali mevduat ürünlerine yönelik gelismelerin ters para ikamesi, döviz piyasalarinin derinligi ve istikrari ile fiyat istikrari üzerindeki etkileri analiz edilmekte ve gerekli politika tedbirleri olusturulmaya devam edilmektedir. TCMB, fiyat istikrari temel amaci dogrultusunda enflasyonda kalici düsüse isaret eden güçlü göstergeler olusana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulasincaya kadar elindeki tüm araçlari kararlilikla kullanmaya devam edecektir.
Fiyatlar genel düzeyinde saglanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düsüs, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artis egiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalici olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrari ve finansal istikrari olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatirim, üretim ve istihdam artisinin saglikli ve sürdürülebilir bir sekilde devami için uygun zemin olusacaktir."
Kurulun, fiyat istikrarinin saglanmasi için, güçlü bir politika koordinasyonuyla tüm paydaslari içeren bütüncül bir makro politika bilesimi olusturulmasini destekledigi aktarilan özette, kararlarini seffaf, öngörülebilir ve veri odakli bir çerçevede almaya devam edecegi bildirildi.