ABD, Israil'de asiri sagin yükselisinden rahatsiz olsa da "hesap verebilirlik" talep etmiyorHalil Ibrahim Medet- Istanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Islam ve Küresel Iliskiler Merkezi Direktörü Prof. Dr. Sami el-Arian:- "ABD Disisleri Bakanligindan yakin dönemlerde hatta Beyaz Saray'dan (Israil'deki asiriciliga iliskin) bir seyler kinanmis olsa da gerçekte politikalar degismedi"- "Israilli siyasetçiler, özellikle sag kanattakiler, ABD desteginin Israil'in varligi için hayati önem tasidiginin

ABD, Israil'de asiri sagin yükselisinden rahatsiz olsa da "hesap verebilirlik" talep etmiyorHalil Ibrahim Medet- Istanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Islam ve Küresel Iliskiler Merkezi Direktörü Prof. Dr. Sami el-Arian:- "ABD Disisleri Bakanligindan yakin dönemlerde hatta Beyaz Saray'dan (Israil'deki asiriciliga iliskin) bir seyler kinanmis olsa da gerçekte politikalar degismedi"- "Israilli siyasetçiler, özellikle sag kanattakiler, ABD desteginin Israil'in varligi için hayati önem tasidiginin

ISTANBUL (AA) - HALIL IBRAHIM MEDET - ABD'nin, Orta Dogu'da stratejik müttefiki Israil'in insan haklarini, uluslararasi hukuku sistematik biçimde ihlal eden ve açikça irkçi söylemlerde bulunan sagci koalisyon hükümetinden rahatsiz olsa da çikarlari geregi herhangi bir hesap verebilirlik talep etmedigi belirtiliyor.

Istanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Islam ve Küresel Iliskiler Merkezi Direktörü Prof. Dr. Sami el-Arian, AA muhabirine, Israil'de asiri sagci koalisyon hükümetinin irkçi söylemlerinin Israil-ABD iliskilerine etkilerini degerlendirdi.

Prof. Dr. Arian, ABD'nin Israil'in irkçi söylemlerinden rahatsiz olmasina karsin hesap verebilirlik talebi veya politika degisikligine gitmedigini belirterek, sunlari ifade etti:

"Amerikan hükümetinin, Israil ile olan iliskisi, özellikle eski ABD Baskani Richard Nixon'dan bu yana hatta daha da öncesinden itibaren, Israil politikalarina tam destek seklinde tanimlanabilir. Israil, stratejik önemi nedeniyle özellikle Orta Dogu'da, ABD'nin dünya üzerinde hegemonyasini sürdürme çabasiyla iliskili büyük stratejiye entegre edildi. Bu nedenle destek tutarli sekilde devam etti. Yakin dönemlerde ABD Disisleri Bakanligindan hatta Beyaz Saray'dan (Israil'deki asirlikçiliga iliskin) bir seyler kinanmis olsa da gerçekte politikalar degismedi. ABD, Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK) en az 46 vetoyla Israil'i diplomatik ve siyasi açidan yaptirimlardan veya baskilardan korumaya çalisti."

ABD'nin bazi konularda Israil'e karsi elestirel tavir takinmasina karsin gerçek anlamda Filistin'in haklarini desteklemeyerek Israil'in suçlarina ortak oldugunu kaydeden Arian, ABD'nin Israil'e finansal, diplomatik ve siyasi destek sagladigini ve Israil'in Filistin topraklarini mümkün oldugunca genis sekilde ele geçirme planlarinin devam ettigini söyledi.

- "Dini Siyonistler, irkçi veya üstünlükçü olarak algilanmaktan çekinmiyor"

Arian, ABD'li dilbilimci Noam Chomsky'nin "Israil'in insanlik disi eylemlerinin sadece ABD'nin destegiyle mümkün oldugunu" söyledigine atifta bulunarak, "'Sömürgeci ve irkçi bir ideoloji' olarak tanimlanabilecek Siyonist hareketin tüm dünyadan gelen Yahudilerle Filistin halkinin yerini degistirmek için her türlü araci kullanmayi mesru gördügünü" dile getirdi.

Siyonist hareketin, yüzyili askin süredir Filistinlilerin topraklarina Yahudileri yerlestirme planinin degismeden devam ettiginin ancak bu hareketin içinde seküler ve dini kanatlarin da oldugunun altini çizen Arian, bugün "irkçi veya üstünlükçü" olarak algilanmaktan çekinmeyen dini kanadin Siyonist harekete öncülük ettigini ifade etti.

Arian, Dini Siyonizm'in 1967'deki 6 Gün Savasi ve Mehir Kahane ile onun öncülük ettigi Kah Hareketinin ortaya çikmasindan sonra istikrarli sekilde yükseldigini ve bugün de asiri sagci Maliye Bakani Bezalel Smotrich, Ulusal Güvenlik Bakani Itamar Ben-Gvir gibi figürlerin ortaya çikmasiyla, bu akimin daha da baskin hale geldigini anlatti.

- ABD iç siyasetindeki Siyonist gruplarin etkisi yaptirimlari engelliyor

ABD-Israil iliskilerine bakarken konuyu her iki ülkenin çikarlari baglaminda degerlendirmek gerektigine dikkati çeken Arian, Israil'e ABD desteginin kesintisiz sekilde devam ederken ayni zamanda Amerikan iç siyasetinde Siyonist lobi ve gruplarin etkili sekilde rol aldigina vurgu yapti.

Arian, ABD'nin 1973'ten bu yana Israil'e en az 200 milyar dolar yardimda bulunmasinin yani sira ABD iç siyasetinde önemli yere sahip Siyonist gruplarin ayni sekilde büyük siyasi partileri finanse ettigini, güvenlik ve savunma kurumlarinda etkili oldugunu söyleyerek, söyle devam etti:

"Stratejik, jeopolitik düsünceler ve iç politikadaki Siyonist gruplarin etkisiyle ABD'nin politikalari Israil'in hedefleriyle uyumlu hale geliyor. BMGK ve Birlesmis Milletlerdeki birçok karar da hala uygulanmadi ve Israil'e herhangi bir eylem konusunda hiçbir gerçek baski yapilmadi çünkü ABD elestiri, yaptirim veya gerçek sonuçlarla ilgili Israil'i koruyup ve kolladi. Israil her mali yilda, genellikle on yil süreyle taahhüt edilen önemli maddi destek aliyor. Bu destek eski ABD baskanlari (Bill) Clinton, (George W.) Bush, (Barack) Obama, (Donald) Trump ve simdi Baskan (Joe) Biden gibi farkli isimler döneminde sürekli devam etti. Insan haklari ihlalleri, istismarlar ve Filistinlilere karsi yasa disi silah kullanimi gibi konularda Israil'e karsi herhangi bir kesinti veya sembolik dahi olsa yaptirim olmadi."

Israil asiriciligina karsi ortaya konulan eylemsizligin ABD'nin bu konulari gerçekten ele almadigi mesajini verdigini sözlerini ekleyen Arian, "Israilli siyasetçiler, özellikle sag kanattakiler, ABD desteginin Israil'in varligi için hayati önem tasidiginin farkinda ancak ABD'nin baski uygulama kapasitesinin ya da isteginin olmadigini da biliyorlar. Onlarca yilin tarihi baglami göz önüne alindiginda, Israilli siyasetçilerin, Israil Basbakani Binyamin Netanyahu ve müttefiklerinin, rotalarini degistirme zorunlulugu hissetmemeleri böylelikle anlasilabilir." degerlendirmesinde bulundu.