Bedenin Sesine Kulak Vermek
Her bedenin anlatmak istediği bir hikâye vardır. Kimi zaman bu hikâye fazla kilolarla, kimi zaman geçmeyen baş ağrılarıyla, bazen de sindirim problemleriyle kendini ifade eder. Asıl mesele, bu hikâyeyi gerçekten dinleyebilmektir.
Ben Aslı Cemile Özatan. 1980 yılında Konya’da doğdum. Eğitim hayatıma da doğduğum şehirde başladım. İlk, orta ve lise öğrenimimi Konya’da tamamladıktan sonra üniversite için Ankara’ya gittim ve Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nde beş yıllık eğitimimi başarıyla tamamladım.
2004 ile 2021 yılları arasında Konya’daki özel hastane ve kliniklerde klinik diyetisyeni olarak görev yaptım. Bu süreçte yalnızca beslenme bilgisiyle değil, insanı bir bütün olarak ele almanın gerekliliğiyle karşılaştım. Sağlık dediğimiz kavram, yalnızca fiziksel bir süreç değildi. Duygular, düşünceler, alışkanlıklar, stres düzeyi ve motivasyon da en az yeme alışkanlıklarımız kadar belirleyiciydi. Bu düşünceler beni yeni bir alana yönlendirdi. 2010-2012 yılları arasında Adler Koçluk ve Danışmanlık’tan aldığım eğitimle ICF onaylı koçluk ve mentörlük sertifikamı tamamladım. Böylece, danışanlarıma yaşam koçluğu ve motivasyon desteğiyle daha bütüncül bir şekilde yaklaşmaya başladım.
Ancak esas dönüşümüm pandemi döneminde oldu. Tüm dünya sağlıkla ilgili ezberlerini yeniden gözden geçirirken, ben de mesleki olarak kendime şu soruyu sordum: “Gerçek iyileşme nasıl mümkün olur?” İşte bu sorunun peşine düştüğümde, fonksiyonel tıpla tanıştım.
Fonksiyonel Tıp Diyetisyenliğine dair aldığım eğitimler ve okumalarla şunu çok net gördüm: Vücut sadece şikâyet üretmiyor; bize sinyal veriyor. Bu sinyalleri doğru okuyabilirsek, kalıcı iyileşmenin kapısı aralanıyor.
Fonksiyonel tıp, yalnızca semptomları baskılamayı değil, altta yatan kök nedenleri anlamayı hedefleyen bir yaklaşım. Bir kişi diyabetle, tiroit sorunlarıyla, bağırsak problemleriyle ya da sedef hastalığıyla baş ediyor olabilir. Ama bu hastalıklar çoğu zaman yüzeydeki belirtilerdir. Esas neden daha derinlerde, hücresel düzeyde olabilir.
Bu yaklaşımda kişinin sadece yediği değil, nasıl uyuduğu, neye streslendiği, ne kadar hareket ettiği, bağırsağının durumu, karaciğerinin detoks kapasitesi, hatta duygusal yükleri bile önemlidir. Bu yüzden danışanlarıma sadece bir diyet listesi vermekle yetinmiyorum. Uyku düzeninden stres kontrolüne, mikrobiyotadan hormonal dengeye kadar birçok alanda destek sağlıyorum. Kilo vermek mi? Elbette gerçekleşiyor ama bu çoğu zaman sürecin doğal sonucu oluyor, asıl hedef değil.
Ben, insanların bedenlerini yeniden tanımalarına, kendileriyle barışmalarına ve sürdürülebilir sağlık yolculuklarına eşlik ediyorum. Çünkü inanıyorum ki; doğru bilgiyle, sabırla ve bireye özel bir yaklaşımla, beden yeniden dengelenmeyi başarabilir.