Disiplinin Ülkesi Almanya'dan Bir Gözlem : Soğuk Ama Sorumlu
Merhabalar, ben Ahmet Yavuz. Konya’da stand tasarımı, reklamcılık ve basın alanlarında faaliyet gösteren Medyavuz Reklam ve Danışmanlık adında bir ajansım var. Uzun yıllardır bu sektörün içindeyim, işin sadece masa başında değil, sahada da bizzat içindeyim. Kurduğum standları çoğu zaman kendi ellerimle monte ederim. Bu iş sayesinde birçok ülkeye gittim ama en sık gittiğim yer Almanya. Öyle ki, artık bir ayağım orada gibi… Bazen bir hafta, bazen bir ay kalıyorum. Her seferinde de gözüme çarpan bazı şeyler var ve bunlardan beni çok etkileyen şey, Almanların disipline olan bağlılığı ve sorumluluk duyguları oldu.
Almanya’da bir işin yapılacağı saat belliyse, o iş tam saatinde yapılır. Ne bir dakika önce, ne bir dakika sonra. Sabah 8 dediler mi, 08:00’de kapıda olur herkes. İş çıkışı 17:00 ise, bilgisayarlar 16:59’da kapanır. İlk başlarda buna biraz şaşırmıştım. Bizde işler bazen "hallederiz abi" yaklaşımıyla yürür, zaman esnek tutulur, hatta bazen işler son dakikaya bırakılır ama bir şekilde çözülür. Onlardaysa sistem buna izin vermez. Çünkü bireyden devlete kadar herkes üzerine düşeni tam olarak yapar. İşte bu, insanın içine güven duygusu veriyor.
Bir Alman çalışan, yaptığı işi “kendinin” sayar. Temizlik görevlisi bile sabah paspası öyle bir çeker ki, “bu benim bölgem, sorumluluğum” diyordur sanki. İşini severek mi yapıyorlar? Belki hayır. Ama işlerini layığıyla yapıyorlar, bu kesin.
Tabii bu disiplinin bir de bedeli var. Aralarındaki mesafe hep korunur. Kimse kimsenin özel hayatına pek dokunmaz. Sabah “günaydın” deyip işine koyulurlar. Sohbet, muhabbet bizdeki kadar bol değildir. Hele bir de bizim Türk misafirperverliğini, sıcak muhabbetini arıyorsanız, biraz eksik hissedebilirsiniz kendinizi. Bizdeyse, biri çay koydu mu, yanına hemen bir tabak zeytin, peynir gelir; laf lafı açar, işler sohbetle ilerler. O da bizim kültürümüzün güzelliği.
Bazen diyorum ki, keşke bu iki farklı karakter bir dengede buluşsa. Almanların sistematiği, dakikliği ile bizim sıcakkanlılığımız, içtenliğimiz bir araya gelse… Hem iş zamanında yürür, hem çayın yanında sohbet eksik olmaz. Ama işte dünya böyle; herkesin mayası farklı.