Kimi zaman bir adım, bir dönüş ya da bir bakış…

Bale, sadece bedensel bir hareket değil; ruhun zarafetle dışa yansımasıdır. Ama bunun çok daha ötesinde, çocukluk çağlarında alınan bale eğitimi, yaşam boyu sürecek değerlerin temellerini atar. Peki, nedir bu değerler?

İlk olarak disiplin...

Küçük yaşta bale eğitimine başlayan bir çocuk, her dersin bir düzeni, her hareketin bir kuralı olduğunu öğrenir. Ders saatine zamanında gelmek, ısınma hareketlerini titizlikle yapmak, öğretmenini dikkatle dinlemek… Bunlar sadece dans eğitiminin değil, hayatın da birer provasıdır aslında. Disiplin, bale salonunun aynaları önünde başlar, çocuğun tüm yaşantısına yansır.

Balenin belki de en büyüleyici tarafı estetik duygusudur. İncelikli duruşlar, dengeli adımlar, ahenkle birleşen beden ve müzik… Estetik, çocuğun yalnızca dansına değil, düşünce ve davranışlarına da siner. Kendine bakmayı, bir duruşu olmayı, güzelliği üretmeyi ve takdir etmeyi öğrenir. Hayata biraz daha zarif, biraz daha duyarlı bir pencereden bakar.

Ve öz güven...

 Sahneye çıkarken gözler ona çevrilir, kalbi hızlı atar ama bir şekilde o adımı atar. Her performans, her alkış onun kendine olan inancını pekiştirir. Kendini ifade etmenin cesareti, başarmanın huzuru ve takdir görmenin sevinci, bale eğitiminde doğal bir süreçtir. Çocuk, yalnızca dans etmeyi değil, kendi varlığını sahnede duyurmayı da öğrenir.

Bugün birçok veli, çocuğunun bale eğitimine “dans öğrensin” diye başlarken, zamanla şunu fark ediyor: Bu eğitim, aslında hayata hazırlık. Yalnızca dans eden değil, düşünen, hisseden ve kendini zarafetle ifade eden bireyler yetişiyor bale sınıflarında.

Bale, dışarıdan bakıldığında sessiz bir sanat gibi görünse de aslında içinde büyük bir dönüşüm barındırır. Her çocuk bu yolculukta sadece dans etmeyi değil, kendini keşfetmeyi öğrenir. Ve belki de en güzeli, bu keşfi ritimle, zarafetle, öz güvenle yapar.

M.Melike Kıyanus

KIYANUS BALE VE MÜZİK OKULU