TBMM Çevre Komisyonu Baskani Kurum, Almanya Avrupa ve Iklim Bakani Lührmann ile görüstüIsmail Çimen- Murat Kurum: "Türkiye'de iklim kriziyle mücadelenin en güçlü ve sembol araci 'Sifir Atik' hareketi olmustur" - Anna Lührmann: "Sayin Cumhurbaskaninizin da ifade ettigi, 2053'e kadar karbon nötr hedeflerine ulasmaya çalisilmasi, bizler tarafindan takdirle karsilanan bir hedeftir"
TBMM (AA) - TBMM Çevre Komisyonu Baskani ve AK Parti Istanbul Milletvekili Murat Kurum, Almanya'nin Avrupa ve Iklimden Sorumlu Devlet Bakani Anna Lührmann ve beraberindeki heyet ile bir araya geldi.
Görüsmede konusan Kurum, Türkiye'nin 6 Subat'ta yasadigi ve 11 ili derinden etkileyen depremler sonrasi gösterilen destekten dolayi Alman halkina tesekkür ettigini söyledi.
Iklim krizi ve bu krizin neden oldugu agir yikim ve tahribatlarin, her geçen gün dünyayi derinden etkilemeye devam ettigini, rekor seviyeye ulasan sicakliklarin, orman yanginlarinin, seller ve heyelanlarin, büyük bir krizin esiginde olundugunu da gösterdigini vurgulayan Kurum, "Geçtigimiz temmuz ayina baktigimizda aslinda tüm zamanlarin en sicak günlerini yasadik. Iste bugün yasadigimiz gida krizleri, yüksek enflasyona yol açan kuraklik ve ani hava olaylari her geçen gün kendisini daha da fazla hissettirmektedir." dedi.
Kurum, okyanuslara ve denizlere bakildiginda ise su seviyesinin her geçen gün arttigini, iklim degisikligine bagli düzensiz göçler sebebiyle ülkelerin etkilendigini dile getirdi.
Türkiye'nin de içinde yer aldigi Akdeniz iklim kusagindaki ülkelerde orman yanginlarinin sayisinin ve siddetinin de engellenemediginin altini çizen Kurum, dünyanin geldigi bu çikmazdan kurtarilmasinin yegane yolunun, tüm dünyanin seferberlik anlayisiyla güçlü ve uyumlu bir sekilde mücadele etmesinden geçtigine dikkati çekti.
TBMM Çevre Komisyonu Baskani Kurum, sunlari kaydetti:
"Cumhurbaskanimiz Sayin Recep Tayyip Erdogan'in tüm dünyaya ilan ettigi 2053 yili sifir emisyon ve yesil kalkinma devrimi hedefleri dogrultusunda hükümetimiz, ilgili bakanligimiz, komisyonlarimiz ve belediyelerimiz isbirligi içerisinde çalismaktadir. Tavizsiz bir sekilde ortaya koymus oldugumuz karar ve hedef dogrultusunda çalismalarinizi yürütmekteyiz. Bugün Türkiye'de iklim kriziyle mücadelenin en güçlü ve sembol araci 'Sifir Atik' hareketi olmustur. Sayin Emine Erdogan Hanimefendi'nin himayelerinde yürüttügümüz ve bugün dalga dalga tüm Türkiye'ye yayilan ve Türkiye'nin en büyük çevre hareketi olan 'Sifir Atik' hareketi kapsaminda 2035 yilinda geri dönüsüm orani hedefimizi yüzde 60'a çikarmayi hedefliyoruz."
Murat Kurum, önemsedikleri bir baska konunun ise "Iklim Kanunu" oldugunu, TBMM'nin yeni yasama dönemine baslamasiyla da bu konunun gündemin ön siralarinda yerini alacagini; Iklim Kanunu'nun yürürlüge girmesiyle Türkiye'nin 100 yilinin sekillenmis olacagini ifade etti.
Kurum, "Bu yasa sadece bizim degil, çocuklarimizin, doganin, çevrenin, gelecegin yasasi, sigortasi ve teminati olacaktir. Bu yasa sayesinde sanayi üretiminde yesile, güvene, temize geçis tamamlanacak, doga ve dogadaki tüm canlilar da özgür ve rahat bir nefes alacaktir." diye konustu.
- "Iklim krizi sadece zorluklarla birlikte gelen bir görev olarak algilanmamalidir"
Almanya'nin Avrupa ve Iklimden Sorumlu Devlet Bakani Lührmann da Türkiye ile Almanya arasinda çok yönlü ve derin iliskilerin bulundugunu, mevcut isbirligini daha da ileri tasimak amacinda olduklarini vurguladi.
Türkiye'nin geçtigimiz aylarda son derece sarsici bir deprem gerçegiyle karsi karsiya kaldigini, bu durum karsisinda Almanya'nin da dayanismasini gösterdigini belirten Lührmann, "Almanya'nin tüm sehirleri, bu dayanismaya ortak oldu. Bu dayanismada muazzam yardimlar saglandi. 250 milyon avro degerinde yardim saglandi. Bu kadar korkunç bir felaket karsisinda dahi sunu gördük ki insanlar yine dayanisma içerisinde birbirleriyle yakin baglarini gelistiriyorlar. Alman sirketlerinin yogun katkisi hala devam ediyor." ifadesini kullandi.
Lührmann, Almanya'nin Ankara Büyükelçisi Jürgen Schulz'un, Alman yatirimcilarla deprem bölgesini ziyaret edecegini ve oraya ne tür katki sunabileceklerini arastiracaklarini aktardi.
Iklim krizinin herkes için son derece zorlu bir görev oldugunu belirten Lührmann, sözlerini söyle sürdürdü:
"Sadece Türkiye'de degil dünya çapinda yanginlar, seller ve çok sayida felaketle bas basa kaldik. Çocuklarimiza, sonraki nesillere saglikli ve güvenilir bir ülke ve toprak emanet edebilmek için emisyonlarin azaltilmasi son derece önemli ve ivedi olan konular arasinda yer aliyor. Sayin Cumhurbaskaninizin da ifade ettigi, 2053'e kadar karbon nötr hedeflerine ulasmaya çalisilmasi, bizler tarafindan takdirle karsilanan bir hedeftir.
Emisyonlarin kisitlanarak azaltilmasi önemli bir hedeftir. Iklim krizi sadece zorluklarla birlikte gelen bir görev olarak algilanmamalidir. Bununla mücadele edebilmeyi ögrenebilirsek bu ayni zamanda bir firsata da dönüstürülebilir. Türkiye Cumhuriyeti, özellikle günes enerjisi alaninda en önemli üreticilerden bir tanesidir. AB'nin özellikle bu alanda ciddi bir alimi söz konusu. Alimin daha da yogunlastirilmasi söz konusu, böyle bir niyet ve hedef ifade ediliyor. Yesil hidrojen konusu son derece önemli bir baslik ve burada da yine Türkiye-Almanya arasinda son derece önemli isbirligi alanlari ve açilimlar mümkün olabilecektir."
Konusmalarin ardindan görüsme basina kapali devam etti.