Prostat kanserine "nokta atisi" tedaviMehmet Kadir Kilinç- Çakmak Erdem Hastanesi Üroloji Uzmani Op. Dr. Bugra Içli: - "Son yillarda HIFU yani yüksek yogunluklu odaklanmis ultrason tedavisiyle prostat kanseri ameliyatsiz sekilde tedavi edilebiliyor"
ISTANBUL (AA) - Çakmak Erdem Hastanesi Üroloji Uzmani Op. Dr. Bugra Içli, son yillarda "yüksek yogunluklu odaklanmis ultrason tedavisi" olarak bilinen "HIFU" yöntemiyle prostat kanserinin ameliyatsiz sekilde tedavi edilebildigini bildirdi.
Hastaneden yapilan açiklamada görüslerine yer verilen Içli, erkeklerde cilt kanserlerinden sonra en sik görülen kanser türünün prostat kanseri oldugunu aktardi.
60 yas üzeri erkeklerin yüzde 50'sinde mikroskobik düzeyde prostat kanseri tespit edildigini belirten Içli, "Bu hastaliga dikkat çekmek amaciyla 15 Eylül, Prostat Kanseri Farkindalik Günü olarak belirlenmistir. Kanser erken teshis edilerek önlenebilir, bu anlamda prostat kanserinde de erken teshis hastaligin seyrinde hayat kurtaricidir. Prostat kanseri erken evrede belirti vermeden ilerliyor. Bu nedenle 50'li yaslardan itibaren yilda bir kez rutin kanda PSA kontrolleri ve gerekli muayeneleri yaptirmak, eger ailede prostat kanseri öyküsü varsa da 40-45 yaslarindan sonra bu üroloji muayenelerini aksatmamak çok önemli." ifadelerini kullandi.
Içli, prostat dokusundaki hücrelerin anormal ve kontrolsüz çogalmasi sonucu ortaya çikan kötü huylu tümörlerin prostat kanseri olarak tanimlandigini, yilda en az bir kere PSA kontrolü yapilmasinin, bu degerlerde bir anormallik saptandiginda vakit kaybetmeden bir üroloji uzmanina basvurulmasinin hayati önem arz ettigini ve hastaliga prostat bezine yapilan biyopsi sonucunda tani kondugunu kaydetti.
Prostat kanserinin cerrahi islemler, takip, radyoterapi gibi uygulamalarla tedavi edilebildigini aktaran Içli, "Son yillarda HIFU yani yüksek yogunluklu odaklanmis ultrason tedavisiyle prostat kanseri ameliyatsiz sekilde tedavi edilebiliyor. HIFU, özel bir cihaz araciligiyla yogunlastirilmis ultrason dalgalarinin prostatinin içerisindeki kanserli dokulara odaklanmasi ve bu alanlarin isiyla yok edilmesi islemidir. Hastanin agri hissetmemesi için islem anestezi altinda, ameliyathanede gerçeklestirilir." bilgisilerini verdi.
- Tedavi sonuçlari yüz güldürüyor
Bugra Içli, ultrasonik enerjinin tek bir noktada toplanarak yogunlastirilip yalnizca kanserli bölgeye milimetrik hassasiyetle nokta atisi seklinde uygulandigindan, prostatin hastalikli bölgesi tedavi edilerek çevre dokulara zarar verilmemis oldugunu ifade etti.
Bir kesi yapilmadigindan iyilesme süresinin kisa oldugunu bildiren Içli, sunlari kaydetti:
"Hastalari genellikle islemin ertesi günü evlerine taburcu ediyoruz. Kesi olmadigindan komplikasyon riski de oldukça düsük. Diger tedavi seçeneklerinde gözlemledigimiz idrar kaçirma ve cinsel islev bozukluklarinin HIFU sonrasi görülmemesi bir avantaj. HIFU'nun son dönemde yayinlanan uygun hastalardaki uzun dönem sonuçlari prostat kanserindeki diger tedavilerle benzer sonuçlar gösteriyor.
HIFU tedavisi için en ideal hastalar, biyopsi ve görüntüleme yöntemleri sonucunda düsük riskli prostat kanseri olan hastalardir. Klinik veya anatomik nedenlerden cerrahi yapilamayan, ameliyat olmak istemeyen, radyoterapi için uygun olmayan orta ve yüksek riskli grup prostat kanserli hastalara da güvenle uygulanabilir. Radyoterapi almis organ sinirli prostat kanserli hastalarin takiplerinde, prostat içinde yeniden kanserin nüksettigi hastalarda da HIFU tedavisi uygulanabilir."
- "Düzenli kontrollerin önemi çok büyük"
Içli, prostat kanseri riskini azaltmanin kesin ve mucizevi bir önleminin olmadigina dikkati çekerek, önem gösterilmesi gereken konulari, düzenli ve saglikli beslenme, fiziksel aktiviteyi artirma, obeziteden kaçinma, D vitamini seviyesini normal araliklarda tutma, ideal kiloya ulasma ve onu koruma seklinde siraladi.
Kontrollerde D vitamini eksikligi saptanirsa doktorun önerecegi vitamin takviyesi ilaçlarinin kullanilmasi gerektigini vurgulayan Içli, "Ancak tüm bunlarin ötesinde 50’li yaslardan itibaren rutin kontrolleri aksatmamak çok önemlidir. Unutulmamali ki hastalik ileri evrelere kadar hiç belirti vermeden ilerleyebiliyor. Bu noktada hastaliga tani konulup tedaviye baslanabilmesi için mutlaka gerekli testler ve kontrollerin yapilmasi gerekiyor." degerlendirmesinde bulundu.