Çesit çesit peynirin yayladan sofraya yolculugu müzede anlatiliyorCüneyt Çelik- Kars'taki tarihi Süvari Tabyasi'nda kurulan Peynir Müzesi'nde, büyükbas hayvanlarin tükettigi endemik bitkiler, ahir bölümü, süt dolu gügümler, yaylalardaki yasam ve peynirin yapim sürecinin anlatildigi bölümler bulunuyor - Peynir Müzesi Müdürü Yesim Koç: - "2023 ocak ayindan bu yana yerli ve yabanci 45 bin ziyaretçiyi agirladik. Açildigindan (mart 2022) bu yana ise 100 bin ziyaretçiyi bulduk"
KARS (AA) - Birçok çesit peynirin üretildigi Kars'ta, tarihi Süvari Tabyasi'nda kurulan Türkiye'nin ilk tematik Peynir Müzesi'ni gezen turistler, süt ürünlerinin yayladan sofraya olan tüm sürecini görebiliyor.
Gravyer, çeçil ve kasar basta olmak üzere birçok çesit peynirin üretildigi kent, Kültür ve Turizm Bakanligi, Birlesmis Milletler Kalkinma Programi (UNDP) ve Anadolu Efes ortakliginda yürütülen "Gelecek Turizmde" projesi kapsaminda 2020 yilinda dünyanin 18'inci peynir rotasi olarak belirlendi.
Tarihi tabyada kurulan Peynir Müzesi'nde, büyükbas hayvanlarin tükettigi endemik bitkiler, ahir bölümü, süt dolu gügümler, yaylalardaki yasam ve peynirin yapim sürecinin anlatildigi bölümler bulunuyor. 1100 metrekare dolasilabilir alani bulunan müzede, kentte üretilen ve birçok peynire tat veren endemik çiçekler de tanitiliyor.
Gravyer yapimi, peynir salonu, video odasi, temsili Kars Gari, Kars bitki örtüsü, Ankara Gazi Gari, Kars evleri, sef ve atölye bölümlerinin yer aldigi müzeyi gezen ziyaretçiler, peynirin yayladan sofraya yolculugunu ögreniyor.
Kars Peynir Müzesi Müdürü Yesim Koç, AA muhabirine, Kars'in "dünyanin 18'inci peynir rotasi"nin tescillendigini, bundan dolayi heyecanli ve mutlu olduklarini söyledi.
Müzenin eski bir tabya içinde yer aldigini ifade eden Koç, "1700-1800'lü yillarda Osmanli-Rus savaslarinda 46 tabya yapiliyor, bu tabyalardan bir tanesi de müzenin içinde bulundugu Süvari Tabya. Yillar içinde farkli amaçlar için kullanildi. Özellikle soguk hava deposu olarak kullanildi, Kars halki burayi 'buzhane' olarak biliyor. Oldukça serin bir ortama sahip. Tabyanin dogal klimasi var, yaz aylarinda gelen ziyaretçilerimiz oldukça memnun." dedi.
Koç, Süvari Tabya'nin 2 yillik restorasyon çalismasi sonrasinda müzeye dönüstürüldügünü hatirlatarak, burada peynirin ilk asamasindan itibaren son satisina kadar bütün serüveninin canlandirildigini anlatti.
- "Bilinmeyen peynirlerimizi anlatmaya çalisiyoruz, ekonomiye katmamiz lazim"
Özellikle birebir ölçeklerdeki yüksek teknolojide silikon malzemelerden üretilmis heykellerle süreci yansitmaya çalistiklarini belirten Koç, söyle konustu:
"Endemik bitkiler bizim için çok önemli, peynirin asil ham maddesi endemik bitkidir. Türkiye'nin en uzun yaylaciligi Kars'ta yapiliyor. Yaylalarda bu bölgeye özgü endemik bitkiler var. Bu bitkileri de burada tanitiyoruz. Sütün sagimi, mayalanmasi, baskilanmasi, yani son asamasina kadar burada gösteriyoruz. Endemik bitkilerimizden, ahir bölümünde Kars'ta yetistirilen çok özel irklara varincaya kadar, bütün hayvanlarimizi burada sergiliyoruz. Kars'ta 30'a yakin peynir çesidi var. Bunlarin birçogu gün yüzüne çikmamis peynirler. Bunlardan bir tanesi de karin kaymagi peyniri. Bilinmeyen peynirlerimizi gelen ziyaretçilerimize anlatmaya çalisiyoruz, bu peynirleri ekonomiye katmamiz lazim."
Müzenin yogun ziyaretçi agirladigindan bahseden Koç, "2023 ocak ayindan bu yana yerli ve yabanci 45 bin ziyaretçiyi agirladik. Açildigindan (mart 2022) bu yana ise 100 bin ziyaretçiyi bulduk. Yogun bir ilgiye karsilasiyoruz, gelenler memnuniyetini bize iletiyorlar, buradan etkilenip ayriliyorlar." diye konustu.
Gümüshane'den Kars'a gelen ziyaretçilerden Murat Günes ise müzeye ilk defa geldigini anlatarak, "Peynirlerin nasil yapildigini merak ettik. Geldik, gezdik ve gördük. Güzel bal mumu heykelleriyle de canli görsel olusturulmus. Biz çok begendik, memnun kaldik. Canli bir müze, süt sagimindan birçok asamada canli bir deneyim katiyor. Dogu Ekspresi bölümü çocuklarin çok ilgisini çekti. Peynirin hikayesini asama asama burada görmek bizleri etkiledi." ifadelerini kullandi.