Bayindir Içerenköy Hastanesi'nden "astim kontrol altinda tutulabiliyor" açiklamasiTolga Yanik- Bayindir Içerenköy Hastanesi Gögüs Hastaliklari Uzmani Dr. Muharrem Tokmak:- "Astimin kontrol altina alinabilmesi için, hastalik ve tetikleyen faktörlerin iyi taninmasi gerekiyor ve önerilen ilaçlarin düzenli kullanilmasi büyük önem tasiyor"
ISTANBUL (AA) - Bayindir Içerenköy Hastanesi Gögüs Hastaliklari Uzmani Dr. Muharrem Tokmak, astimda tam tedavi söz konusu olmasa da astimi kontrol altina alabilmek için biyolojik, fiziksel ve psikososyal çevrenin etkilerinin anlasilmasinin büyük önem tasidigini belirtti.
Hastaneden yapilan açiklamaya göre, tüm dünyada en sik görülen bulasici olmayan kronik solunum hastaliklarindan birisi olan astim, dünya çapinda yaklasik 300 milyon kisiyi etkiliyor. Olusmasinda genetik ve çevresel faktörlerin büyük rol oynadigi astim hastaliginda, çesitli tetikleyicilere yanit olarak gelisen ataklar yasam kalitesini olumsuz etkiliyor.
Türkiye Is Bankasi grup sirketlerinden Bayindir Saglik Grubu, Bayindir Içerenköy Hastanesi Gögüs Hastaliklari Uzmani Dr. Muharrem Tokmak, astim hakkinda detayli bilgiler paylasti.
Açiklamada görüslerine yer verilen Dr. Muharrem Tokmak, tetikleyici faktörlerden uzak durularak ve doktor kontrolünde reçete edilen ilaçlarin düzgün kullanimi saglanarak ataklarin önlenebilecegini belirtti.
Brons etrafindaki kaslarin enflamasyonu sonucu ortaya çikan astimin, sik geçirilen enfeksiyonlara ya da alerjiye bagli olarak gelisebildigini aktaran Tokmak, sunlari kaydetti:
"Astimin olusmasinda genetik ve çevresel faktörler büyük rol oynuyor. Astim olusmasinda aile öyküsü en önemli faktörlerden birisi olarak biliniyor. Anne babadan birinin astimli olmasi durumunda çocukta astim görülme riski yüzde 25'ken, anne ve babanin her ikisinin de astimli olmasi durumunda risk yüzde 50'leri buluyor. Aile öyküsünde astim olmadan da genetik bazi bozukluklara bagli olarak astim gelisebiliyor.
Ayrica alerji, obezite, hava kirliligine maruziyet, sigara kullanimi gibi çevresel faktörler de astim gelisiminde rol oynuyor. Nefes darligi, öksürük, gögüste hirilti, tikaniklik ve sikisma hissi gibi semptomlar astimin habercisi olarak biliniyor. Bu semptomlar aralikli ve genellikle geceleri ya da egzersiz sirasinda kötülesiyor. Gece özellikle sabaha dogru olan sikayetler astimin habercisi oluyor. Astimin tanisi için, tüm sikayetlerin ayni anda görülmesi gerekmiyor. Sadece öksürük ile seyreden astim vakalari da olabiliyor."
- "Astim tanisi koyarken hasta öyküsü büyük önem tasiyor"
Tokmak, astim tanisi koyarken hasta öyküsünün büyük önem tasidigini belirterek, "Kisinin yakinmalari, aile öyküsü ve eslik eden hastaliklari göz önünde bulunduruluyor. Fizik muayenesinin yani sira bazi tanisal testlerin yapilmasi gerekiyor. En temel testler solunum fonksiyon testleri ve alerji testleri olarak biliniyor. Astimli kisilerde aniden ilerleyen astim sikayetlerinin ortaya çikmasi ve artmasi astim atagina neden oluyor.
Nefes darliginin derecesi, kalp atim hizi, solunum sayisi, oksijen satürasyonu ile PEF ve FEV1 degerleri atagin siddetini ortaya koyuyor. Genellikle astim ataginda rol oynayan bir dis etken bulunuyor. Enfeksiyon, alerjen maruziyeti, malignite, enflamasyon, hava kirliligi ve benzeri durumlar ataga sebep olabiliyor." ifadelerini kullandi.
Tetikleyicilerin kisiden kisiye degisiklik gösterebildigini söyleyen Tokmak, astim atagina yol açabilen etkenler arasinda ev tozu akarlari, çimen, agaç, küfler, kedi, köpek, kus gibi hayvan tüyleri, viral, bakteriyel enfeksiyonlar, sigara dumani, parfüm, saç spreyi, bazi sabunlar, sis, hava kirliligi, ortam degisikligi, agir egzersiz, psikolojik faktörler, rutubetli hava, mesleki faktörlerin yer aldigini vurguladi.
Tokmak, astimda tam tedavi söz konusu olmasa da astimi kontrol altina alabilmek için biyolojik, fiziksel ve psikososyal çevrenin etkilerinin anlasilmasinin büyük önem tasidigini aktararak, su degerlendirmede bulundu:
"Astim tedavisinin amaci, kisinin gününü yakinmasiz geçirmesi ve hastalik ile iliskili ortaya çikacak gelecekteki risklerden korunmasi olarak ifade ediliyor. Bu nedenle astimli hastalarin tedavi edilebilmesinin temel tasini egitim olusturuyor. Astimin kontrol altina alinabilmesi için, hastalik ve tetikleyen faktörlerin iyi taninmasi gerekiyor ve önerilen ilaçlarin düzenli kullanilmasi büyük önem tasiyor. Ayrica doktor kontrollerinin de ihmal edilmemesi gerekiyor. Astimin temel tedavisinde genellikle inhaler steroid ilaçlar kullaniliyor, zaman zaman bronkodilatörler (brons açici) ile kombine edilebiliyor.
Ayrica damar yoluyla ya da agizdan alinan tabletlere de basvurulabiliyor. Tedavide hangi ilaç tercih edilirse edilsin, etkin bir sonuç alinabilmesi için ilaçlarin dogru alinmasi büyük önem tasiyor. Ilaçlar birakilir, düzensiz kullanilir ya da yanlis dozlarda alinirsa astim kontrol altinda tutulamiyor. Bu nedenle tedavinin mutlaka gögüs hastaliklari uzmaninin gözetiminde planlanmasi ve hasta-hekim is birliginin kurulmasi gerekiyor. Ayrica astimda tedavi sürekli olmayabiliyor, dönemsel de olabiliyor. GINA kriterlerine göre astim tedavisine baslaniliyor, tedavi bitiriliyor ya da ilaç ayarlamasi yapiliyor."
- "Sigara içiminin kesinlikle birakilmasi gerekiyor"
Astimlilarin pasif olarak sigaraya maruz kalmalarinin dahi astim ataklarinin sikligini artirdigini ifade eden Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, "Sigara içiminin kesinlikle birakilmasi gerekiyor. Sigara içen astimlilarda KOAH riski de çok daha yüksek oluyor. Ayrica sigara, astim tedavisinde kullanilan ilaçlarin etkinligini azaltiyor. Gebeyken sigara içen ya da pasif olarak sigara dumanina maruz kalan annelerin bebeklerinde astim gelisme riski yüksek oluyor. Ayrica çocuklarin sigara dumanina maruziyeti sonucunda akciger gelisimi ve solunum fonksiyonlari olumsuz etkileniyor, astim gelisme riski artiyor." ifadelerini kullandi.
Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, astim ataklarindan korunmanin yollarini su sekilde siraladi:
"Ev içi çevre kontrol önlemlerinin alinmasi, ev içinde çamasir kurutulmamasi, aktif ve pasif sigara içiminin önlenmesi, evcil hayvan tüyüne alerjinin olmasi durumunda evde hayvan beslenmemesi, saç spreyi, deodorant, kokulu deterjan & sabun, parfüm kullanilmamasi, evin düzenli olarak havalandirilmasi, yatak odasinda ev tozu akarlari barindirabilecek esyalarin bulundurulmamasi, yasanilan yerde nem oranin düsük tutulmasi, bahçe islerinden uzak durulmasi, maske takilarak evde sik sik temizlik yapilmasi, pamuklu ve yünlü esyalarin kullaniminin birakilmasi, polenlerin yogun oldugu dönemlerde gerekli olmadikça disarida vakit geçirilmemesi, polen sezonu boyunca antialerjik ilaçlarin kullanilmasi, soguk ve kuru havalarin yani sira kirli ve sisli havalarda egzersiz yapmaktan kaçinilmasi."