Aldatıcı Reklamlara Aman Dikkat!
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Altunbaş ile dijital çağda artan yanıltıcı reklamlar, tüketicilerin karşılaştığı riskler üzerine haberediyoruz olarak bir röportaj gerçekleştirdik. İşte Altunbaş’dan önemli açıklamalar:
Tüketiciler Satış Baskısıyla Aceleye Zorlanıyor
Altunbaş Yanıltıcı reklamlar ürünle ve hizmetle ilgili yalan bilgiler vererek insanları kandırdığını dile getirerek “Satana kadar her yalanı söyleyerek satmayı amaçlayan zihniyetin yaptığı kandırmacadır. Tüketiciler, yanıltıcı reklamları anlamak ve ayırt etmek için gittikçe zorlanıyorlar. Eskiden var olmayan özelliği söyleyerek yanıltıcı reklamlar yapılıyordu. Şimdi kötü olan ürünü inandırıcı insanlara sundurarak insanları yanıltıyorlar, güvenilir internet sitesi kullanılarak yanıltıyorlar, dijital hilelere başvurarak yanıltıyorlar. O yüzden tüketicilerin işi çok zorlaştı. Güven duyguları ucuzladı. Hemen güvenmemeliler. Alışverişte asla acele etmemeliler. Yanıltıcı reklama başvuran dolandırıcılar, hemen satış yapmak istedikleri için tüketicilerin acele etmelerini isterler. O yüzden ‘hemen al’, ‘hemen tıkla’, ‘aman kaçırma’ gibi doğrudan satışı hızlandırmaya yönelik tekliflere şüpheyle yaklaşacakları bir dönemi yaşıyoruz. Bu nedenle bu döneme ‘ekstra dikkat dönemi’ de diyebiliriz.” dedi.
12 Bin Reklam İncelendi, 140 Milyon Lira Ceza Kesildi
Son dönemde çok sayıda firmanın tüketicileri aldattıkları için ceza aldığını vurgulayan Altunbaş “ Son dönemde Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu yanıltıcı reklam cezaları kesti. Çok sayıda firmaya, tüketicileri aldattıkları için cezalar verildi. 6 aylık sürede 12 binden fazla reklam incelendi. Bu kadar fazla dosyanın olması, ülkemizde şu an aldatıcı reklamların ne kadar çok olduğunu gösteriyor. 140 milyon lira idari para cezası verilmiş bu reklamı yapanlara. Bu kısa sürede bu kadar aldatıcı reklam ve ceza, gidişatın kötü olduğunu gösteriyor aslında. Satıcılar, satış yapmak için sahtekârlık yapmayı meşru görüyorlar demek ki. ‘İşler kötü, satış yapmamız lazım.’ diyerek dijital medyanın gücünü yanıltıcı olarak kullanıyor firmalar. İndirimli reklam kampanyalarında tüketici daha çok kandırılıyor. Tüketiciler o yüzden indirimli bir ürün tanıtımı gördüğünde şüpheyle yaklaşırsa aldatıcı tuzağa düşmekten kurtulabilir.” diyerek sözlerine devam etti.
Bu Tuzaklara Sakın Düşmeyin…
Dijital çağ’da yanıltıcı reklamların yaygınlığında ki artıştan söz eden Altunbaş, Reklam Kurulu cezalarında da bunun açıkça görüldüğünü söyleyerek sözlerine devam etti: “Dijital reklamlarda kullanılan yanıltıcı internet siteleri, yanıltıcı sosyal medya yönlendirmeleri, güvenilir olmayan internet sitelerinden yapılan reklamlar yüzünden tüketici mağdur oluyor. Çünkü ilk bakışta anlaşılmayacak kadar doğal internet siteleri ve sosyal medya hesaplarıyla tüketiciler kandırılıyor. Ufak bir harf değişikliğiyle ana internet sitesi olmadığı çok zor anlaşılacak siteler kullanılıyor. Özellikle dijital dünyayla karşımıza çıkan karmaşık bilgi verme ve karanlık ticari tasarımla tüketicilerin kafası karıştırılıp satış yapılmaya çalışılıyor. Bu karışıklığa, ‘satın almazsan kaçırıyorsun’, ‘hemen satın almalısın’, ‘satın almazsan pişman olursun’ duyguları eklenerek tüketicinin aldatılması hızlandırılıyor. Bu süreçte tüketicinin duygu durumunun bu tuzağa düşmeyecek şekilde sağlam olması lazım.”
Gıda ve Sağlık Ürünlerinde Tehlikeli Artış
Tüketicilerin en çok gıda sektöründe yanıltıcı reklam tuzağına düştüğünün altını çizen Altunbaş “Özellikle gıda ürünleri, bu yanıltıcı reklamlarda birinci sırada yer alıyor. Sağlık ve iletişim sektörlerindeki ürünler, gıda ürünlerini takip ediyor. Gıda ürünleri normal ama sağlık ürünlerinin insanları kandırmak için yanıltıcı reklamlara başvurması, çok tehlikeli bir düzeyde olduğumuzu gösteriyor. Sağlıkla ilgili ürünleri umutla alan insanlar, sağlıkla kandırılıyor. Aldıkları ürünler onların sorunlarını çözmüyor ve mağdur ediliyorlar. Belki de daha fazla hasta ediyor onları. Sağlıkla ilgili ürünleri alırken daha titiz olmak zorunda tüketiciler. Hemen tuzağa düşüp alırlarsa muhtemelen pişman olacaklar. Geleneksel tüketici davranışından çıkıp dijital tüketici davranışına geçmek zorundayız. Tüketicilerimiz maalesef hâlâ eski kafalı olarak alışveriş yapıyor. Dijital tuzaklara bu yüzden kolayca düşüyor. Tüketiciyi koruyan yasalar yok değil, var ama bu tuzaktan kaç tanesi çıkabiliyor?” diyerek tüketicilere uyarıda bulundu.
Tüketici Hakem Heyeti’ne Başvuru Yapılmalı
Bu durumda tüketicinin maruz kaldığını anladığında hemen gerekli yerlere başvuru yapmasının altını çizerek “Tüketici, aldatıldığını anladığı anda hemen Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurarak mağduriyetinin giderilmesini isteyebilir. Tüketici mahkemeleri, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun çerçevesinde tüketicinin mağduriyetini giderecek kararları verir. Kanunlar koruyor tüketicilerimizi; ancak bu süreç tüketicilerimiz için yorucu olabiliyor. Tüketici tüm belgeleri saklamalı ve mahkemeye bunları vermeli. Mağduriyet hemen bitmiyor ama. Bir zaman alıyor. Tüketicilerin canı sıkılıyor, moralleri bozuluyor, uğraşıyorlar. Bu süreç yönetimi de çok önemli. Eskiye göre Türkiye bu konularda ilerledi. Tüketiciyi koruyan bir yapıyı oluşturduk. Ancak dolandırıcı zihniyet sürekli yeni yöntemler geliştiriyor. Bu sebeple tüketicinin bireysel olarak kendini koruması önemli. ‘Bana bir şey olmaz.’ dememeli.” dedi.
“Satın Alma” Artık Tehlikeli Bir Sürece Dönüştü
Yanıltıcı reklamların insanların satın alma davranışları üzerinde ki etkisine de değinerek “Satın alma davranışı gibi insanlar için rahatlatıcı, psikolojik haz veren bir olay, artık günümüzde sıkıntılı, başa bela bir olaya da dönüşür hâle geldi. ‘Ailecek bir tatile çıkalım.’ dediğiniz bir otel rezervasyonunuz, sizin tüm paralarınızın çalınmasına yol açabiliyor. Bu kadar boyutu farklı yerlere taşınabilen bir ortamda, tüketicinin satın alma davranışı çok boyutlu hâle geldi. Tüketici, ihtiyaçlarını iyi belirleyip satıcılar hakkında ön araştırma yapmadan satın alma davranışına geçmemeli. Fiyatı indirilmiş ürünlere daha şüpheyle bakmalı. Tuzağa konulan bir peynir olabilir fiyat indirimi çünkü. ‘Aaa ne güzel, bu ürünün fiyatı düşmüş.’ diye atladığınız bir alışveriş, sizi ve ailenizi çok mağdur edecek, çok uğraştıracak belalara sürükleyebilir.” diyerek dikkat çekti.
Influencer Tuzağına Dikkat!
Sosyal Medyada ki influencer reklamlarına da dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Altunbaş “Dijital dünyanın kanaat önderleri oldular influencerlar. Influencer sununca dijital dünyada daha hızlı satış yapılıyor. O yüzden firmalar ve markalar, dijital fenomenlerden daha çok faydalanıyorlar. Ancak bu çokluk, içinde sorunları da barındırıyor. Her fenomen doğru değildir. Hatta fenomen, çoklu ürün satıcısına dönüştüyse kesinlikle güvenilmemeli. O yüzden fenomen tuzağına da düşmemek lazım. Konusunda uzman influencerlar işini doğru ve düzgün yapabiliyor. Bunlar, tüketiciyi aldatmaktan çekiniyorlar. Teknolojiyle ilgili bir influencer sadece teknolojik ürün tavsiyeleri ve yeni bilgilendirmelere odaklanarak güveni oluşturuyor. Ancak teknoloji dışında turizmle, gastronomiyle, madencilikle, yurt dışı eğitimle, kozmetikle vb. gibi birbiriyle ilgisi olmayan ürünlerle ilgili bir influencerdan etkilenerek bir satın alma eylemine geçiyorsanız, kandırılma olasılığınız yüksektir. Bu tür niteliksiz influencerlar, tüketicinin güvenini kötüye kullanabiliyor. Bu sebeple dijital tavsiye edicilere hemen inanmamak lazım.” diyerek sözlerini tamamladı.