Prof. Dr. İnan: "Egzersiz ve sağlıklı beslenme meme kanseri riskini azaltıyor"
Kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olan meme kanserinden korunmak için önerilerde bulunan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Aydın İnan, "Haftada 150 dakika egzersiz yapılmalı, ideal kiloda kalınmalı, sigara ve alkolden uzak durulmalı. Taze sebze-meyve ağırlıklı beslenilmeli, lifli gıdalar tercih edilmeli, şekerli ve işlenmiş ürünlerden uzak durulmalı" dedi.
Medical Park Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Aydın İnan, meme kanseri hakkında açıklamalarda bulundu. Meme kanserinde erken teşhise dikkat çeken Prof. Dr. İnan, "Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıyla meydana gelen kötü huylu (malign) hastalıktır. Normalde vücudumuzdaki hücreler belirli bir düzen içinde büyür, bölünür ve ölür. Ancak kanserli hücreler bu düzeni bozar ve kontrolsüz biçimde çoğalırlar. Hastalık süt kanallarından veya süt bezlerinden gelişebilmektedir. Lenf veya kan yolu ile lenf bezlerine ve diğer organlara yayılabilmektedir (metastaz). Kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biridir ve erken teşhis edildiğinde tedavi başarısı oldukça yüksektir. Ancak geç fark edilirse hem tedavi süreci daha zorlu olur hem de yaşam süresini ve kalitesini olumsuz etkileyebilir. En çok 40 yaş sonrası kadınlarda görülür. 50 yaş sonrası risk artar. Genetik yatkınlığı olanlarda daha erken yaşta da görülebilir" diye konuştu.
"En sık belirtisi memede veya koltuk altında ele gelen sert kitledir"
Belirtilere değinen Prof. Dr. İnan, "En sık belirtisi memede veya koltuk altında ele gelen sert kitledir. Bu sertlik zamanla büyüyebilir. Meme başından akıntı gelmesi görülebilir. Bu akıntı kanlı veya berrak olabilir. Meme başında içeri çökme veya çekinti meydana gelmesi, meme derisinde çukurlaşma veya portakal kabuğu gibi bir görünüm meydana gelmesi, meme şekil veya boyutunda değişiklik diğer belirtiler arasındadır. Meme cildinde kızarıklık, şişlik, sıcaklık ve hassasiyet olabilir. Bu belirtiler inflamatuar meme kanseri diye adlandırılan hastalığın belirtileri olabilir. Bazen bu belirtilerin hiçbiri yoktur. Hastanın kontrolleri sırasında meme kanseri tespit edilebilir. Bu yüzden düzenli kontrollere gitmek büyük önem taşır" şeklinde konuştu.
"Tanı için fizik muayene yapılır, hastanın öyküsü değerlendirilir"
İnan, meme kanserinin teşhisiyle ilgili, "Tanı için fizik muayene yapılır, hastanın öyküsü değerlendirilir. Düzenli kendi kendine muayene ve doktor kontrolü önemlidir. Mamografi, ultrason, gerekirse MR kullanılır. Şüpheli kitlelerden biyopsi alınarak kesin tanı konur. Kadınlar memelerindeki kitleyi genellikle kendileri fark eder. Sert, ağrısız kitleler uyarıcıdır. Ancak her sertlik kanser değildir. Görüntüleme yöntemleri tanıda yardımcıdır. Kendi kendine muayene erken teşhis için basit ama etkilidir" ifadelerine yer verdi.
"40 yaş sonrası yılda bir mamografi önerilir"
Mamografinin ne sıklıkla yapılması gerektiğini anlatan İnan, "40 yaş sonrası yılda bir mamografi önerilir. 55 yaş sonrası aralık hastaya göre iki yıla çıkarılabilir. Aile öyküsü olanlarda daha erken başlanabilir. Mamografi düşük doz radyasyon içerir" ifadelerini kullandı.
"Nadiren erkeklerde görülebilir"
Erkeklerde meme kanserinin çok az görüldüğünü söyleyen İnan, "Erkeklerde meme kanseri nadirdir (yüzde 1’den az). Ancak memede sertlik, şişlik veya akıntı varsa doktora başvurulmalıdır. Aile öyküsü, genetik yatkınlık, bazı karaciğer ve hormon bozuklukları riski artırır" dedi.
"Görülme oranı artıyor"
Meme kanserinde görülme sıklığındaki artışa dikkat çeken İnan, "Ömür süresinin uzaması, çevresel toksinler, sigara, alkol, kötü beslenme, obezite, erken adet-geç menopoz, doğum sayısındaki azalma gibi faktörler sıklığı artırıyor. Ayrıca tarama programları sayesinde tanı oranları da artmaktadır" ifadelerini kullandı.
"Kadınlar vücut yapılarını tanımalı, düzenli olarak kendi kendine kontrol yapmalıdır"
Meme kanserinden dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi veren Prof. Dr. İnan, "Kadınlar vücut yapılarını tanımalı, düzenli olarak kendi kendine kontrol yapmalıdır. Şüpheli bir durumda hemen doktora başvurulmalıdır. Ailede meme veya yumurtalık kanseri öyküsü, genetik yatkınlık (BRCA1/BRCA2), 40 yaş sonrası, uzun süreli hormon kullanımı, obezite, hareketsizlik, sigara, alkol kullanımı, erken adet ve geç menopoz risk faktörleri arasındadır" dedi.
Meme kanserinden korunmak için tavsiyeler
Prof. Dr. İnan, meme kanserinden korunmak için şu önerilerde bulundu:
"Haftada 150 dakika egzersiz yapılmalı, ideal kiloda kalınmalı, sigara ve alkolden uzak durulmalı. Taze sebze-meyve ağırlıklı beslenilmeli, lifli gıdalar tercih edilmeli, şekerli ve işlenmiş ürünlerden uzak durulmalı. Doğum ve emzirme de koruyucudur. Düzenli taramalar aksatılmamalıdır. Bitkisel ağırlıklı, liften zengin, sağlıklı yağlar içeren beslenme önerilir. Kırmızı et ve işlenmiş et ürünleri sınırlandırılmalı. Omega-3 kaynakları tercih edilmeli. Şekerli içecekler ve rafine karbonhidratlardan kaçınılmalıdır. Probiyotik besinler bağışıklığı destekler."
"Tedavi kişiye özel planlanmalı"
Meme kanserinde tedavi seçeneklerine değinen Prof. Dr. İnan, "Tedavi, hastanın yaşı, genetik durumu ve tümörün özelliklerine göre kişiye özel planlanır" dedi. Prof. Dr. İnan, tercih edilebilecek tedavi yöntemlerini şöyle sıraladı:
"Cerrahi (meme koruyucu veya mastektomi), kemoterapi (ameliyat öncesi/sonrası), radyoterapi, hormon tedavisi (reseptör pozitif hastalarda), hedefe yönelik tedaviler (HER2 pozitif hastalarda) ve immünoterapi. Endoskopik cerrahiden lazer tedavisine kadar birçok yöntem hasta için uygun şekilde uygulanır."