Emine Erdogan, depremzede ve gönüllülerle iftarda bir araya geldi:Yildiz Nevin Gündogmus- "Türkiye, bir yandan yaralarini sararken diger yandan insan sevgisine ve vicdana ihtiyacin her geçen gün arttigi dünyaya umut yaymayi sürdürecektir"- "Biz birlik oldukça, el ele, gönül gönüle verdikçe, birbirimizin derdine sifa oldukça asamayacagimiz hiçbir engel yoktur"- Iftara katilan depremin sembol isimleri, paylastiklari hikayelerle katilimcilari duygulandirdi

Emine Erdogan, depremzede ve gönüllülerle iftarda bir araya geldi:Yildiz Nevin Gündogmus- "Türkiye, bir yandan yaralarini sararken diger yandan insan sevgisine ve vicdana ihtiyacin her geçen gün arttigi dünyaya umut yaymayi sürdürecektir"- "Biz birlik oldukça, el ele, gönül gönüle verdikçe, birbirimizin derdine sifa oldukça asamayacagimiz hiçbir engel yoktur"- Iftara katilan depremin sembol isimleri, paylastiklari hikayelerle katilimcilari duygulandirdi

ANKARA (AA) - Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan'in esi Emine Erdogan, Türkiye'nin bir yandan yaralarini sararken diger yanda insan sevgisine ve vicdana ihtiyacin her geçen gün arttigi dünyaya umut yaymayi sürdürecegini söyledi.

Emine Erdogan, Kahramanmaras merkezli depremlerden etkilenen depremzedeler ve bölgedeki çalismalariyla dikkati çeken gönüllülerle Devlet Konukevi'nde düzenlenen iftar programinda bir araya geldi.

Konusmasina depremlerde yasamini yitirenlere rahmet, depremzedeler basta olmak üzere tüm ülkeye "geçmis olsun" dileklerini yineleyerek baslayan Emine Erdogan, "Devlet millet elbirligi ile zor günleri asiyor olsak da, acisi hep içimizde kalacak." dedi.

Üst üste yasanan siddetli depremlerin, büyüklükleri ve tahrip güçleri kadar, harekete geçirdigi yardimlasma duygusu ile de tarihe geçtigini dile getiren Emine Erdogan, asrin felaketinin bir anda, "asrin dayanisma hareketi"ne dönüstügünü söyledi.

Türkiye'nin insanlik tarihinin en büyük vefa örneklerinden biriyle kusatildigini belirten Emine Erdogan, söyle konustu:

"Yurt içi ve disindan binlerce yardimsever, yaralarimizi sarmaya kostu. Insani yardimlar, önyargi bariyerlerini asip, merhamet köprülerine dönüstü. Devletimizle birlikte gönüllülerin, sivil toplum örgütü mensuplarinin dünyanin dört bir yaninda ektigi sevgi ve baris tohumlari bu kez Türkiye'de yeserdi. Topragimiz siddetli depremlerle sarsilirken bizim birbirimize olan inancimiz pekisti. Birbirimize kenetlendik. Böylelikle kalbimizle yaptigimiz her seyin muhakkak bize geri döndügüne bir kez daha sahit olduk. Bu vesileyle gördük ki insan insanin yurduymus, insan insana sifaymis, insan, insana emanetmis. Bu zor süreçte, güzel ülkemizdeki her evin bir hayir kurumuna, her vatandasimizin gönüllü iyilik neferine dönüsmesi, bizim en büyük tesellimiz oldu."

Emine Erdogan, gönüllülerin azim ve dirayeti, cansiperane gayreti ile yardimseverligin sembolü haline geldigini belirterek yüregi iyilikle çarpan herkese en kalbi sükranlarini iletti.

Depremlerde sevdikleri enkaz altindayken baska canlari kurtarmaya, hiç tanimadigi insanlara sifa olmaya çalisan koca yürekli insanlarin herkese örnek oldugunu vurgulayan Emine Erdogan, "Bizler de bir yanimiz hep buruk kalsa da hayata tutunmaktan vazgeçmeyecek, gönüllerimizi ihya ederken sehirlerimizi de yeniden insa edecegiz. En yakindan sizlerin tanik oldugu üzere hükümetimiz bütün enerjisini, dikkatini, kadrolarini bu amaçla seferber ediyor." diye konustu.

- "En büyük yer üstü zenginligimiz, yüce gönüllü milletimiz"

Depremden etkilenen alanin dünyanin birçok ülkesinden büyük, evini kaybeden vatandaslarin sayisinin da çogu ülke nüfusundan fazla olduguna dikkati çeken Emine Erdogan, "Buna ragmen, devletimizin bütün bölgeyi, en kisa sürede ihya edecek güçte oldugundan, hiçbirimiz süphe etmiyoruz. Ülkemizin en büyük yer alti zenginligi, bize dayanisma ruhunu miras birakmis, atalarimizdir. Yine ayni sekilde, en büyük yer üstü zenginligimiz de yüreklerinde iyiligin kök saldigi yüce gönüllü milletimizdir." ifadelerini kullandi.

Emine Erdogan, "Bas basa vermeyince, tas yerinden kalkmaz," atasözünü animsatarak söyle devam etti:

"Biz birlik oldukça, el ele, gönül gönüle verdikçe, birbirimizin derdine sifa oldukça, asamayacagimiz hiçbir engel yoktur. Ilk etapta, depreme dayanikli evler en kisa sürede insa edilip sahiplerine teslim edildiginde, kutlu yuvalara dönüsecektir. Yarinlarimizin, dünlerimizden daha aydinlik olmasi için yeni ve saglam temeller atilmaya devam edilecek insallah. Selamin eksik olmadigi mahallelerimiz, baris ve huzurun teminati sehirlerimiz yeniden kurulacak ve dünya durdukça medeniyetimizi yasatacaktir. "

Depremin ilk günlerinde, dünyanin öbür ucundan gelen bir heyetin "Biz yardim etmeyi Türkiye'den ögrendik." sözlerini hatirlatan Emine Erdogan, yalnizca zor gününde insanlara dostluk eli uzatarak degil bunu incitmeden gerçeklestirmekte de örnek olundugunun görüldügünü dile getirdi.

Emine Erdogan, "Milletimiz için bir erdem olmanin ötesinde karakterinin özelligi olan yardimseverlik, yine bu topraklardan dünyaya yayilacaktir. Türkiye, bir yandan yaralarini sararken diger yandan insan sevgisine ve vicdana ihtiyacin her geçen gün arttigi dünyaya umut yaymayi sürdürecektir." degerlendirmesini yapti.

Iftar programina, depremin ilk günlerinden itibaren koordinatör vali olarak bölgede kemoterapi ilaciyla görev yapan Denizli Valisi Ali Fuat Atik, Fransa'dan tirla tonlarca yardim ulastiran Gülfem Zengin, eski aracina yükledigi esyalarla yardim ulastirirken fotograflanan Azerbaycanli Server Besirli, afet bölgelerindeki depremzedeler için yemek hazirlayan Sef Mehmet Yalçinkaya'nin aralarinda bulundugu, bölgede çalismalariyla takdir toplayan arama kurtarma görevlileri, madenci, doktor, hemsire, ebe, imam, terzi, ögretmen, gazeteci gibi çesitli mesleklerden gönüllüler katildi.

- Gönüllülerin hikayeleri duygulandirdi

Iftar sonrasi depremdeki çalismalariyla dikkati çeken gönüllülerin hikayelerini tek tek dinleyen Emine Erdogan ve davetliler duygusal anlar yasadi.

Özellikle Kahramanmaras'ta depremzede çocuklara hoparlörden Ali Baba'nin Çiftligi'ni okuyan Abdülhamid Han Camisi'nin eski imami Ömer Faruk Sirikçi'nin konusmasi üzerine Emine Erdogan ve davetliler gözyaslarini tutamadi. Sirikçi, "Bir anda 60 çocuk çadirda birikti. Onlarla güzel vakit geçirdik, hediyeler verdik. O gün bugündür saat 10.00'da çadir mescidimizde çocuklar toplaniyor." ifadelerini kullandi. Ergene Kaymakamliginin gönderdigi sobanin üstünde "Siz üsürken biz isinamayiz." yazisini görüp agladigini anlatan Sirikçi, "Bir de simdi Cumhurbaskanligimizin misafiri oldugumuz için agliyorum." diyerek davetten duydugu mutlulugu gözyaslariyla dile getirdi.

Denizli Valisi Ali Fuat Atik de kanser tedavisi gördügünü belirterek, "Allah bunun kolayligini verecek, orada hizmet etmemiz lazim, dedim. Asrin felaketinin asrin dayanismasina dönüsmesi gerekiyordu. Fert olarak bizim hiçbir önemimiz yok, devletimiz payidar olsun, devletimiz ayakta dursun, milletimiz yasasin." diye konustu.

Türkiye- Azerbaycan Is Adamlari ve Sanayiciler Birligi Baskani Hüseyin Büyükfirat da depremin sembollerinden olan, evindeki esyalari koydugu ve Türk bayragi astigi eski arabasiyla ilk gün yola çikan Azerbaycanli Server Besirli'nin hikayesini anlatti.

Karabag'in isgali döneminde insanlarin çadirlarda yasadigini animsatan Büyükfirat, Besirli'nin de 30 yil Karabag'da çadirlarda yasadigina isaret etti.

Besirli'nin depremi duydugu anda tek varligi olan yorganlari aracina yükledigini belirten Büyükfirat, söyle devam etti:

"Birisi çarsidan geçerken o fotografi çekiyor. Diyor ki 'Eve döndügümde herkes beni aramaya basladi. Aracim 1981 model, trafige çikmasi yasak oldugu için acaba bir ceza mi aldim, niye bu kadar ariyorlar?' Bir de bakiyor günün fotosu olmus. Besirli, bir duyguyu verdi hepimize. Bu kadar imkansizlik içinde bu çocuk bunu yapabiliyorsa biz de bir seyler yapalim diyen milyonlari etkiledi."

Besirli de davetten duydugu memnuniyeti dile getirerek, "Allah bir daha böyle acilar yasatmasin." temennisinde bulundu.

- "Hayat ne olursa olsun devam ediyordu"

Madenci Sinan Yarar, daha önce maden kazalarinda yardim için bulundugunu belirterek, "Deprem apayri bir olay. Deprem, gördügüm maden kazalarinin hiçbirine benzemiyordu, çok büyük bir afetti." dedi. Yarar, Antakya'da çalismalar sirasinda canli olarak ulastiklari ve oruç oldugunu ögrendikleri bir depremzedeye iliskin yasadiklarini anlatti.

Antakya'ya gönüllü giden ebe Kübra Avsar da giderken bu kadar büyük bir deprem oldugunu tahmin etmedigini dile getirerek, "Ben orada ilk gece bir doguma yardimci oldum. Hala anlatirken ellerim titriyor. Elektrik yoktu, bazi zor kosullarimiz vardi. Telefon isigiyla annenin dogumunu yapmasina yardimci oldum. Bebek dogduktan sonra hepimiz bebegi görmek istedik çünkü hayat ne olursa olsun devam ediyordu. Evet ölümler, cenazeler var ama bir yandan da bir bebek dünyaya geliyor. Her kosulda yasam devam ediyor, burada onu gördük." diye konustu.

Deprem bölgesinde herkesin bir seyler yapabilecegini anlatan Avsar, "Gerçekten biz çok büyük bir milletiz. Birlikte oldugumuz takdirde gücümüz çok çok daha büyük." dedi.

- "Günde 2-3 saat uykuyla yol yaptim"

Gülfem Zengin ise Fransa'da büyüdügünü ama Türkiye'ye olan sevgisinin çok büyük oldugunu dile getirerek, deprem oldugunda elinden gelebilecek tek seyin tiriyla yardim getirmek olabilecegi düsüncesiyle yola çiktigini belirtti.

Türkiye'ye gemi kullanmadan karayoluyla ilk kez geldigini anlatan Zengin, "Fransa'da herkes yardimci oldu ve oradan yükleme yapildi. Dört gün içinde Kahramanmaras'a ulasabildim. Ben de nasil yaptim inanin fikrim yok. Günde 2-3 saat uykuyla yol yaptim." dedi.

"Onlar benden daha beter durumda, yardim etmem sart." düsüncesiyle yorgunlugunu hiç hissetmedigini dile getiren Zengin, "Ben de kendimle çok gurur duyuyorum. Türklügümüzle çok gurur duyuyorum. Dünya'ya Türklügümüzü, nasil bir birligimiz oldugunu gösterdik." diye konustu.

Sef Mehmet Yalçinkaya, bölgede bundan sonra motivasyon ve sohbetin önemini dile getirerek, "Acilari unutmak mümkün degil, gidenleri geri getirmemiz söz konusu degil. Bu saatten sonra daha çok motivasyon amaçli, daha eglendirici ve moral verici etkinlikler yapmamiz gerekir diye düsünüyorum." degerlendirmesini yapti.