Ömrünü lüle taşına adayan geleneksel el sanatçısı, iki kadın usta yetiştirdi
Eskişehir'de 40 yıl önce lüle taşı işlemeye başlayan Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel El Sanatçısı Mehmet Çınar, birçok erkeğin yanı sıra iki kadına lüle taşı sanatını öğretti.Ticari bakımdan işlenebilir en kaliteli lüle taşı yataklarının bulunduğu Tepebaşı ilçesi kırsal Kozlubel Mahallesi'nde 1984'te bu madenle tanışan 54 yaşındaki Çınar, katıldığı festivallerde Eskişehir'in bu ekonomik ve kültürel değerini tanıttı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel El Sanatçısı ünvanını 1996'da alan Çınar, 6 yıl önce Eskişehir Olgunlaşma Enstitüsünde usta öğretici olarak görev yapmaya başladı. Enstitüde lüle taşını pipodan takıya, satranç takımından büstlere kadar birçok ürüne dönüştüren, ABD ve Çin'den gelen siparişleri yetiştirmeye çalışan Çınar, mesleğinin gelecek nesillerde devamını sağlamak amacıyla aralarında iki kadının bulunduğu birçok kişiye bu sanatı öğretti. Mehmet Çınar, AA muhabirine, ilkokulu bitirdikten sonra yaz tatilinde doğduğu yer olan Kozlubel'de madeni işlemeye başladığını, 1984'te eline aldığı lüle taşını bir daha bırakamadığını söyledi. Adeta bu madenin içinde büyüdüğünü belirten Çınar, şöyle devam etti: "Lüle taşını işlemeyi bırakamıyorum. Başka bir işle uğraştığımda aklım lüle taşında kalıyor. Pipo, tespih, satranç takımı, takı, topaç, büst gibi ürünler yapıyorum. 1996 yılında İstanbul'da Taksim Meydanı'ndaki bir festivale katıldım. Kültür ve Turizm Bakanlığı görevlileri lüle taşını işlerken beni izledi. Daha sonra işlemleri başlatıp, Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçısı oldum. Eskişehir Olgunlaşma Enstitüsünde 6 yıldır usta öğreticiyim."Çınar, lüle taşının gelecek nesillere aktarılmasının önemini vurguladı. Bu madenin çok değerli olduğunu dile getiren Çınar, "ABD ve Çin'den gelen siparişler üzerine pipo üretiyorum. Yurt dışından yoğun talep var ancak bunu karşılamakta zorlanıyoruz çünkü yeteri kadar usta yok. Taşı çıkaranların sayısı bile istenilen seviyede değil. İki kadın usta yetiştirdim. Kadın ustalarım çok iyi noktaya geldiler. Bir de erkek yetiştiriyorum." diye konuştu. "KADININ ELİNİN DEĞDİĞİ HER ŞEY GÜZEL OLUYOR"Çınar'ın yetiştirdiği ustalardan Çiğdem Genç Dündar, daha önce Halk Eğitimi Merkezinde ebru kursu verdiğini, 4 yıldır lüle taşıyla uğraştığını anlattı. Lüle taşında farklı teknikler uyguladıklarını, kağıtları yakıp renklendirdiklerini belirten Dündar, "Kadının elinin değdiği her şey güzel oluyor. Benim lüle taşı ustası olduğumu öğrenenler şaşırıyor. 'Lüle taşıyla erkekler uğraşır' diye kalıplaşmış düşünce var ancak kadınlar olarak da gayet güzel yapıyoruz." değerlendirmesinde bulundu. Çınar'dan öğrendiği lüle taşı işlemesini 2 yıldır sürdüren Şeyda Özbakan, bu sanatla uğraşmaktan memnuniyet duyduğunu belirtti. Özbakan, "Her yıl daha iyi olmak için çabalıyorum. Gelecekte kadın lüle taşı sanatçıları da yetiştirmek istiyorum. Kadınların rahatlıkla yapabileceği bir iş. Onları eğitmeyi ve yardımcı olmayı çok istiyorum. Lüle taşıyla uğraşmak rahatlatıyor." ifadesini kullandı. Mehmet Çınar'dan lüle taşı dersi alan emekli Önder Beşibirlik ise lüle taşına şekil vermekten keyif aldığını, istek, inanç ve ilgiyle çoğu insanın rahatlıkla bu sanatı yapabileceğini dile getirdi.
Eskişehir'de 40 yıl önce lüle taşı işlemeye başlayan Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel El Sanatçısı Mehmet Çınar, birçok erkeğin yanı sıra iki kadına lüle taşı sanatını öğretti.
Ticari bakımdan işlenebilir en kaliteli lüle taşı yataklarının bulunduğu Tepebaşı ilçesi kırsal Kozlubel Mahallesi'nde 1984'te bu madenle tanışan 54 yaşındaki Çınar, katıldığı festivallerde Eskişehir'in bu ekonomik ve kültürel değerini tanıttı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel El Sanatçısı ünvanını 1996'da alan Çınar, 6 yıl önce Eskişehir Olgunlaşma Enstitüsünde usta öğretici olarak görev yapmaya başladı. Enstitüde lüle taşını pipodan takıya, satranç takımından büstlere kadar birçok ürüne dönüştüren, ABD ve Çin'den gelen siparişleri yetiştirmeye çalışan Çınar, mesleğinin gelecek nesillerde devamını sağlamak amacıyla aralarında iki kadının bulunduğu birçok kişiye bu sanatı öğretti.
Mehmet Çınar, AA muhabirine, ilkokulu bitirdikten sonra yaz tatilinde doğduğu yer olan Kozlubel'de madeni işlemeye başladığını, 1984'te eline aldığı lüle taşını bir daha bırakamadığını söyledi.
Adeta bu madenin içinde büyüdüğünü belirten Çınar, şöyle devam etti: "Lüle taşını işlemeyi bırakamıyorum. Başka bir işle uğraştığımda aklım lüle taşında kalıyor. Pipo, tespih, satranç takımı, takı, topaç, büst gibi ürünler yapıyorum. 1996 yılında İstanbul'da Taksim Meydanı'ndaki bir festivale katıldım. Kültür ve Turizm Bakanlığı görevlileri lüle taşını işlerken beni izledi. Daha sonra işlemleri başlatıp, Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçısı oldum. Eskişehir Olgunlaşma Enstitüsünde 6 yıldır usta öğreticiyim."
Çınar, lüle taşının gelecek nesillere aktarılmasının önemini vurguladı. Bu madenin çok değerli olduğunu dile getiren Çınar, "ABD ve Çin'den gelen siparişler üzerine pipo üretiyorum. Yurt dışından yoğun talep var ancak bunu karşılamakta zorlanıyoruz çünkü yeteri kadar usta yok. Taşı çıkaranların sayısı bile istenilen seviyede değil. İki kadın usta yetiştirdim. Kadın ustalarım çok iyi noktaya geldiler. Bir de erkek yetiştiriyorum." diye konuştu. "KADININ ELİNİN DEĞDİĞİ HER ŞEY GÜZEL OLUYOR"
Çınar'ın yetiştirdiği ustalardan Çiğdem Genç Dündar, daha önce Halk Eğitimi Merkezinde ebru kursu verdiğini, 4 yıldır lüle taşıyla uğraştığını anlattı.
Lüle taşında farklı teknikler uyguladıklarını, kağıtları yakıp renklendirdiklerini belirten Dündar, "Kadının elinin değdiği her şey güzel oluyor. Benim lüle taşı ustası olduğumu öğrenenler şaşırıyor. 'Lüle taşıyla erkekler uğraşır' diye kalıplaşmış düşünce var ancak kadınlar olarak da gayet güzel yapıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Çınar'dan öğrendiği lüle taşı işlemesini 2 yıldır sürdüren Şeyda Özbakan, bu sanatla uğraşmaktan memnuniyet duyduğunu belirtti. Özbakan, "Her yıl daha iyi olmak için çabalıyorum. Gelecekte kadın lüle taşı sanatçıları da yetiştirmek istiyorum. Kadınların rahatlıkla yapabileceği bir iş. Onları eğitmeyi ve yardımcı olmayı çok istiyorum. Lüle taşıyla uğraşmak rahatlatıyor." ifadesini kullandı.
Mehmet Çınar'dan lüle taşı dersi alan emekli Önder Beşibirlik ise lüle taşına şekil vermekten keyif aldığını, istek, inanç ve ilgiyle çoğu insanın rahatlıkla bu sanatı yapabileceğini dile getirdi.