TBMM Deprem Arastirma Komisyonu toplandiAykut Yilmaz- Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür:- "Yeter ki afet bakanligi saat gibi çalissin, tüm Türkiye'yi depreme dirençli hale getirebiliriz"- "Istanbul'da deprem olursa is dünyasinin depreme olan bu hazirsizligi nedeniyle, Marmara'daki ekonominin çarklari durur, Marmara'da ekonominin çarklarinin durmasi demek, Türkiye'nin ekonomik anlamda diz üstü çökmesi demek"

TBMM Deprem Arastirma Komisyonu toplandiAykut Yilmaz- Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür:- "Yeter ki afet bakanligi saat gibi çalissin, tüm Türkiye'yi depreme dirençli hale getirebiliriz"- "Istanbul'da deprem olursa is dünyasinin depreme olan bu hazirsizligi nedeniyle, Marmara'daki ekonominin çarklari durur, Marmara'da ekonominin çarklarinin durmasi demek, Türkiye'nin ekonomik anlamda diz üstü çökmesi demek"

TBMM (AA) - Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye'de afet bakanliginin kurulmasi gerektigini belirterek, "Yeter ki afet bakanligi saat gibi çalissin, tüm Türkiye'yi depreme dirençli hale getirebiliriz." dedi.

Kahramanmaras Merkezli Depremlerin Sonuçlarinin Bütün Yönleriyle Arastirilmasi, Depreme Dirençli Yapi Stokunun Olusturulmasi ve Kentsel Dönüsüm Uygulamalarinin Etkinliginin Artirilmasi Için Alinmasi Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amaciyla Kurulan Meclis Arastirma Komisyonu, Baskanvekili ve AK Parti Sakarya Milletvekili Recep Uncuoglu baskanliginda toplandi.

Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, çevrimiçi katildigi toplantida, depremin Türkiye'nin önemli sorunlarindan biri oldugunu söyledi. "Deprem nerede, nasil, ne siddette olacak?" tartismalarini medya önünde yapmayi yararli bulmadigini vurgulayan Görür, bu tartismanin bilimin konusu oldugunu ifade etti. Görür, "Ülkemiz bir deprem ülkesidir, ülkemizde herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda deprem olabilir, oldugu zaman da on binlerce insanimizi kaybedebiliriz." diye konustu.

Depremden kurtulabilmenin tek yolunun, yerlesim alanlarini depreme dirençli hale getirmek olduguna dikkati çeken Görür, komisyonun "Depreme dirençli kentler nasil olusturulur?" sorusunun üzerinde durmasi gerektigini belirtti.

Prof. Dr. Görür, Türkiye'de kenti yöneten vali ve belediye baskani gibi yöneticilerde, deprem bilincinin olmasinin önemine isaret etti. Görür, "Yöneticiler atanmadan önce gerekli egitimden geçirilmeli. Bir kente yönetici olacaksan, depremle ilgili temel bilgileri alman gerekir." degerlendirmesinde bulundu.

Mikro bölgeleme çalismasinin, yöneticilerin elinin altinda olmasi gerektigini kaydeden Görür, Istanbul hariç hiçbir yerde dogru dürüst mikro bölgeleme çalismasinin olmadigini, 'var' denilen çalismalarin ise masa basi yapilan çalismalar oldugunu vurguladi. Naci Görür, "Bir bölgeyi imara açacaksaniz, mikro bölgeleme orada sivilasma varsa size bir yönetici olarak, 'burayi imara açarsaniz, depremde basimiza büyük bir bela aliriz' der. Belediye baskaninin bunu bilmesi lazim." sözlerini sarf etti. Görür, kent yönetiminde asil patronun, doganin kendisinin olmasi gerektigine dikkati çekti.

- "Istanbul'da ben kanalizasyon sebekesinin çökecegini düsünüyorum"

Bir kenti dirençli hale getirmek için halki deprem konusunda bilinçli hale getirmenin önemini vurgulayan Görür, "Deprem kültürü olmayan halk, o kentin depreme dirençli olmasina müsaade etmez." ifadesini kullandi.

Türkiye'nin, deprem konusunda halki egitmek zorunda oldugunu belirten Görür, bunun medya araciligiyla, kamu spotlariyla, anaokullarindan baslayarak verilecek egitimlerle mümkün hale gelecegini kaydetti.

Depreme dirençli kentler olusturmak için kentin altyapisini, deprem olmadan önce depreme hazir hale getirmek gerektigini bildiren Görür, deprem gelmeden önce sebekelerde ne kadar zafiyet oldugunun bilinmesinin önemini dile getirdi. Istanbul'a yönelik bir çalisma yaptiginin bilgisini veren Görür, "Istanbul'da ben kanalizasyon sebekesinin çökecegini düsünüyorum. Kendim çalisiyorum. Nedeni ne? Yanlis malzeme. Betonarme borulari, deprem kentinde kullanirsaniz, onlar size iyi bir performans göstermez." görüsünü paylasti.

Depreme dirençli kentler için yapi stokunun çok önemli oldugunu vurgulayan Görür, kentin yapi stoklarinin incelenmesi, zafiyeti olan binalarin güçlendirilmesi ya da yikilmasi gerektiginin altini çizdi. Görür, "Bütün kentlerimizde yapilar, yönetmeliklere uygun binalar olarak yapilmis olsaydi, ona göre mühendislik hizmeti verilmis olsaydi, depremde bizim binalarimiz bu kadar kötü performans vermezdi. Yapi stoku elden geçirilebilir, zor degil." dedi.

Depremin ciddi bir ekonomi felaketi oldugunu belirten Görür, Gaziantep ve Kahramanmaras'in depremden önce o bölgenin büyük üretim bölgesi oldugunu, bugün ise üretimde çarklarin durdugunu öne sürdü. Istanbul örnegini veren Görür, "Istanbul'da deprem olursa is dünyasinin depreme olan bu hazirsizligi nedeniyle, Marmara'daki ekonominin çarklari durur, Marmara'da ekonominin çarklarinin durmasi demek, Türkiye'nin ekonomik anlamda diz üstü çökmesi demek." diye konustu.

Türkiye'de bir afet bakanliginin kurulmasini öneren Görür, afet bakanliginin temelinde, depremin olmasi ve diger afetlerle birlikte iklim degisikligi konusunun da bu bakanlik tarafindan ele alinmasi gerektigini vurguladi.

Prof. Dr. Naci Görür, sözlerini söyle sürdürdü:

"Iklim degisikligi de bizi bir afet olarak vurmaya baslayacak. Afet bakanligi kurulduktan sonra belirli süre gözbebegimiz olacak. En fazla bütçenin verilecegi bakanlik olacak. Liyakate dayali ekip sistemiyle kurulacak. 5 yillik planlar dahilinde, deprem kusaklarindaki yerlesim alanlarindan 'Bismillah' diyerek ise baslayacak. 20 yil içerisinde Istanbul'u depreme dirençli hale getiremedik, ama tüm Türkiye'yi depreme dirençli hale getirebiliriz. Yeter ki afet bakanligi saat gibi çalissin, tüm Türkiye'yi depreme dirençli hale getirebiliriz."

Görür, milletvekillerin imar affiyla ilgili sorusu üzerine, imar affi konusunda halkin da talepte bulundugunu, bunun olmamasi gerektigini söyledi. Görür, "Halkin kendisi bunu istemeyecek. Imar affi yapildigi zaman halkin kendisi buna karsi çikacak. Bu, bizim ülkemizde yok." ifadesini kullandi.