Suça karistigi iddiasiyla el konulan aracin kullanilamaz hale gelmesi hak ihlali sayildiIsmet Karakas

Suça karistigi iddiasiyla el konulan aracin kullanilamaz hale gelmesi hak ihlali sayildiIsmet Karakas

ANKARA (AA) - Anayasa Mahkemesi, baska kisiler tarafindan suçta kullanildigi iddiasiyla el konulan aracin, sahibine iadesine karar verildigi sirada "hurda ve kullanilamaz" halde olmasi ve maddi zararlarin karsilanmamasini mülkiyet hakkinin ihlali saydi.

Resmi Gazete'nin bugünkü sayisinda yayimlanan karara göre, 2003'te B.S'ye ait araca, A.K. ve M.F.P. tarafindan suçta kullanildigi iddiasiyla el konuldu. A.K. ve M.F.P. hakkinda açilan davada saniklara "kaçakçilik" suçundan ceza verildi, aracin da müsaderesi kararlastirildi. Müsadere kararinin Yargitay tarafindan bozulmasi üzerine aracin 2011'de asil sahibi B.S'ye iadesine hükmedildi.

Aracina haksiz yere el konuldugunu, bu süreç içinde gelirinden mahrum kaldigini ve aracinin iyi muhafaza edilmedigini savunan B.S, 2015'te maliye aleyhine tazminat davasi açarak, bedelin ödenmesini talep etti. Davaciya 2016'da verilen cevapta, aracin çalisir vaziyette ve saglam olarak teslim alindigi, 2016 itibariyla eski ceza infaz kurumu bahçesinde hurda ve kullanilmaz durumda oldugu bildirildi.

Davaya bakan Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi, araç bedeli talebinin kismen kabulüne, mahrum kalinan gelir talebinin ise reddine karar verdi. Mahkemenin kararinda, ceza dosyasindaki delillere göre, araca hakli olarak el konuldugu, araçtan yoksun kalinan süre için zarar talep edilemeyecegi belirtildi.

Kararin 2019'da kesinlesmesi üzerine araç sahibi B.S, hak ihlali iddiasiyla Anayasa Mahkemesine bireysel basvuruda bulundu.

Basvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, Anayasa'nin 35'inci maddesinde güvence altina alinan mülkiyet hakkinin ihlal edildigine hükmetti ve ihlalinin sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi adina yeniden yargilama yapilmak üzere kararin Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini kararlastirdi.

- Kararin gerekçesinden

Anayasa Mahkemesinin kararinda, basvurucu B.S'nin, A.K. ve M.F.P'nin kendisinin bilgisi disinda aracini "kaçakçilik" suçunda kullandiklarini iddia ettigi belirtildi ve basvurucunun aracina el konulmasinin mülkiyet hakkina müdahale teskil ettigi ifade edildi.

El koyma veya müsadere gibi tedbirlerle mülkiyet hakkina yapilan müdahalelerin bireyin menfaatleri ile kamunun yarari arasinda adil denge saglamasi gerektigine isaret edilen kararda, "Suça veya kabahate konu esyanin malikinin davranisi ile kanunun ihlali arasinda uygun bir illiyet baginin olmasi ve iyi niyetli esya malikine esyasini tehlikeli olmamasi kaydiyla geri kazanabilme olanaginin taninmasi veya iyi niyetli malikin bu nedenle olusan zararinin tazmin edilmesi gerekir." degerlendirmesine yer verildi.

Basvurucunun zararlarinin karsilanmadigi aktarilan Yüksek Mahkemenin kararinda, su ifadeler yer aldi:

"Somut olay degerlendirildiginde kamu makamlarinca yapilan el koyma isleminden kaynaklanan söz konusu zarari içeren tazminat talebinin reddedilmesi basvurucuya sahsi olarak asiri bir külfet yüklemektedir. Dolayisiyla basvurucunun mülkiyet hakkinin korunmasi ile kamu yarari arasinda olmasi gereken adil denge, basvurucu aleyhine bozulmus olup müdahale ölçüsüzdür. Açiklanan gerekçelerle Anayasa'nin 35. maddesinde güvence altina alinan mülkiyet hakkinin ihlal edildigine karar verilmesi gerekir."