Israil'deki "48 Araplari" Filistinli imam cinayeti sonrasi Israil hükümetine öfkeliMücahit Aydemir- Israil vatandasi Filistinliler arasinda organize suç kaynakli cinayetler son aylarda ülke gündemindeki ana basliklardan biri olurken Filistinliler, Israil yönetimini bu soruna karsi ihmalkar davranmak, yasa disi silahlanmaya göz yummak hatta bu suçlari tesvik etmek ile suçluyor - Filistin 1948 Islami Hareketi Özgürlük Komitesi Baskani Seyh Kemal el-Hatib: - "Israil'in, Sabak'in (Israil Iç Istihbar
HAYFA (AA) - MÜCAHIT AYDEMIR - Israil vatandasi Filistinliler arasinda artan organize suç kaynakli cinayetlerin son kurbanlarindan biri kanaat önderi ve imam Seyh Sami el-Misri olurken, Filistinliler bu yil "rekor" sayiya ulasan cinayetler nedeniyle Israil yönetimine karsi öfkeli.
Tarihi Filistin topraklarinda 1948'de Israil devletinin kurulmasiyla birlikte yaklasik 1 milyon Filistinli topraklarindan sürüldü, bir kismi da artik Israil sayilan sinirlar "içinde" kaldi. Daha sonra Israil vatandasi olan bu Filistinliler, "48 Araplari" veya "içerideki Filistinliler" seklinde anilmaya baslandi.
Israil vatandasi Filistinliler, bugün Israil'deki nüfusun yaklasik yüzde 21'ini olusturuyor.
48 Araplari arasinda 2023'ün basindan bu yana en az 167 kisinin hayatina mâl olan organize suç kaynakli cinayetler, 2022'nin ayni dönemine göre iki kattan daha fazla artti.
- Asiri sagci Bakan Ben-Gvir döneminde cinayetler "rekor kirdi"
Organize suç kaynakli cinayetler son aylarda ülke gündemindeki ana basliklardan biri olurken, Israil vatandasi Filistinliler, bu soruna karsi Israil yönetimini ihmalkar davranmak, yasa disi silahlanmaya göz yummak hatta bu suçlari tesvik etmek ile suçluyor.
Israil'de bu yilin basinda göreve gelen Binyamin Netanyahu basbakanligindaki asiri dindar ve asiri sag partilerden olusan koalisyon hükümeti, Israil tarihindeki "en sagci koalisyon" olarak biliniyor.
48 Araplari arasinda organize suç kaynakli cinayet oraninin, özellikle asiri sagci Ulusal Güvenlik Bakani Itamar Ben-Gvir'in göreve geldigi 2023 yili içinde "rekor kirmasi" dikkati çekiyor.
Ben-Gvir, gençlik yillardan beri Filistinlilere ve Araplara karsi irkçi görüsleri, provokatif eylemleri ve terörü tesvik eden çikislari ile taniniyor.
- Seyh el-Misri suikasti
Araplarin yogunlukta yasadigi Hayfa kentinin güneyindeki Kufr Akab beldesinde 2 Eylül’de Filistinli cami imami ve kanaat önderi Seyh Sami el-Misri'nin ugradigi suikast sonucu öldürülmesi, 48 Araplari içinde Israil güvenlik birimlerine karsi öfkeyi daha da artirdi.
48 Araplari arasinda Islami davet çalismalariyla öne çikan isimlerden biri olan Seyh Misri'nin, öldürülmesinden bir gün önce cuma hutbesinde, organize suç sorununu ele alan bir konusma yapmasi, suikastin arkasindaki güce iliskin soru isaretleri olusturdu.
Pazar günü Seyh Misri'yi son yolculuguna ugurlayan binlerce Filistinli, cenaze töreninin ardindan Israil hükümetinin protesto edildigi bir yürüyüs gerçeklestirdi.
Seyh Misri'nin fotograflari ile "Yolundan yürüyecegiz" yazili pankart tasiyan binlerce kisi, suç örgütlerine ve Israil polisine karsi "Arap kani ucuz degildir" seklinde sloganlar atti.
- "Güvenlik konusundaki kaosun sorumlusu resmi makamlardir"
Öte yandan Seyh Misri'nin liderligini yaptigi "Davet ve Islah Hareketi" adli sivil toplum kurulusu, Misri'nin suikast sonucu öldürülmesini "aci bir kayip" olarak degerlendirdi.
Hareket, yayimladigi bildiride, Misri'nin biraktigi toplumsal misyonun sürdürülecegini vurgulayarak, suikastta "Israil makamlarinin sorumluluguna" isaret eden su ifadelere yer verdi:
"Imamiz (Sami el-Misri) gibi islahçilari hedef almaya kadar uzanan güvenlik konusundaki kaosun tek sorumlusunun, tüm kurumlariyla birlikte (Israil) resmi makamlari oldugunu vurguluyoruz."
- "Israil'in elinde Misri'nin kani var"
48 Araplarindan Filistinli siyasetçi Sami Ebu Sehade, Filistin 1948 Islami Hareketinin kuzey kanadi liderlerinden Seyh Kemal el-Hatib ve Misri'nin ögrencilerinden imam Mehdi Zehalika, AA muhabirine, Misri suikasti ve Israil'de devletin Arap toplumundaki organize suç olgusuna yaklasimina iliskin degerlendirmelerde bulundu.
Filistin 1948 Islami Hareketi kuzey kanadinin Özgürlükler Komitesi Baskani Seyh Kemal el-Hatib, "hiçbir karsilik beklemeden hayatini Allah'a ve halkina hizmet için adayan biri" olarak nitelendirdigi Seyh Misri'nin suikasta kurban gitmesinin Kufr Kara ve 48 Araplari için büyük bir kayip oldugunu dile getirdi.
Israil makamlarinin yillardir 48 Araplarini "cezalandirmaya" çalistigini söyleyen Hatib, “(Israil makamlari) Onlarin projelerini ortaya çikardigimiz, onlarin bu çabalarina karsi aslimiza ve kimligimize sahip çikarak bas kaldirdigimiz, Kudüs ve Mescid-i Aksa'yi savundugumuz için bizi yine cezalandirmak istedi." dedi.
Hatib, Israil güvenlik ve istihbarat birimlerinin organize suç sorunundaki sorumluluguna isaret ederek, sunlari kaydetti:
"Israil'in, Sabak'in (Israil Iç Istihbarat Servisi Sin-Bet), istihbaratinin ve polisinin elinde Seyh Sami el-Misri'nin kani var. Bu kan gölüne sahit olmamizi saglayanlar, katillere ulasmak istemeyenlerdir."
- "Bizim sorunlarimizin esas kaynagi (Israil) isgal güçleridir"
Misri'nin ögrencilerinden, Hayfa'da imamlik yapan Mehdi Zehalika da "Daha iki gün önce biri 14 yasindan küçük iki genci yitirdik. Sonra Seyh Sami'yi yitirdik. Bu facia bizi derinden yaraladi." dedi.
"Cinayette suçlamalarin kime yöneltildigine" iliskin soruya Zehalika, su yaniti verdi:
"Sundan eminiz ve diyoruz ki; bizim sorunlarimizin esas kaynagi (Israil) isgal güçleridir. Israil makamlarinin bundan sorumlu oldugunu söylüyoruz. Onlara güvenmiyoruz ama onlarin sorumlu oldugunu ve Filistinli Araplar içinde güvenligi saglamalari gerektigini vurguluyoruz."
- Israil güvenlik teskilati, sadece Yahudi çogunlugun güvenligini sagliyor
Israil'deki Araplari temsil eden Beled-Demokratik Ulusal Birlik Partisi lideri siyasetçi ve tarihçi Sami Ebu Sehade ise Misri cinayetinin, "48 Araplari içindeki organize suçla mücadele konusunda Israil hükümetlerinin suç siciline yeni bir kara leke olarak islendigini" söyledi.
Uluslararasi ölçekte, Israil'de yasayan Araplar arasinda güvenlik sorununun çok yüksek seviyede olduguna isaret eden Ebu Sehade, ancak buna karsilik "ayni ülkede yasayan Yahudilerin dünya çapinda en güvenlikli toplumlardan biri olduguna" dikkati çekti.
Ebu Sehade, "Herkes biliyor ki Israil devleti büyük ve bütüncül bir güvenlik sistemi demektir. Organize suçla mücadele etmek ve Arap toplumundaki suç çetelerini hedef almak için her türlü beseri, maddi, teknolojik ve bilimsel kaynaklara sahiptir. Ancak bu görevini sadece Yahudi vatandaslari söz konusu oldugunda yerine getiriyor." diye konustu.
- Israil güvenlik birimlerinin rolü
Israil güvenlik birimlerinin 48 Araplari arasindaki organize suç sorunundaki rolüne isaret eden Ebu Sehade, bu iddiasini neye dayandirdigini ise söyle anlatti:
"Israil polisi, tüm vatandaslarin güvenlik ve huzurunu saglama görevinde sadece ihmalkarlikla kalmiyor; kendisi de açikça ilan ettigi gibi, Iç Istihbarat Teskilati Sabak'in organize suç örgütleri içerisinde unsurlari var. Bunlar geçmiste 1967 isgalindeki bölgelerde Sabak adina görevler yapiyordu, simdi suç çetelerine dahil oldular.
Yani Israil güvenlik birimlerinin, çeteler içinde ve Filistinli 48 Araplari toplumundaki organize suçlari yönlendirmede merkezi bir rolü bulunuyor. Bu da, içerideki halkimiz (48 Araplari) arasinda organize suçlari yayarak ve destekleyerek Filistin toplumunu parçalamayi amaçlayan politikalar var demek oluyor."
Bu "irkçi politikalara teslim olmayacaklarini" söyleyen Ebu Sehade, "Organize suç seklinde ortaya çikan bu büyük soruna karsi tüm halkimizin evlatlari için bir birlik projesi insa etmek adina hem içeride hem de uluslararasi alanda elimizden geleni yapacagiz." seklinde konustu.