Milli İstihbarat Akademisinden yeni rapor: "DEAŞ’ın Yeni Stratejik Odağı: Afrika Kıtası"
Milli İstihbarat Akademisi (MİA), terör örgütü DEAŞ’ın Afrika’daki yapılanmasına ilişkin çok boyutlu tehditleri ele alan "Yerel ve Bölgesel Dinamikleriyle DEAŞ Afrika" başlıklı raporunu yayımladı.
MİA, terör örgütü DEAŞ’ın Afrika’daki yapılanmasına ait çok boyutlu tehditleri konu alan "Yerel ve Bölgesel Dinamikleriyle DEAŞ Afrika" başlıklı raporunu yayımladı. Raporda, örgütün kıta genelinde vilayetleşme stratejisiyle kurduğu yapıların, yalnızca güvenlik değil; siyasi, toplumsal ve çevresel boyutlarıyla da değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Afrika’da zemin bulan radikalleşmenin, sadece ideolojik değil; etnik ayrışmalar, yapısal eşitsizlikler ve çevresel krizlerle de doğrudan ilişkili olduğu belirtildi. Raporda tespit edilen dinamikler çerçevesinde hem ulusal hem uluslararası güvenlik politikaları için stratejik öneriler geliştirildi.
DEAŞ, Afrika’yı yeni üs olarak konumlandırıyor
MİA’nın raporuna göre DEAŞ, Irak ve Suriye’deki kayıplarının ardından stratejik odağını Afrika’ya kaydırdı. Kıtadaki zayıf devlet yapıları, sosyoekonomik eşitsizlikler ve güvenlik boşlukları örgüt için yeni fırsatlar doğurdu. DEAŞ, bu coğrafyada vilayet sistemi üzerinden yeniden yapılanmış ve yerel dinamiklerle uyumlu ilişkiler geliştirdi. Örgütün Sahel’den Mozambik’e kadar uzanan geniş bir alanda etkinliğini artırdığı gözlemlendi. Bu durum, DAEŞ’in klasik merkezi yapıdan adem-i merkeziyetçi bir modele yöneldiğini gösteriyor.
Ucuz teknolojiyle operasyonel esneklik
Raporda, örgütün operasyonel esnekliği de vurgulanırken DEAŞ’ın el yapımı patlayıcılar, sivil hedeflere yönelik baskınlar ve insansız hava araçları gibi taktiklerle etkinliğini artırdığı belirtiliyor. Yerel malzeme ve düşük maliyetli sistemlerin kullanımı, örgüte avantaj sağlanıyor. Bu taktikler, Mali, Mozambik ve Nijerya’da önemli güvenlik zafiyetlerine neden oluyor. MİA, bu esnekliğin örgütün müdahalelere karşı dirençli kalmasına katkı sağladığını ifade ediyor.
Uluslararası müdahaleler ve Türkiye’nin rolü
Milli İstihbarat Akademisi, Türkiye dahil uluslararası aktörlerin müdahalelerinin DEAŞ’ın Orta Doğu’daki etkisini sınırladığını ancak örgütün stratejik olarak Afrika’ya kaydığını belirtiyor. Bu durum, bölgesel güvenlik iş birliğinin güçlendirilmesi ve kalkınma temelli stratejilerin geliştirilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor. Raporda, eğitim, de-radikalizasyon programları, propaganda karşıtı stratejiler ve şeffaf yönetişim reformları önerilirken bu tarz bir yaklaşım terörle mücadelede uzun vadeli başarı için kaçınılmaz görülüyor.
Afrika’da etnik gerilimler ve radikal yapılar
Raporda DEAŞ’ın insan kaynağı yapısında etnik gerilimlerin belirleyici rol oynadığına da dikkat çekilmektedir. Siyasi dışlanma, etnik ayrışma ve rekabet, örgütlerin güçlenmesini kolaylaştırmaktadır. Şiddet içeren radikalleşme süreçleri yalnızca ideolojik saiklerle değil; aynı zamanda bu etnik yapılarla da doğrudan ilişkilidir. MİA, çözüm süreçlerinin etnik uzlaşıyı da içermesi gerektiğini belirtiyor.
Çok boyutlu mücadele: güvenlikten eğitime
Rapor, DEAŞ’la mücadelenin yalnızca askeri yöntemlerle yürütülemeyeceğini ortaya koyuyor. MİA; hukukun üstünlüğü, sivil toplumun güçlendirilmesi, kadın ve gençlerin desteklenmesi, inanç liderlerinin katılımı gibi başlıklarda çözüm önerileri sunuyor. Bu çerçevede, eğitim programları ve medya iş birlikleri de bu çok boyutlu mücadelenin parçaları arasında yer alıyor. Bu yaklaşım sayesinde yalnızca örgütle değil, onun beslendiği toplumsal zeminlerle de etkili mücadele yürütülebileceği değerlendiriliyor.