Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunda akademisyenler dinlendi
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu toplantısında akademisyenler dinlendi.
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 10. toplantısını gerçekleştirdi. Oturuma akademisyenler katıldı.
Prof. Dr. Havva Kök Arslan, komisyonun kalıcı barışı inşa etme yönünde tarihsel sorumluluğu olduğunu belirterek, "Ülkemizin 1876-1908 yılında başlayan devleti güçlendirme süreci, 1920 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliği ve vizyonuyla güçlü bir devletin kuruluşuna dönüştü. Güçlü bir devlet kurduk ancak güçlü bir ulus inşasını yapamadık. Çünkü sanayileşmiş bir ülke değildik" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Sevtap Yokuş Veznedaroğlu, komisyonun zor bir görev üstlendiğini ifade ederek, "Aslında Türkiye’nin bu konudaki birikimi çok, bir önceki çözüm süreci önemli bir deneyimdi ve iyi bir birikim sağladı. Ayrıca Türkiye, bu dönem demokratik yeni bir anayasa etrafında çok büyük bir yol kat etti" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik, barış süreçlerinin uzun sürebileceğini dile getirerek, "Guatemala’da tarafların konuşmaya başlaması ve anlaşmaya varması arasındaki süre 10 yıl. Sudan’da ise 11 yıl. Her iki örnekte de tarafların, ’Dönülmeyecek noktadayız’ demesi bu sürecin sadece son birkaç yılı. Filipinler’de barış süreci 17 yıl ve 4 başkan görmüş. Kolombiya’da bütün başarısız denemeleri de göz önünde bulundurursak 32 yıl ve 7 başkan görmüş. Burada umudu yitirmememiz ve siyasi iradeyi sağlam tutmamız gerekiyor" diye konuştu.
Doç. Dr. Çerağ Esra Çuhadar da, Türkiye’nin tarihi eşiklerden birini geçtiğini belirterek, "Her sürecin kendine özgü durumları olmasına rağmen, hemen hepsinde ortak noktaların olduğunu gözlemlemekteyiz. Öncelikle süreçte atılacak adımların dikkatle planlanması ve uygulanması gerekiyor" şeklinde konuştu.
Daha sonra akademisyenler milletvekillerinin sorularını cevapladı. Prof. Dr. Havva Kök Arslan, "Diğer süreçlerden micro örnek alacağımız konular var" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Sevtap Yokuş Veznedaroğlu, "Barışın dili gerçekten önemli. İrite edecek, taraftarları rahatsız edecek kelimelerden kaçınılmalı" diye konuştu.
Güven artırıcı önlemlere ilişkin soru üzerine Veznedaroğlu, "Hukuk yoluyla gelişeceğine inanıyorum. Hukuksal düzenlemeler bir tür sigorta oluyor. Bu tür süreçlerde hukuksal düzenlemeler belirleyicidir" ifadelerini kullandı.
Zihinsel dönüşümün önemli olduğuna dikkat çeken Veznedaroğlu, "Bizim artık klasik ezberlerimiz atmamız gerekiyor Süreç kendine özgüdür. Bağımsız olarak üzerine gidilmesi gerekiyor" diyerek, "Anayasa çıkış koşulları bellidir. Sayısız değişikliğe uğradı ama özü aynıdır. Hala anayasa otoriter, tekleştiren bir anayasadır. Demokrasiye dönük adımlar atılmalı" ifadelerini kullandı.