Bakan Tunç: "Yargının üç sac ayağından birisi avukatlarımızdır"
‘Avukatların Büro Kurma Giderlerinin Karşılanması İçin Finansman Desteği Dağlanmasına İlişkin İş Birliği Protokolü’ imza töreninde konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Yargının da üç sacayağı vardır. İddia, savunma, hüküm. Dolayısıyla yargının üç sac ayağından birisi avukatlarımızdır" dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ‘Avukatların Büro Kurma Giderlerinin Karşılanması İçin Finansman Desteği Dağlanmasına İlişkin İş Birliği Protokolü’ imza törenine katıldı. Dikmen Hakimevinde düzenlenen programda Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ile bazı baro başkanları da yer aldı. Programda açılış konuşmasını gerçekleştiren Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sağkan şu ifadelere yer verdi:
"Bugün burada sizlerin huzurunda on binlerce genç meslektaşımızın bizlerin yaşadığı sorunları kısmen yaşamamaları için hayatı geçirilen bir projenin içerisinde yer almak bizler açısından çok ama çok büyük bir kıymet içeriyor. Aslında bugünkü proje sadece genç meslektaşlarımızın mesleğe yeni atılırken onlara bir finansal destek sunulması anlamı taşımıyor. Bununla beraber belki daha da önemlisi yurttaşların adalete erişiminde de bir o ölçüde avantaj sağlayan bir işbirliği protokolünün imza törenindeyiz."
Programda konuşma gerçekleştiren Adalet Bakanı Tunç, adaletin tecellisinin toplumsal barış için, ülkenin huzuru için, milletin huzuru için çok önemli olduğuna dikkat çekti.
"Yargının üç sac ayağından birisi avukatlarımızdır"
Adaletin tecelli edebilmesi için öncelikle tarafsız ve bağımsız bir yargının olması gerektiğini vurgulayan Bakan Tunç, "Hukuk Devleti’nin üç sacayağı vardır. Yasama, yürütme, yargı. Hukuk Devleti’ni oluşturan bu üç sac ayağından birisi de yargıdır. Yargının da üç sacayağı vardır. İddia, savunma, hüküm. Dolayısıyla yargının üç sac ayağından birisi avukatlarımızdır. Yargı devletin üç sac ayağından biridir. Yargının da üç sac ayağından biri avukatlarımızdır. Dolayısıyla o üç sac ayağından biri avukatlar olmadığı zaman savunma hakkından bahsedilemez. Bağımsız ve tarafsız yargıdan bahsedilemez. Yargı olmadığı zamanda hukuk devletinden bahsedilemez. O nedenle avukatlarımız yargının kurucu unsurlarıdır. Avukatlık kanunun birinci maddesine göre avukatlar yargının kurucu unsurlarıdır. Bir kamu hizmetidir. Aynı zamanda serbest bir meslektir" dedi.
"Avukatlarımız, savunmanın sesidir"
Türk Ceza Kanunu altıncı maddesini hatırlatan Bakan Tunç, "Hakimimiz, savcımız neyse avukatlarımız da yargının üç sac ayağından biri olarak eşit değere sahiptirler. O nedenle avukatlarımızın gerek hukuk eğitiminin kalitesi gerek meslek öncesi eğitimler gerek meslek sırasında barolarımızın gerçekleştirmiş olduğu eğitim çalışmaları, mesleki kalitenin savunmanın kalitesinin artması demek yargılamanın kalitesinin artması demektir. O nedenle genç meslektaşlarımızın mesleğinin başında maddi sıkıntı çekmeden yollarına devam edebilmeleri özellikle yargı bağımsızlığı, savunma hakkı ve hukuk devleti ilkesinin güçlendirilmesi bakımından çok önemlidir. Çünkü avukatlarımız savunmanın sesidir, hak arayışının teminatıdır, adaletin toplumla buluştuğu noktadaki temsilcileridir" ifadelerinde bulundu.
Tunç, avukatların aynı zamanda birer yol gösterici olduğunu ve adalete erişimi kolaylaştırmak için çok büyük bir görev ifade ettiklerinden bahsetti.
İmza protokolü hakkında konuşan Bakan Tunç, "Protokolünü gerçekleştirmiş olduğumuz husus 7. yargı paketinde 7445 sayılı kanunda avukatların büro kurma giderlerinin karşılanması için kredi ve finans kuruluşlarıyla kredi veren kamu kurum ve kuruluşlarınca uygun şartlarda finansman desteği sağlanır hükmü vardı. Tabii bu hükmün uygulanabilirliği noktasında bir yönetmeliğe ihtiyaç duyuldu. Bu mevzuatla ilgili kısımlar aşıldı ve bugünkü aşamaya getirmiş olduk. Bugün imzalanacak protokolle altı ay ödemesiz dönemli kredi seçeneklerinden sabit ve değişken faizli alternatiflerden piyasadaki faiz oranlarının altında ve teminatsız kredi koşullarından yararlanabilme imkanını bulacak genç meslektaşlarımız. İlk beş yıl için bunlar belirlendi. Beş yıllık kıdeme sahip avukatlarımız yararlanabilecek. Ancak deprem bölgesinde böyle bir yaş sınırlaması yok.
Deprem bölgesinden başvuran tüm meslektaşlarımız bundan faydalanabilecekler. Dolayısıyla orada herhangi bir sınırlama yok. Onlara pozitif ayrımcılık yapmak durumundayız" ifadelerine yer verdi.
Program protokolün imzalanmasıyla sonlandı.