Annesi tarafından kaçırılan çocukların dilendirildiği ve işkence yapıldığı iddiası
Ankara’da eşi ve onun sevgilisi tarafından çocuklarının şehir dışına kaçırıldığını ileri süren baba, 2 ve 4 yaşındaki oğullarına işkence yapıldığını ve dilendirildiğini öne sürdü. 2 senedir verdiği hukuk mücadelesine rağmen çocuklarına kavuşamadığını belirten baba, evlatlarının hayatlarından endişe duyduğunu ifade etti.
2 sene önce Keçiören’de iddialara göre Engin Başoğlu’nun (31) eşi E.B. (23), 2 ve 4 yaşındaki çocukları Rüzgar Eren B. ile Poyraz B.’yi sevgilisi olduğu ileri sürülen F.K. ile birlikte Karabük’e kaçırdı. Olayın ardından eşine boşanma davası açan Başoğlu, çocuklarını da geri alabilmek için suç duyurusunda bulundu. Çocuklarının bakımsız bırakıldığını, işkence yapıldığını ve dilendirildiğini iddia eden Başoğlu, tüm bu durumları ispat etmesine rağmen velayetin kendisine verilmediğini söyledi. Eşine 2 senedir ulaşamadığını, çocuklarından da 1 aydır haber alamadığını belirten Başoğlu, hukuk mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğini dile getirdi. Evlatlarının ruh sağlıklarının da bozuk olduğunu ifade eden Başoğlu, hakkındaki uzaklaştırma kararı nedeniyle çocuklarını sadece Karabük’teki görüş günlerinde görebildiğini söyledi.
"Çocuklarım darp ve işkence altındalar"
Çocuklarının zor durumda olduğunu söyleyen Başoğlu, "Eşim, sevgilisini eve çağırıp çocuklarımı kaçırıyor. Çocuklarım darp ve işkence altındalar. Tırnaklarını sökmüşler. Darp raporlarımız da var. Hiçbir şekilde çocuklarımı göremiyorum. Mahkeme çocuklarımı bana teslim etmiyor. Çocuklarımın durumu çok perişan. Bir aydır hiç görüşemiyorum onlarla, haber alamıyorum. Eşimin sevgilisinin annesi de dilendiriyormuş çocuklarımı. Çocuklarımın bir an önce tarafıma teslim edilmesini istiyorum. Çok zor durumdalar" dedi.
"Hiçbir şekilde mahkemeden sonuç çıkmıyor"
Mahkemenin taraflı tutumlar sergilediğini iddia eden Başoğlu, "Eşim Karabük’e kaçalı 2 sene oldu. 2 senedir yargıyla mücadele ediyoruz. Hakim zaten hiçbir şekilde bizi göz önünde bulundurmuyor. Hiçbir şeyimizi dinlemiyor. Sürekli bize ‘sus, sus’ diyor. Eşime de hiçbir şekilde ulaşamıyorum. Beni ve ailemi engellemiş. Kendi kardeşinin yanındaydı, oradan da kaçmış. Hiçbir şekilde mahkemeden sonuç çıkmıyor. Aile Bakanlığından yetkililer çocukların tutulduğu eve gitmiş. Bizim eve de geldiler. O evde çocukların yaşayamayacağı, bana verilmesi yönünde karar vermişler. Mahkeme bu kararı göz önünde bulundurmuyor" diye konuştu.
"Psikolojileri yerinde değil"
Çocuklarının ruhsal yönden de kötü olduğunu söyleyen Başoğlu, "Ben Devlet Hastanesi’nden rapor alıyorum. Eşim polikliniğe gidiyor, sağlamdır raporu aldırıyor çocuklara. Çocuklarda tırnak kalmamış, vücutlarında sigara söndürmüşler. Ellerini, ayaklarını yakmışlar. Bunlar raporlarda da mevcut. Psikolojileri yerinde değil. Sürekli ağlıyorlar. Görüş gönünde sürekli, ‘Baba beni buradan kurtar, beni götür, beni dövüyorlar’ diye söylüyorlar" dedi.
"Çocukların onların elinde kaldığı sürece ne olacakları belirsiz"
Evlatlarının hayatından endişe duyduğunu dile getiren Başoğlu, "Biz herkesten şikayetçi olduk. Son 1 aydır da hiçbir şekilde ulaşamıyorum çocuklara. Çünkü kardeşinin yanından da gitmiş. Ben çocuklarımı istiyorum. Çocuklarımın bakımından ben sorumlu olmak istiyorum. Çocuklarımın başka bir şahıs tarafından büyütülerek darp altında ve işkenceye maruz kalmalarını istemiyorum. Onları özlüyorum. Vatana ve millete hayırlı bir insan yetiştirmek istiyorum. Çocukların onların elinde kaldığı sürece ne olacakları belirsiz" şeklinde konuştu.
"Çocuklarımın bana teslim edilmesini istiyorum"
Çocuklarının kendisine verilmesi gerektiğini söyleyen Başoğlu, "Eşimin elinden telefon düşmüyordu. Sürekli odada gizli gizli biriyle konuşuyordu. Ben son zamanlarda şüphelenmiştim ama iki tane çocuğum olduğu için fazla ses çıkarmamıştım. Meğer sevgilisi varmış. Eşimin kardeşi babamı aramış, ‘Çocuklarınızı gelin buradan alın, kurtarın ellerinden. Biz kurtaramıyoruz’ demiş. Devlet yetkililerine sesleniyorum. Çocuklarımın bir an önce tarafıma teslim edilmesini istiyorum. Onları zaten ben büyüttüm. Eşim işe gidiyordu, onlara evde annem bakıyordu. Bize daha çok alışıklar" dedi.