Lenfomada yenilikçi tedavilerle 5 yillik sag kalim orani yüzde 80'in üzerine çikiyorYesim Sert Karaaslan- AÜ Tip Fakültesi Hematoloji Bilim Dali Ögretim üyesi Prof. Dr. Selami Toprak: - "Günümüzde, Hodgkin disi lenfomalarda 5 yil sag kalim yüzde 70'leri, Hodgkin lenfomada ise 5 yil sag kalim oranlari yüzde 90'lari geçmis durumda" - "Hedefe yönelik ve bagisiklik sistemini kuvvetlendirilen yeni ilaçlarla özellikle klasik tedavilere dirençli lenfoma hastalarinda, çok basarili sonuçlar elde ediliyor

Lenfomada yenilikçi tedavilerle 5 yillik sag kalim orani yüzde 80'in üzerine çikiyorYesim Sert Karaaslan- AÜ Tip Fakültesi Hematoloji Bilim Dali Ögretim üyesi Prof. Dr. Selami Toprak:
- "Günümüzde, Hodgkin disi lenfomalarda 5 yil sag kalim yüzde 70'leri, Hodgkin lenfomada ise 5 yil sag kalim oranlari yüzde 90'lari geçmis durumda"
- "Hedefe yönelik ve bagisiklik sistemini kuvvetlendirilen yeni ilaçlarla özellikle klasik tedavilere dirençli lenfoma hastalarinda, çok basarili sonuçlar elde ediliyor

ANKARA (AA) - YESIM SERT KARAASLAN - Ankara Üniversitesi (AÜ) Tip Fakültesi Hematoloji Bilim Dali Ögretim üyesi Prof. Dr. Selami Toprak, hedefe yönelik ve bagisiklik sistemini kuvvetlendirilen immünoterapi kullanilan yeni ilaçlarla özellikle klasik tedavilere dirençli lenfoma hastalarinda basarili sonuçlar alindigini belirterek, "Hodgkin disi lenfomalarda 5 yil sag kalim yüzde 70'leri, Hodgkin lenfomada ise 5 yil sag kalim oranlari yüzde 90'lari geçmis durumda." dedi.

Lösemi Lenfoma Miyelom Dernegi Genel Sekreterligi görevini de yürüten Toprak, AA muhabirine yaptigi açiklamada, bir lenf sistemi kanseri olan lenfomanin iki ayri türü oldugunu söyledi.

Bunlardan birinin Hodgkin, digerinin ise Hodgkin disi lenfoma olarak adlandirildigini dile getiren Toprak, Hodgkin disi lenfomanin daha sik görüldügünü belirtti.

Toprak, "Istatistiklere göre dünyada Hodgkin disi lenfomanin her yil yaklasik yüz binde 20, Hodgkin lenfoma ise her yil yaklasik yüz binde 3 yeni vaka olarak karsimiza çikmaktadir. Hastalik sikliginda geçmis yillara göre ufak da olsa bir artis görülmektedir." dedi.

Lenfomanin en sik boyunda, koltuk altinda ve kasiktaki sisliklerle belirti verdiginin altini çizen Toprak, sözlerine söyle devam etti:

"Bunun disinda ates, gece terlemesi, kilo kaybi gibi farkli belirtiler de görülmektedir. Lenfomanin hangi alt tipi olduguna, vücutta hangi bölgeyi isgal ettigine bagli olarak o bölgeye yönelik baska yakinma ve bulgular da olabilir. Bunlarin haricinde hiçbir belirti ve bulgu vermeden de tümör belli bir büyüklüge gelen kadar sessiz sakin de kalabiliyor. Ancak belli bir büyüklüge ulastiginda isgal ettigi bölgede çevre dokulara ve sistemlere basi yaptiginda, nefes darligi, yüzde ve karinda sislik ile agri gibi bulgular olabiliyor. Lenfomaya ait bulgular, uzun aylar sürebiliyor. Bu nedenle bu yakinmalar halinde mutlaka hematoloji hekimine basvurmak önem tasiyor. Çünkü, bu belirtiler baska hastaliklarin bulgulariyla da karisabiliyor."

- "Yaslilikla birlikte dünyada ve ülkemizde lenfoma sikligi arttiyor"

Lenfoma sikliginda yasin önemli bir faktör oldugunu belirten Toprak, "Yaslilikla birlikte dünyada ve ülkemizde lenfoma sikligi arttiyor. Genellikle 65-70 yas üstünde lenfoma sikliginin arttigini görüyoruz. Dünya nüfusu yaslanmakta. Dolayisiyla yakin bir gelecekte yasli nüfusta daha fazla lenfomaya rastlanabilir. Bu nedenle gelecekte yasli nüfusun artmasina paralel lenfoma sikliginin belirgin bir sekilde artabilecegini söyleyebiliriz." diye konustu.

Toprak, lenfomanin sifasi olan bir hastalik olduguna dikkati çekerek, uygun zamanda dogru tani konulmasinin tedavi basarisinda büyük önem tasidigini vurguladi. Tedavi basarisina iliskin bilgi veren Toprak, "Uygun zamanda dogru tani konulmasi ve yeni tedavi seçeneklerinin kullanilmasi yasamsal önem tasiyor. Günümüzde, Hodgkin disi lenfomalarda 5 yil sag kalim yüzde 70'leri, Hodgkin lenfomada ise 5 yil sag kalim oranlari yüzde 90'lari geçmis durumda." ifadelerini kullandi.

Lenfomada devrim niteliginde gelismeler bulundugunu dile getiren Toprak, sunlari söyledi:

"Son 20 yilda Amerikan Gida ve Ilaç Dairesi ile Avrupa Ilaç Ajansinin onayladigi ilaçlara bakildiginda, hemen hemen tümü hedefe yönelik ilaçlar ve immünoterapi diye isimlendirilen canli ilaçlardan olusmaktadir. Halk arasinda 'Akilli ilaçlar' olarak bilinen hedefe yönelik ilaçlar, lenfomanin hücre içi mekanizmalarindaki yollari buluyor ve bunlari vuruyor, tam o noktaya etki ediyorlar. Tutulumun oldugu yerin vuruldugu yerin disinda baska yan etkileri çok çok az oluyor. Bu ilaçlar, orayi buluyor, vuruyor ve lenfomanin ilerlemesini durdurabiliyor. O yüzden hedefe yönelik ilaçlar, klasik kemoterapik ilaçlara ekleyerek kullanilan çok çok önemli ilaçlar haline geldi."

- "Ilaçlar, bagisiklik sistemi hücrelerinin tümör hücrelerini tanimasini sagliyor"

Prof. Dr. Toprak, kisinin kendi bagisiklik sisteminin güçlendirilerek tümörle savasmasini saglayan immünoterapide kullanilan ilaçlardan da çok basarili sonuçlar elde edildigine belirtti. Toprak, "Lenfoma hücreleri akilli hücrelerdir ve kendi yapilarini degistiriyorlar. Yani, bagisiklik sisteminden kaçmayi basarabiliyorlar uzun zaman boyunca. Böyle olunca bagisiklik sistemi bu tümör hücrelerini kaçiriyor ve yok edemiyor. Ancak immünoterapide kullanilan bu akilli ilaçlar, bagisiklik sistemi hücrelerinin tümör hücrelerini tanimasini sagliyor ve dolayisiyla tümör hücrelerini yakaliyor ve yok ediyor." dedi.

Bunun da devrimsel nitelikte basari kazanilan ilaç tedavileri oldugunun altini çizen Toprak, "Bunlar, eskiden klasik kemoterapatiklerle basari sansi yok denilen hastalarda immünoterapi ilaçlari kullanildiginda çok basarili sonuçlar aliniyor." bilgisini verdi.

Toprak, sunlari kaydetti:

"Hedefe yönelik ve bagisiklik sistemini kuvvetlendirilen yeni ilaçlarla özellikle klasik tedavilere dirençli lenfoma hastalarinda, çok basarili sonuçlar elde ediliyor ve sag kalim oranlari belirgin sekilde uzatilabiliyor. Bu ilaçlar, simdi ilk sira tedavilerde kullanilmaya baslaniyor. Yapilan bilimsel çalismalar, artik dirençli, nüks eden hastalarin disinda yeni tani alan hastalarin tedavisinde de kullanilmaya baslaniyor."