Tarihi eser kaçakçılığında ele geçirilen binlerce eser imitasyon çıktı

Batman ve Siirt'te geçen yıl tarihi eser kaçakçılığı operasyonlarında ele geçirilen 7 bin 276 eserin yüzde 30’u imitasyon çıktı.Batman ve Siirt’te güvenlik güçlerince ele geçirilen ve tarihi değeri olduğu düşünülen eserler incelenmek üzere Batman Müzesi’ne teslim ediliyor.2023’te de büyük çoğunluğu operasyonlarda ele geçirilen 7 bin 276 eser, incelenmek üzere müzeye teslim edildi.Uzmanlardan oluşan komisyon tarafından dönemlerine ayrılan ve belirli işlemlerden geçirilen eserlerde yapılan inceleme sonucunda 7 bin 276 eserin yüzde 30’u imitasyon çıktı.Tarihi eserlerden bazıları restorasyon işlemlerinin ardından müzede sergilenirken teşhir edilecek durumda olmayanlar depoda koruma koşulları sağlanarak muhafaza edildi.Müzede ve eserlerin incelenmesinde görevli arkeologlar, eserlerin 3 kişilik bir komisyon tarafından dönemsel özellikleri baz alınarak incelendiğini belirtti.Uzmanlar şöyle konuştu: “Bu komisyonda özellikle arkeolog ve sanat tarihçileri yer almaktadır. Eserlerin dönemsel özelliklerine bakılarak kültür varlığı olup olmadığına karar verilmektedir. Kurulan komisyon 3 kişiden oluşmaktadır. Bu komisyon, aldığı karar sonucunda eserin taşınır kültür varlığı, taşınmaz kültür varlığı ya da imitasyon olduğuna karar vermektedir. Öncelikle eserin envanterlik değeri olup olmadığına karar verildikten sonra eserler müzeye alınmaktadır. Müzeye alındıktan sonra, restoratörlerimiz tarafından konservasyon işlemi, gerekirse restorasyon işlemi varsa yapılmakta ve depoya saklanmaktadır. Teşhirlik durumda olanlar varsa teşhire konulmaktadırlar. 2863 sayılı yasa kapsamında bütün kültür varlıkları devlet malı niteliğindedir. Bu yüzden bu kültür varlıkları tamamen yani 84 milyonun tamamına ait olup, vatandaşlarımızın bu eserleri bulduğunda müzeye getirmeleri en uygun yol olacaktır. Bulan kişi eğer kendi toprağında ya da devletin toprağında bulmuşsa ikramiye kendilerine verilmektedir. Devlet malı niteliğinde olan ve bizim öz kültürümüz, bize ait olan kültür varlıklarının bütün topluma özellikle de evrensel kültüre yayılabilmesi için müzelere getirilmesi büyük önem arz etmektedir. Böylece hem kendi kültürünü korumuş olacak hem de getirdiğinde karşılığında bir ikramiye almış olacak. Müzemize kaçakçılık ya da satın alma yoluyla getirilen en eski eserler cilalı taş devrine ait neolitik eserlerdir."Müzenin Batman, Siirt bölgesine baktığını ve güvenlik güçlerinin o bölgelerde yaptığı operasyonlarda ele geçirilen eserlerin müzeye getirildiğini ifade eden uzmanlar, “Emniyet ve jandarmamız tarafından yapılan operasyonlar sonucunda ele geçirilen eserler müzemize getirilmektedir. Bunun yanı sıra bilinçli vatandaşlarımızın getirdiği eserler gerek hibe gerekse satın alma yoluyla müzemize kazandırılmaktadır. Batman Müze Müdürlüğümüze 2023’te toplamda 7 bin 276 eser getirilmiştir. Bu eserlerin büyük bir bölümünün orijinal, yüzde 30'luk kısmının da imitasyon eserler olduğu anlaşılmıştır." dedi.Uzmanlar, örnekler vererek durumu şöyle açıkladı: "Örnek olarak, 2018 yılında Picasso'nun Nü tablosu olduğu iddia edilen bir tablo müzemize getirilmişti. Batman Üniversitesi tarafından yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda bu eserin sahte olduğu anlaşılmıştır. Burada vatandaşlarımıza önemli bir uyarıda bulunmakta fayda vardır. Özellikle bu kaçakçılık işini yapan kişiler tarafından size sahte eserler satılma olasılığı çok yüksektir. Bu eserler size maddi manevi zarar verecektir. Özelikle 2863 sayılı yasa kapsamında 3 yıldan 5 yıla kadar ceza ile yargılanacaksınız ve yetmezmiş gibi cebinizdeki paradan da olacaksınız. Son 20 yılda ciddi bir atılım yapıldı. Ülkemiz Mezopotamya ve Anadolu gibi kadim bir coğrafya üzerinde yer almaktadır. Hem Doğu'nun hem de Batı'nın sentezi olan nadir ülkelerden biridir. Özellikle 1800'lü yıllarda kurumsal anlamda ilk müzecilik faaliyetleri Osman Hamdi Bey ile birlikte başlamıştır. Osman Hamdi Bey, ilk Türk müzeci ve arkeolog olma sıfatını da taşımaktadır. Özellikle Asar-ı Atika Nizamnamesi ile beraber yurt dışına eserlerimizin götürülmesi yasaklanmıştır. O günden günümüze pek çok gelişme yaşanmış, özellikle de son 20 yılda büyük bir atılım gerçekleştirilmiş ve bakanlığımız tarafından pek çok eser yurt dışından getirilerek ülkemize kazandırılmıştır. Yorgun Herakles Heykeli, Orpheus Mozaiği, Çingene Kızı Mozaiği gibi pek çok eser ana vatanına geri getirilmiştir."

Tarihi eser kaçakçılığında ele geçirilen binlerce eser imitasyon çıktı
Tarihi eser kaçakçılığında ele geçirilen binlerce eser imitasyon çıktı

Batman ve Siirt'te geçen yıl tarihi eser kaçakçılığı operasyonlarında ele geçirilen 7 bin 276 eserin yüzde 30’u imitasyon çıktı.

Batman ve Siirt’te güvenlik güçlerince ele geçirilen ve tarihi değeri olduğu düşünülen eserler incelenmek üzere Batman Müzesi’ne teslim ediliyor.
2023’te de büyük çoğunluğu operasyonlarda ele geçirilen 7 bin 276 eser, incelenmek üzere müzeye teslim edildi.
Uzmanlardan oluşan komisyon tarafından dönemlerine ayrılan ve belirli işlemlerden geçirilen eserlerde yapılan inceleme sonucunda 7 bin 276 eserin yüzde 30’u imitasyon çıktı.
Tarihi eserlerden bazıları restorasyon işlemlerinin ardından müzede sergilenirken teşhir edilecek durumda olmayanlar depoda koruma koşulları sağlanarak muhafaza edildi.
Müzede ve eserlerin incelenmesinde görevli arkeologlar, eserlerin 3 kişilik bir komisyon tarafından dönemsel özellikleri baz alınarak incelendiğini belirtti.
Uzmanlar şöyle konuştu: “Bu komisyonda özellikle arkeolog ve sanat tarihçileri yer almaktadır. Eserlerin dönemsel özelliklerine bakılarak kültür varlığı olup olmadığına karar verilmektedir. Kurulan komisyon 3 kişiden oluşmaktadır. Bu komisyon, aldığı karar sonucunda eserin taşınır kültür varlığı, taşınmaz kültür varlığı ya da imitasyon olduğuna karar vermektedir. Öncelikle eserin envanterlik değeri olup olmadığına karar verildikten sonra eserler müzeye alınmaktadır. Müzeye alındıktan sonra, restoratörlerimiz tarafından konservasyon işlemi, gerekirse restorasyon işlemi varsa yapılmakta ve depoya saklanmaktadır. Teşhirlik durumda olanlar varsa teşhire konulmaktadırlar. 2863 sayılı yasa kapsamında bütün kültür varlıkları devlet malı niteliğindedir. Bu yüzden bu kültür varlıkları tamamen yani 84 milyonun tamamına ait olup, vatandaşlarımızın bu eserleri bulduğunda müzeye getirmeleri en uygun yol olacaktır. Bulan kişi eğer kendi toprağında ya da devletin toprağında bulmuşsa ikramiye kendilerine verilmektedir. Devlet malı niteliğinde olan ve bizim öz kültürümüz, bize ait olan kültür varlıklarının bütün topluma özellikle de evrensel kültüre yayılabilmesi için müzelere getirilmesi büyük önem arz etmektedir. Böylece hem kendi kültürünü korumuş olacak hem de getirdiğinde karşılığında bir ikramiye almış olacak. Müzemize kaçakçılık ya da satın alma yoluyla getirilen en eski eserler cilalı taş devrine ait neolitik eserlerdir."
Müzenin Batman, Siirt bölgesine baktığını ve güvenlik güçlerinin o bölgelerde yaptığı operasyonlarda ele geçirilen eserlerin müzeye getirildiğini ifade eden uzmanlar, “Emniyet ve jandarmamız tarafından yapılan operasyonlar sonucunda ele geçirilen eserler müzemize getirilmektedir. Bunun yanı sıra bilinçli vatandaşlarımızın getirdiği eserler gerek hibe gerekse satın alma yoluyla müzemize kazandırılmaktadır. Batman Müze Müdürlüğümüze 2023’te toplamda 7 bin 276 eser getirilmiştir. Bu eserlerin büyük bir bölümünün orijinal, yüzde 30'luk kısmının da imitasyon eserler olduğu anlaşılmıştır." dedi.
Uzmanlar, örnekler vererek durumu şöyle açıkladı: "Örnek olarak, 2018 yılında Picasso'nun Nü tablosu olduğu iddia edilen bir tablo müzemize getirilmişti. Batman Üniversitesi tarafından yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda bu eserin sahte olduğu anlaşılmıştır. Burada vatandaşlarımıza önemli bir uyarıda bulunmakta fayda vardır. Özellikle bu kaçakçılık işini yapan kişiler tarafından size sahte eserler satılma olasılığı çok yüksektir. Bu eserler size maddi manevi zarar verecektir. Özelikle 2863 sayılı yasa kapsamında 3 yıldan 5 yıla kadar ceza ile yargılanacaksınız ve yetmezmiş gibi cebinizdeki paradan da olacaksınız. Son 20 yılda ciddi bir atılım yapıldı. Ülkemiz Mezopotamya ve Anadolu gibi kadim bir coğrafya üzerinde yer almaktadır. Hem Doğu'nun hem de Batı'nın sentezi olan nadir ülkelerden biridir. Özellikle 1800'lü yıllarda kurumsal anlamda ilk müzecilik faaliyetleri Osman Hamdi Bey ile birlikte başlamıştır. Osman Hamdi Bey, ilk Türk müzeci ve arkeolog olma sıfatını da taşımaktadır. Özellikle Asar-ı Atika Nizamnamesi ile beraber yurt dışına eserlerimizin götürülmesi yasaklanmıştır. O günden günümüze pek çok gelişme yaşanmış, özellikle de son 20 yılda büyük bir atılım gerçekleştirilmiş ve bakanlığımız tarafından pek çok eser yurt dışından getirilerek ülkemize kazandırılmıştır. Yorgun Herakles Heykeli, Orpheus Mozaiği, Çingene Kızı Mozaiği gibi pek çok eser ana vatanına geri getirilmiştir."