Sahte zeytinyağı tehlikesi! Cafe ve restoranlarda yayngınlaştı
Sahte zeytinyağı tehlikesi! Cafe ve restoranlarda yayngınlaştı
Market raflarında yer alan pirina yağlardan sonra şimdi de ‘zeytinyağı aromalı yağlar’ piyasada yaygınlaştı. Genellikle profesyoneller yani cafe ve restoranlara özel üretilen bu yağlar, tüketiciyi aldatabiliyor. Masanıza gelen ve sizin zeytinyağı diye tükettiğiniz yağ, aslında ‘zeytinyağı aromalı yağ’ olabiliyor. Uzmanlar ise tüketicinin bunu ayırt etmesinin çok zor olduğunu söylüyor.Market raflarında yer alan pirina yağlarından sonra, ‘zeytinyağı aromalı’ yağlar piyasada. Bu yağlar genellikle cafe ve restoran işletmelerine özel üretiliyor. Ayrıca müşteri, masasına gelen zeytinyağının sahte ya da gerçek olduğunu kolayca ayırt edemiyorİçinde pamuk yağı olan, renklendirici ile zeytinyağı rengi verilen, zeytinyağı aroması ile de zeytinyağı gibi tatlandırılan bu yağlar, aslında tüketiciyi aldatıyor. Gıda okuryazarlığının oldukça önemli olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Hilal Demirkesen Bıçak ile zeytinyağı üreticisi Esat Herdan da konu ile ilgili çeşitli bilgilendirmede bulundu.Ayçiçek, soya ve pamuk yağıyla zeytinyağını kıyasladığımızda; zeytinyağının ‘tekli doymamış yağ asitlerince zengin olması’ beyni, kalp damar sağlığını koruması ve kötü kolesterolü düşürmesini sağlıyor. Tüketici de bu sağlıklı etkileri bekliyor. Ancak zeytinyağının yüksek fiyatlı olmasından kaynaklı taklit ve tağşiş denilen sahteciliğe sebep olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Bıçak, “Bu da tüketiciyi aldatmakla eş değer oluyor. Restoran ve cafeler için toplu ‘zeytinyağı aromalı yağ’ üretimi yapılıyor. Yasalarda aroma katılabileceği yazıyor. Genellikle toplu tüketim için üretilen bu yağlar, zeytinyağı ve Pirina yağı tebliğine göre düzenleniyor. Tüketiciye aslında zeytinyağı olmayan, benzer bir ürün sunulmuş oluyor. Tamamıyla ekonomik kaygıyla kötü niyetli üreticilerin yaptığı bir uygulamadır” açıklaması yaptı.Zeytinyağının da çeşitleri olduğuna değinen Dr. Öğr. Üyesi Bıçak, “Tebliğde zeytinyağı ve pirina yağı olarak geçer. Tüketicinin kafası bu noktada da karışabilir. Pirina yağı; zeytinyağı elde edildikten sonra arda kalan zeytin hamuruna üretici tarafından yüksek sıcaklıklarda ısıl işlem uygulamasıyla ve çözücü kimyasalların ilavesiyle elde edilen bir yağ türüdür. Yani ekonomik anlamda alternatif sunulan yağdır. Türk Gıda Kodeksi’ne göre tüketilebilir niteliktedir. Market raflarında da üzerinde pirina yağı etiketiyle görebiliyoruz. Ama bunu hiçbir zaman zeytinyağı olarak tanımlamıyoruz. Her ne kadar zeytinyağı elde edilen hamurdan yapılsa da zeytinyağı olarak ifade edilemez. Pirina yağı, başlı başına bir yağ olarak değerlendirilir” dedi.Tüketicinin kafasını karıştırabilecek bazı terimler olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Bıçak, “Bunlar rafine zeytinyağı, natürel zeytinyağı şeklindedir. Natürel zeytinyağları tebliğde; sızma zeytinyağı ve natürel birinci zeytinyağı olarak ayrılıyor. Burada tüketicinin dikkat etmesi gereken; market raflarına baktığında yemeklik ve salatalık olarak etiket görmekteler. Yemek yapıyorlarsa ve ekonomik kaygıları varsa riviera zeytinyağları tercih edilebilir. Bunu sızma dediğimiz natürel zeytinyağlarından ayıran ise tamamıyla fiziksel olarak elde edilmesi değil, tekrardan bir miktar ısıl, rafinasyon işleminin uygulanıyor olmasıdır. Ama salatalarda biyoaktif bileşenleri daha yüksek almak istiyorsa ‘salatalık yağları’ tercih edilebilir. Özellikle ısıl işleme maruz kalmayacak; salata, çiğ tüketilen sebzelere yağ ilavesi gibi düşünebiliriz. Burada natürel yağları, natürel sızmayı, natürel birinci zeytinyağı şeklinde etiketlenen yağları tercih edilebilir. Tabii ekonomik şartlar el verdiği sürece” dedi.Dr. Öğr. Üyesi Bıçak, “Bir zeytinyağının doğal olup olmadığını tüketici olarak ayırt etmemiz maalesef ki mümkün değil. Laboratuvar şartlarında, kromotografik yöntemler kullanılarak analiz edildikten sonra doğal bir zeytinyağı olup olmadığını anlayabiliriz şeklinde konuştu.Dr. Öğr. Üyesi Bıçak sözlerini şöyle sürdürdü:“Gıda okuryazarlığı burada çok büyük önem kazanıyor. Tüketicinin kandırılmaması ve kendini taklitçi gıdalardan koruması için her zaman daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. Biraz daha fazla etiket okuması lazım. Yanıltıcı olabilecek markaların, aslında içeriği olmadığını anlamaları lazım. Marka adında bir zeytin, Ege ifadesi geçiyorsa bunu direkt zeytinyağıyla birleştirmemesi lazım. Üretici, tüketiciyi yakalamak, kandırmak istiyor. Üreticiler, tebliğe göre hareket edip etiketlerinde zeytinyağı yazmıyorlar, yazamazlar çünkü yasak. Peki ne yaparlar? Zeytinyağını hatırlatıcı görseller veya marka ifadeleri ürün etiketine ekleyebilir. İşte tam da burada tüketici iki kat daha dikkatli olmalıdır.”Hakiki zeytinyağının nasıl ayırt edildiği konusunda yorum yapan Zeytinyağı Üreticisi Esat Herdan ise “Kişiler tükettikleri zeytinyağının hakiki olup olmadığını kolayca ayırt edemez. Bunun için zeytinyağı damak tadı mutlaka olmalıdır. Yani zeytinyağı tüketim alışkanlığı olmalıdır. Eğer bu yoksa tüketici hakiki olup olmadığını anlayamaz. Çünkü hakiki zeytinyağının kendine has bir aroması, kokusu olur. Buna alışkın olmayan kullanıc
Market raflarında yer alan pirina yağlardan sonra şimdi de ‘zeytinyağı aromalı yağlar’ piyasada yaygınlaştı. Genellikle profesyoneller yani cafe ve restoranlara özel üretilen bu yağlar, tüketiciyi aldatabiliyor. Masanıza gelen ve sizin zeytinyağı diye tükettiğiniz yağ, aslında ‘zeytinyağı aromalı yağ’ olabiliyor. Uzmanlar ise tüketicinin bunu ayırt etmesinin çok zor olduğunu söylüyor.