Sağlıktaki parazitler: Yenidoğan çetesi kimdir, sistemleri nasıl çalıştı?
İstanbul'da 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk eden çete, yargı karşısına çıkıyor. 2023 yılında tutuklanmalarına karşın, 2024 yılında soruşturmayı yürüten savcıyı tehdit etmeleri üzerine çete, daha yakından tanındı. Bazı bebeklerin ölümüne de neden olan çete üyelerinden 22'si tutuklandı, bazı hastaneler de kapatıldı. Çete, yoğun bakım ihtiyacı olan ve olmayan bebekleri, anlaşmalı hastanelere yönlendiriyordu, gereğinden fazla yoğun bakımda tutuyordu, bu şekilde her bebek için günlük 7 veya 8 bin lira ücret alıyordu. Sistem, SGK ve aileleri dolandırmak üzere kurulmuştu.YENİDOĞAN ÇETESİ NEDİR? Yenidoğan bebeklerin bazıları, doğumdan sonra yoğun bakıma ihtiyaç duyuyor. Çete, bu durumu fırsat bilerek, bebeklerin yoğun bakım gereksinimi paraya çevirmeye başladı. Bebek yoğun bakım ünitesi olmayan hastanelerle anlaşma yaptılar. Çete üyeleri kendileri için de bebek bakım için tesisler kurdu veya kiraladı. Bebekler, uygun sağlık hizmeti alacakları hastanelere değil, 112 Acil Servisi ile ortak çalışan şüphelilerin seçtiği ve "örgüt adına kârlı görünen" hastanelere gönderiliyordu.İddianameye göre, çetenin asıl amacı bebeklerin iyileştirilmesinden ziyade daha çok para kazanmaktı. Fakat enfeksiyona açık bir ortam olan yenidoğan ünitelerine yatırılan bebeklerden bazıları, normalden daha uzun süre yatılı kaldıkları veya hiç gereksinim yokken bu bölüme yönlendirildikleri için hayatını kaybetti. Şüpheliler ayrıca, usulsüz bir şekilde hastanedeki ilaçları satarak maddi kazanç elde ediyordu.YENİDOĞAN ÇETESİ NASIL ÇALIŞTI? Yoğun bakıma ihtiyaç duyan bebekler, doktordan hemşireye kadar, organize ve koordineli olarak istismar edildi. Çete, hastanelerin müdürlerini, hemşirelerini sisteme soktu. Bu çalışanları düzenli aylık ve yıllık prime bağladı. Çetenin sistemi o kadar para iştahı yarattı ki, hamile kadınları da yönlendirmeye başladılar. Yenidoğan bebekler için doktorlar, aileleri komisyon alacakları hastanelere yönlendirdi, hemşireler, çeteye bebek tranfer etti, hastane müdürleri çeteyle irtibat kurdu, yeni doğan bebekleri çetenin sağlık tesislerine gönderdi. Bebeğini yitiren bir anne durumu şöyle anlattı:“Kızım yoğun bakımda 3 gece kaldı. Sonrasında doktor bana, ‘Burası 1 aylık bebekler için bir yer. Sizin bebeğiniz burada kalırsa ölür. Başka hastaneye gidin’ dedi. Biz hastane bulamadık. Yoğun bakımdan sorumlu doktor bize bir hastane söyledi. Yoğun bakım ücretinin gecelik 7.000 lira olduğunu, kızımın 2 hafta tedavi görmesi gerektiğini anlattı. Kabul ettik. 35.000 lira ödeme yaptım. Sabaha karşı bebeğimin öldüğü söyledi.YENİDOĞAN ÇETESİNİN LİDERİ KİM? Yenidoğan çetesinin lideri iddianameye göre doktor Fırat Sarı.Kayıtlarda Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi'nin sahibi olarak görülen Fırat Sarı, İstanbul'daki bazı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerini bu yapıyı daha da genişletebilmek için kiralamış, bu ünitelerde kendisini "doktor" olarak tanıtan hemşirelere görev vermişti. Sorgusu sırasında Sarı'nın, PKK bağlantısı nedeniyle geçmişte yargılandığı anlaşıldı. Sarı, ifadesinde suçlamaları reddetti. Her şeyin prosedüre uygun olduğunu savunan Sarı, banka hesabındaki para hareketlerine ilişkin skandal ifadeler kullandı.YENİDOĞAN ÇETESİNİN YAPISI NASILDI?Şüpheli doktor Fırat Sarı'nın kurduğu ve kendi dahil 47 kişinin yer aldığı yapıda, kendi firması olan Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi'nin bir çalışanı olan İ.Ö. ile hareket ediyordu. 112 Acil Servisi'nden bir ambulans şoförü bebekleri hastanelere taşıyor, F.A. ve S.Y. adındaki diğer şüpheliler, İstanbul içi ve il dışındaki sevkleri yönetiyordu. Hastanelerdeki yoğunluktan ötürü başka sağlık kuruluşlarına gönderilmesine onay verilen bebeklerin tespitini ise, İstanbul Esenyurt Belediye Başkanlığı Sağlık Hizmetleri biriminin eski çalışanı R.K. yürütüyordu. Yine G.M.Ö. adlı bir başka şüpheli, şehir hastanesinde kabulünü yaptığı bebekleri "maddi menfaat" karşılığında F.S. ile İ.Ö.'nün idaresindeki hastanelere yolluyordu. Fezlekeye göre, Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi sahibi Dr. Fırat Sarı, şirket çalışanları kaydında çalışanı olarak görülen Dr. İlker Gönen ile İstanbul içerisinde birçok özel hastanenin yenidoğan yoğun bakım ünitesini işletmek amacıyla aldı. Fırat Sarı daha sonra da, kendisine bağlı sağlık çalışanlarını anlaştıkları hastanelerin yenidoğan birimlerine yerleştirdi. Şebekenin sağlık çalışanları, 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir, 112 Acil Çağrı Merkezi hasta sevklerini yapan Fehmi Alperen, il dışı hasta sevklerini yapan Serdar Yüksel ve o dönemde Esenyurt Belediye Başkanlığı Sağlık Hizmetlerinde çalışan Renas Kılıç aracılığıyla, devlet hastanelerinde ya da farklı özel hastanelerde doğup tedavisinin yoğunluktan dolayı başka hastanelerde yapılması uygun görülen bebek hastaları tespit etti. Fezlekedeki suç örgütü şemasında, örgüt elebaşı, yöneticileri ve üyelerinin isimlerine yer verildi. Şemaya göre, suç örgü
İstanbul'da 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk eden çete, yargı karşısına çıkıyor. 2023 yılında tutuklanmalarına karşın, 2024 yılında soruşturmayı yürüten savcıyı tehdit etmeleri üzerine çete, daha yakından tanındı. Bazı bebeklerin ölümüne de neden olan çete üyelerinden 22'si tutuklandı, bazı hastaneler de kapatıldı. Çete, yoğun bakım ihtiyacı olan ve olmayan bebekleri, anlaşmalı hastanelere yönlendiriyordu, gereğinden fazla yoğun bakımda tutuyordu, bu şekilde her bebek için günlük 7 veya 8 bin lira ücret alıyordu. Sistem, SGK ve aileleri dolandırmak üzere kurulmuştu.
YENİDOĞAN ÇETESİ NEDİR? Yenidoğan bebeklerin bazıları, doğumdan sonra yoğun bakıma ihtiyaç duyuyor. Çete, bu durumu fırsat bilerek, bebeklerin yoğun bakım gereksinimi paraya çevirmeye başladı. Bebek yoğun bakım ünitesi olmayan hastanelerle anlaşma yaptılar. Çete üyeleri kendileri için de bebek bakım için tesisler kurdu veya kiraladı. Bebekler, uygun sağlık hizmeti alacakları hastanelere değil, 112 Acil Servisi ile ortak çalışan şüphelilerin seçtiği ve "örgüt adına kârlı görünen" hastanelere gönderiliyordu.
İddianameye göre, çetenin asıl amacı bebeklerin iyileştirilmesinden ziyade daha çok para kazanmaktı. Fakat enfeksiyona açık bir ortam olan yenidoğan ünitelerine yatırılan bebeklerden bazıları, normalden daha uzun süre yatılı kaldıkları veya hiç gereksinim yokken bu bölüme yönlendirildikleri için hayatını kaybetti. Şüpheliler ayrıca, usulsüz bir şekilde hastanedeki ilaçları satarak maddi kazanç elde ediyordu.
YENİDOĞAN ÇETESİ NASIL ÇALIŞTI? Yoğun bakıma ihtiyaç duyan bebekler, doktordan hemşireye kadar, organize ve koordineli olarak istismar edildi. Çete, hastanelerin müdürlerini, hemşirelerini sisteme soktu. Bu çalışanları düzenli aylık ve yıllık prime bağladı. Çetenin sistemi o kadar para iştahı yarattı ki, hamile kadınları da yönlendirmeye başladılar.
Yenidoğan bebekler için doktorlar, aileleri komisyon alacakları hastanelere yönlendirdi, hemşireler, çeteye bebek tranfer etti, hastane müdürleri çeteyle irtibat kurdu, yeni doğan bebekleri çetenin sağlık tesislerine gönderdi. Bebeğini yitiren bir anne durumu şöyle anlattı:
“Kızım yoğun bakımda 3 gece kaldı. Sonrasında doktor bana, ‘Burası 1 aylık bebekler için bir yer. Sizin bebeğiniz burada kalırsa ölür. Başka hastaneye gidin’ dedi. Biz hastane bulamadık. Yoğun bakımdan sorumlu doktor bize bir hastane söyledi. Yoğun bakım ücretinin gecelik 7.000 lira olduğunu, kızımın 2 hafta tedavi görmesi gerektiğini anlattı. Kabul ettik. 35.000 lira ödeme yaptım. Sabaha karşı bebeğimin öldüğü söyledi.
YENİDOĞAN ÇETESİNİN LİDERİ KİM?
Yenidoğan çetesinin lideri iddianameye göre doktor Fırat Sarı.Kayıtlarda Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi'nin sahibi olarak görülen Fırat Sarı, İstanbul'daki bazı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerini bu yapıyı daha da genişletebilmek için kiralamış, bu ünitelerde kendisini "doktor" olarak tanıtan hemşirelere görev vermişti. Sorgusu sırasında Sarı'nın, PKK bağlantısı nedeniyle geçmişte yargılandığı anlaşıldı. Sarı, ifadesinde suçlamaları reddetti. Her şeyin prosedüre uygun olduğunu savunan Sarı, banka hesabındaki para hareketlerine ilişkin skandal ifadeler kullandı.
YENİDOĞAN ÇETESİNİN YAPISI NASILDI?
Şüpheli doktor Fırat Sarı'nın kurduğu ve kendi dahil 47 kişinin yer aldığı yapıda, kendi firması olan Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi'nin bir çalışanı olan İ.Ö. ile hareket ediyordu. 112 Acil Servisi'nden bir ambulans şoförü bebekleri hastanelere taşıyor, F.A. ve S.Y. adındaki diğer şüpheliler, İstanbul içi ve il dışındaki sevkleri yönetiyordu. Hastanelerdeki yoğunluktan ötürü başka sağlık kuruluşlarına gönderilmesine onay verilen bebeklerin tespitini ise, İstanbul Esenyurt Belediye Başkanlığı Sağlık Hizmetleri biriminin eski çalışanı R.K. yürütüyordu. Yine G.M.Ö. adlı bir başka şüpheli, şehir hastanesinde kabulünü yaptığı bebekleri "maddi menfaat" karşılığında F.S. ile İ.Ö.'nün idaresindeki hastanelere yolluyordu. Fezlekeye göre, Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi sahibi Dr. Fırat Sarı, şirket çalışanları kaydında çalışanı olarak görülen Dr. İlker Gönen ile İstanbul içerisinde birçok özel hastanenin yenidoğan yoğun bakım ünitesini işletmek amacıyla aldı. Fırat Sarı daha sonra da, kendisine bağlı sağlık çalışanlarını anlaştıkları hastanelerin yenidoğan birimlerine yerleştirdi. Şebekenin sağlık çalışanları, 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir, 112 Acil Çağrı Merkezi hasta sevklerini yapan Fehmi Alperen, il dışı hasta sevklerini yapan Serdar Yüksel ve o dönemde Esenyurt Belediye Başkanlığı Sağlık Hizmetlerinde çalışan Renas Kılıç aracılığıyla, devlet hastanelerinde ya da farklı özel hastanelerde doğup tedavisinin yoğunluktan dolayı başka hastanelerde yapılması uygun görülen bebek hastaları tespit etti. Fezlekedeki suç örgütü şemasında, örgüt elebaşı, yöneticileri ve üyelerinin isimlerine yer verildi. Şemaya göre, suç örgütünün elebaşılığını Fırat Sarı'nın yaptığı, İlker Gönen ve Gıyasettin Mert Özdemir'in ise yönetici olduğu belirtilen fezlekede, örgütün üyelerinin ise Renas Kılıç, Serdar Yüksel, Fehmi Alperen, Hakan Doğukan Taşçı, Hasan Basri Gök, Deniz Korkmaz, Enes Kaan Bölükbaşı, Hüseyin Günerhan, Sümeyye Nur Arslan, Cansu Akyıldırım ve Mehtap Sayar olduğu aktarıldı. Fezlekede hastaneler ve buralarda çalışan şüpheli hemşireler de şöyle sıralandı: "Bağcılar Medilife Hastanesi hemşiresi Çağla Durmuş, Beylikdüzü Medilife Hastanesi Hemşiresi Ceren Hatice Kırım, TRG Hopitalist Hastanesi hemşiresi Cansu Akyıldırım, Reyap Hastanesi hemşireleri Mehtap Sayar ve Sümeyye Nur Arslan, Esenler Güney Hastanesi hemşiresi Hüseyin Günerhan, Bağcılar Şafak Hastanesi hemşiresi Mehmet Halis Başli, Duygu Hastanesi hemşiresi Deniz Korkmaz ile 11 hastanenin hasta takibini yapan hemşiler Hakan Doğukan Taşçı ile Hasan Basri Gök."
YENİDOĞAN ÇETESİ HANGİ HASTANELERİ KULLANDI? İddianame adı geçen hastaneler şu şekilde sıralanıyor: "Akabe Sağlık Tesisleri AŞ'ye ait özel Avcılar Hospital Hastanesi, Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri AŞ'ye ait Özel Avrupa Şafak Hastanesi ve Özel İstanbul Şafak Hastanesi, Medilife Sağlık Hizmetleri ve Yonca Sağlık Hizmetlerine bağlı Özel Bağcılar Medilife Hastanesi ve Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Refik Arslan AŞ'ye bağlı Özel Bağcılar Şafak Hastanesi, Beymed AŞ'ye ait Özel Birinci Hastanesi, Doğamed AŞ'ye ait Özel Doğa Hospital Hastanesi, Reyap AŞ'ye ait Özel Reyap İstanbul Hastanesi ve Çorlu Reyap Hastanesi, Ekip Sağlık AŞ'ye ait Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Esenler Güney Hastanesi ve Silivri Kolan Hastanesi'nin yenidoğan yoğun bakım ünitesi.
YENİDOĞAN ÇETESİ NASIL ORTAYA ÇIKARILDI? Bebek çetesi bir annenin ihbarıyla mercek altına alındı. Bu ihbarın ardından Sağlık Bakanlığı, konuyu takip etmeye başladı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne müracaat edildi. Müdürlük, özel bir ekip kurdu. Bu ekip, şüphelilerin telefonlarını dinlemeye, takiplerini yapmaya, harcamalarını kontrol etmeye başladı.
İçişleri Bakanı Yerlikaya, CİMER'e yapılan başvuru ve İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün ihbarı üzerine Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının koordinasyonunda 21 Mayıs 2023 tarihinde olayla ilgili soruşturma başlatıldığını söyledi. Bakan Yerlikaya, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün 20 Haziran 2023 tarihinden itibaren kapsamlı proje çalışmasını yürüterek tamamladığını belirtti.
YENİDOĞAN ÇETESİ SAVCIYI NEDEN TEHDİT ETTİ?
İstanbul’da yenidoğan bebeklerin özel hastanelere nakledilerek haksız kazanç sağlanmasına yönelik soruşturmayı yürüten savcı Yavuz Engin'i makamında ölümle tehdit eden kişi Mustafa Kemal Zengin. Kendisini eski müsteşar olarak tanıtan, aslında hiçbir zaman devlette çalışmamış olan Zengin, savcıyı tehdit ederken aslında kayıt ediliyordu. Savcının Zengin'i konuşturmak için makamında kabul ettiği anlaşılıyor.
Zengin'in savcıyı tehdit etmesine neden olan olay, Yenidoğan çetesindeki bir hemşirenin tutuklanması. Zengin, hemşirenin yakınlarıyla temasa geçerek, serbest bıraktırma sözü veriyor ardından bir avukatla savcıyla görüşmek istiyor. Savcı, bu garip girişimin nereye varacağını merak ederek, bu kişileri davet ediyor. Papa'ya suisakt düzenleyen bir derin varlığını ileri süren Zengin, bu derin ekibin savcının ailesine de zarar vereceğini ileri sürerek, aslında tavsiye verir gibi yaparak savcıyı tehdit ediyordu. Savcıya, "Benimle fotoğraf çektir, bunu gören kimse sana dokunmaz" gibi garip önerilerde bulunan Zengin, oyunu tutmayınca gözaltına alındı. Savcıyı tehdit etmediğini iddia eden Zengin, "Savcı beyi uyarmak istedim. Maksadımı aşan ifadeler kullanmışım." dedi. Tutuklu Zengin, devletçi ve vatansever biri olduğunu savundu.
Bebek çetesinden ayrı yürütülen bu soruşturma sırasında, 12 şüpheli gözaltına alınmıştı. Jandarma'daki işlemlerinin tamamlanmasının ardından şüphelilerden 8'i adliyeye sevk edilirken, 4'ü kolluktan serbest bırakılmıştı. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği 8 şüpheliden 5'inin tutuklanmasına, 3'ü hakkında ise adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar vermişti.
Savcı Engin, makamına gelerek ailesine kadar tehditler sıralayan Mustafa Kemal Zengin ve Avukat Aylin Arslanatar'ı tutuklanmalarının ardından adliye kapısında ters kelepçe taktırıp izlemişti. Savcının tehditin ardından 5 kişiyle birlikte tutuklattığı diğer kişiler ise Yavuz ve Baki Çelik.