Bilim insanları açıkladı: Kas kaybını etkileyen yeni genler bulundu

Bilim insanları, kas kaybını tetikleyen yeni genler keşfetti. İsveç ve İngiltere'deki araştırmalar, özellikle yaşlı bireylerde sarkopeni ile ilgili tedavi yöntemlerine ışık tutuyor. Yapay zeka kullanılarak analiz edilen gen verileri, USP54 geninin kas zayıflamasında önemli bir rol oynadığını ortaya koydu. Bu bulgular, yaşlılarda kas kütlesinin korunmasına yönelik egzersiz bazlı müdahalelerin geliştirilmesine yardımcı olabilir.Bilim insanları, kas kaybı sürecinde anahtar rol oynayan yeni genler tespit etti.İsveç'teki Karolinska Enstitüsü ve Karolinska Üniversite Hastanesi ile İngiltere’deki Anglia Ruskin Üniversitesi'nin ortak çalışması, kas kaybını tetikleyen genler ile ilgili yeni bilgiler sunuyor. Araştırmacılar, sarkopeni hastalığı olan yaşlı insanlar için bu süreçle bağlantılı tedavileri etkileyebilecek yeni tespitleri olduğunu duyurdu.Fiziksel egzersiz, kas zayıflamasını ve sarkopeniyi önlemek için önerilen tek tedavi yöntemi olarak öne çıkıyor. Araştırmada, 21-43 ve 63-79 yaş aralığındaki bireylerin gen ekspresyon verileri analiz edildi. Yapay zeka kullanılarak, yaşlanma ve egzersizle etkileşimde bulunan ilk 200 gen belirlendi. Özellikle USP54 geninin, yaşlı bireylerde kas zayıflaması ve kaybında kritik bir rol oynadığı saptandı.Nottingham Trent Üniversitesi'nden Dr. Lívia Santos, yaşlanma sürecinin etkilerini geciktirecek genleri tanımlamak istediklerini belirterek, “Kas kaybı büyük bir sorun. Bu, düşme riskini artırıyor ve fiziksel engellerin gelişme olasılığını yükseltiyor. Kasların zayıflamasını düzenleyen mekanizmaları anlamak acil bir ihtiyaç” dedi.Araştırmacı Dr. Janelle Tarum ise, yapay zekanın sarkopeni araştırmalarında sağladığı potansiyele dikkat çekerek, yeni genler keşfetmenin bu alandaki çalışmalara katkı sağlayacağını ifade etti.Araştırmanın sonuçları, yaşlı bireylerde kas kütlesinin korunmasına yönelik daha bilinçli egzersiz müdahaleleri geliştirilmesine yardımcı olabilecek önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

admin admin
Ekim 21, 2024 - 10:15
0 10
Bilim insanları açıkladı: Kas kaybını etkileyen yeni genler bulundu
Bilim insanları açıkladı: Kas kaybını etkileyen yeni genler bulundu

Bilim insanları, kas kaybını tetikleyen yeni genler keşfetti. İsveç ve İngiltere'deki araştırmalar, özellikle yaşlı bireylerde sarkopeni ile ilgili tedavi yöntemlerine ışık tutuyor. Yapay zeka kullanılarak analiz edilen gen verileri, USP54 geninin kas zayıflamasında önemli bir rol oynadığını ortaya koydu. Bu bulgular, yaşlılarda kas kütlesinin korunmasına yönelik egzersiz bazlı müdahalelerin geliştirilmesine yardımcı olabilir.

Bilim insanları, kas kaybı sürecinde anahtar rol oynayan yeni genler tespit etti.İsveç'teki Karolinska Enstitüsü ve Karolinska Üniversite Hastanesi ile İngiltere’deki Anglia Ruskin Üniversitesi'nin ortak çalışması, kas kaybını tetikleyen genler ile ilgili yeni bilgiler sunuyor. Araştırmacılar, sarkopeni hastalığı olan yaşlı insanlar için bu süreçle bağlantılı tedavileri etkileyebilecek yeni tespitleri olduğunu duyurdu.
Fiziksel egzersiz, kas zayıflamasını ve sarkopeniyi önlemek için önerilen tek tedavi yöntemi olarak öne çıkıyor. Araştırmada, 21-43 ve 63-79 yaş aralığındaki bireylerin gen ekspresyon verileri analiz edildi. Yapay zeka kullanılarak, yaşlanma ve egzersizle etkileşimde bulunan ilk 200 gen belirlendi. Özellikle USP54 geninin, yaşlı bireylerde kas zayıflaması ve kaybında kritik bir rol oynadığı saptandı.
Nottingham Trent Üniversitesi'nden Dr. Lívia Santos, yaşlanma sürecinin etkilerini geciktirecek genleri tanımlamak istediklerini belirterek, “Kas kaybı büyük bir sorun. Bu, düşme riskini artırıyor ve fiziksel engellerin gelişme olasılığını yükseltiyor. Kasların zayıflamasını düzenleyen mekanizmaları anlamak acil bir ihtiyaç” dedi.
Araştırmacı Dr. Janelle Tarum ise, yapay zekanın sarkopeni araştırmalarında sağladığı potansiyele dikkat çekerek, yeni genler keşfetmenin bu alandaki çalışmalara katkı sağlayacağını ifade etti.
Araştırmanın sonuçları, yaşlı bireylerde kas kütlesinin korunmasına yönelik daha bilinçli egzersiz müdahaleleri geliştirilmesine yardımcı olabilecek önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.