Anne sütünü artırır, bağışıklığı güçlendirir: Kalorisi yüksek ama şifa deposu

Kış mevsimi geldiğinde severek tüketilen içeceklerden biri olan hatta tarihi çok eskilere dayanan ve Osmanlı'da da önemli bir yere sahip olan boza, vücuda pek çok fayda sağlıyor. Kalorisi ve besin değeri yüksek olan bu içecek içindeki tahıllar sayesinde kanser ve kalp hastalıklardan koruyan fenolik asit açısından zengindir. Tahıllar demir, selenyum, magnezyum, B vitaminleri ve liften oluşurlar. Peki, boza içmek vücuda nasıl bir katkı sağlar? İşte yanıtı.Soğuk kış günlerinde üzerine tarçın ve leblebi eklenerek tüketilen boza, darı irmiği, şeker ve sudan yapılan fermente bir içecek türüdür. Boza mayalanarak oluşur ve probiyotik içerir. Fermantasyon süreçleri bozaya göre farklılık gösterebilir. Bu da bozanın kalitesinin değişmesinin bir nedenidir. Fermantasyon sürecindeki farklılıklar fonksiyonel ve sindirilebilir özelliklerini de değiştirir. Boza, 30 derece sıcaklıkta 24 saat fermantasyon için dinlendirilir. Daha sonra 4-5 derecede buzdolabına koyulur ve servise hazır hale getirilir. Tatlı-ekşi bir tada sahiptir ve bu nedenle de karakteristik bir tadı olduğu kabul edilir.1074’te Kaşgarlı Mahmut’un Divan-ü Lügat-i Türk eserinde bozanın darıdan yapıldığı belirtilmiştir. Eski zamanlarda Kafkasya’da yaşayanların boza tükettiği bilinir. Kırım, Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya ve Mısır’a da yayılmış boza, Doğru Avrupa ve Balkanlar’da da tüketilmeye başlanmıştır. 16. yy’da ise boza dükkanlarda satılmaya başlanmıştır.Boza; buğday, arpa, yulaf, mısır, pirinç, bulgur ve darı gibi tahıllardan yapılır. Darı irmiği, şeker ve suyun kullanıldığı bozanın üretimi; hammaddenin hazırlanması, kaynatma, soğutma, süzme, şeker ilavesi ve fermantasyon aşamalarından oluşur. Sıcaklık fermantasyonda en belirleyici etmendir.Boza yüksek kalorili bir içecek olarak bilinir. Bir çay bardağı boza, ortalama 210 kalordir. 1 çay bardağı yaklaşık ortalama 3 dilim ekmeğe eşdeğerdir.Bu nedenle porsiyon miktarı ve sıklığına mutlaka dikkat edilmeli. Bozanın enerjisi içeriğindeki karbonhidrattan gelir. Proteini eser miktarda olan boza tamamen karbonhidrat kaynağı bir besin olarak görülebilir. Peki, bozanın vücuda faydaları nelerdir?Soğuk kış günlerinde tüketimi artan geleneksel içeceklerden biri olan boza, hem lezzetiyle hem de sağlığa faydalarıyla dikkat çekiyor.Boza, mayalanma süreciyle oluşan probiyotik içeriği sayesinde bağırsak florasını destekler ve bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur. Böylece soğuk algınlığı ve kanserden korunmaya da yardımcı olur. Antimikrobiyal özelliğe sahip bu sıvının çeşitli enfeksiyonların tedavisinde de etkili olduğu bilinir. Öksürük tedavisinde yardımcı olabileceği düşünülür.İçeriğinde bulunan fosfor ve kalsiyum sayesinde kemik sağlığına destek olur, özellikle büyüme çağındaki çocuklar ve yaşlılar için faydalıdır.SİNDİRİMİ KOLAYLAŞTIRIRBoza içerdiği aktif mayalarla ve laktik asitle sindirim sistemini rahatlatır. Ancak fazla tüketilmesi halinde gaz ve ishal gibi sorunlara neden olabilir. Probiyotik özelliğiyle sindirim sistemine katkıda bulunan boza, mideyi rahatlatıcı etkisiyle biliniyor.Bozanın emziren annelerde süt artırıcı bir etkisi olduğu da halk arasında yaygın bir bilgi olarak kabul görüyor. Emziren annelerde artan enerji ve sıvı ihtiyacını karşılamaya yardımcı olup süt yapımını artırır. Ancak boza tüketmeden önce emziren annelerin bunu bir doktora danışması önerilir.Çocuklarda büyüme için gerekli olan enerji ihtiyacını karşılamaya yardımcı olur. Artan enerji ihtiyacı ile birlikte metabolizmadaki süreçleri yönetmek için vitamin gereksinimleri de artar. B vitaminleri karbonhidrat metabolizmasında yer almakla beraber, hafızayı güçlendirmeye yardımcı olur ve odaklanmayı kolaylaştırır.BOZA NASIL İÇİLİR?Boza; tarçın ve leblebi ile birlikte, soğutularak içilir. Boza maya içeren bir içecek olduğu için saklama koşulları çok önemlidir. Maya üremesine karşı açıldıktan sonra kısa bir süre içinde tüketilmelidir ve serin yerde saklanmalıdır. Buzdolabında +4 derecede saklanması raf ömrünü uzamasını sağlar. Bozada oluşan kötü koku ve kabarcıklar bozanın bozulmuş olabileceğinin göstergesidir.Tatlı bir lezzete sahip olan boza, genellikle tarçın ve leblebi ile birlikte tüketiliyor. Ancak içerdiği yüksek şeker oranı nedeniyle, diyabet hastalarının tüketimde dikkatli olması öneriliyor. Boza yapımında genellikle darı, mısır veya buğday kullanılır. Gluten hassasiyeti olan kişilerin, bozayı tüketmeden önce kullanılan tahılları öğrenmeleri gerekir. Boza, üretim aşamasında süt kullanılarak hazırlanmışsa laktoz içerebilir. Laktoz intoleransı olan bireyler, bu durumdan rahatsızlık duyabilir. Bozanın fermantasyon sürecinden dolayı asidik bir yapısı vardır. Bu durum, mide hassasiyeti olan bireylerde rahatsızlığa neden olabilir. Özellikle gastrit veya reflü gibi sorunları olanların dikkatli tüketmesi önerilir. Bozanın yüksek kalori içeriği, kilo kontrolü sağlamaya çalışan bireyler için dezavantaj olabilir. Bu nedenle, porsiyon miktarına dikkat edilmelidir.

Anne sütünü artırır, bağışıklığı güçlendirir: Kalorisi yüksek ama şifa deposu
Anne sütünü artırır, bağışıklığı güçlendirir: Kalorisi yüksek ama şifa deposu

Kış mevsimi geldiğinde severek tüketilen içeceklerden biri olan hatta tarihi çok eskilere dayanan ve Osmanlı'da da önemli bir yere sahip olan boza, vücuda pek çok fayda sağlıyor. Kalorisi ve besin değeri yüksek olan bu içecek içindeki tahıllar sayesinde kanser ve kalp hastalıklardan koruyan fenolik asit açısından zengindir. Tahıllar demir, selenyum, magnezyum, B vitaminleri ve liften oluşurlar. Peki, boza içmek vücuda nasıl bir katkı sağlar? İşte yanıtı.

Soğuk kış günlerinde üzerine tarçın ve leblebi eklenerek tüketilen boza, darı irmiği, şeker ve sudan yapılan fermente bir içecek türüdür. Boza mayalanarak oluşur ve probiyotik içerir. Fermantasyon süreçleri bozaya göre farklılık gösterebilir. Bu da bozanın kalitesinin değişmesinin bir nedenidir. Fermantasyon sürecindeki farklılıklar fonksiyonel ve sindirilebilir özelliklerini de değiştirir. Boza, 30 derece sıcaklıkta 24 saat fermantasyon için dinlendirilir. Daha sonra 4-5 derecede buzdolabına koyulur ve servise hazır hale getirilir. Tatlı-ekşi bir tada sahiptir ve bu nedenle de karakteristik bir tadı olduğu kabul edilir.
1074’te Kaşgarlı Mahmut’un Divan-ü Lügat-i Türk eserinde bozanın darıdan yapıldığı belirtilmiştir. Eski zamanlarda Kafkasya’da yaşayanların boza tükettiği bilinir. Kırım, Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya ve Mısır’a da yayılmış boza, Doğru Avrupa ve Balkanlar’da da tüketilmeye başlanmıştır. 16. yy’da ise boza dükkanlarda satılmaya başlanmıştır.
Boza; buğday, arpa, yulaf, mısır, pirinç, bulgur ve darı gibi tahıllardan yapılır. Darı irmiği, şeker ve suyun kullanıldığı bozanın üretimi; hammaddenin hazırlanması, kaynatma, soğutma, süzme, şeker ilavesi ve fermantasyon aşamalarından oluşur. Sıcaklık fermantasyonda en belirleyici etmendir.
Boza yüksek kalorili bir içecek olarak bilinir. Bir çay bardağı boza, ortalama 210 kalordir. 1 çay bardağı yaklaşık ortalama 3 dilim ekmeğe eşdeğerdir.
Bu nedenle porsiyon miktarı ve sıklığına mutlaka dikkat edilmeli. Bozanın enerjisi içeriğindeki karbonhidrattan gelir. Proteini eser miktarda olan boza tamamen karbonhidrat kaynağı bir besin olarak görülebilir. Peki, bozanın vücuda faydaları nelerdir?
Soğuk kış günlerinde tüketimi artan geleneksel içeceklerden biri olan boza, hem lezzetiyle hem de sağlığa faydalarıyla dikkat çekiyor.
Boza, mayalanma süreciyle oluşan probiyotik içeriği sayesinde bağırsak florasını destekler ve bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur. Böylece soğuk algınlığı ve kanserden korunmaya da yardımcı olur. Antimikrobiyal özelliğe sahip bu sıvının çeşitli enfeksiyonların tedavisinde de etkili olduğu bilinir. Öksürük tedavisinde yardımcı olabileceği düşünülür.
İçeriğinde bulunan fosfor ve kalsiyum sayesinde kemik sağlığına destek olur, özellikle büyüme çağındaki çocuklar ve yaşlılar için faydalıdır.SİNDİRİMİ KOLAYLAŞTIRIRBoza içerdiği aktif mayalarla ve laktik asitle sindirim sistemini rahatlatır. Ancak fazla tüketilmesi halinde gaz ve ishal gibi sorunlara neden olabilir. Probiyotik özelliğiyle sindirim sistemine katkıda bulunan boza, mideyi rahatlatıcı etkisiyle biliniyor.
Bozanın emziren annelerde süt artırıcı bir etkisi olduğu da halk arasında yaygın bir bilgi olarak kabul görüyor. Emziren annelerde artan enerji ve sıvı ihtiyacını karşılamaya yardımcı olup süt yapımını artırır. Ancak boza tüketmeden önce emziren annelerin bunu bir doktora danışması önerilir.
Çocuklarda büyüme için gerekli olan enerji ihtiyacını karşılamaya yardımcı olur. Artan enerji ihtiyacı ile birlikte metabolizmadaki süreçleri yönetmek için vitamin gereksinimleri de artar. B vitaminleri karbonhidrat metabolizmasında yer almakla beraber, hafızayı güçlendirmeye yardımcı olur ve odaklanmayı kolaylaştırır.BOZA NASIL İÇİLİR?Boza; tarçın ve leblebi ile birlikte, soğutularak içilir. Boza maya içeren bir içecek olduğu için saklama koşulları çok önemlidir. Maya üremesine karşı açıldıktan sonra kısa bir süre içinde tüketilmelidir ve serin yerde saklanmalıdır. Buzdolabında +4 derecede saklanması raf ömrünü uzamasını sağlar. Bozada oluşan kötü koku ve kabarcıklar bozanın bozulmuş olabileceğinin göstergesidir.
Tatlı bir lezzete sahip olan boza, genellikle tarçın ve leblebi ile birlikte tüketiliyor. Ancak içerdiği yüksek şeker oranı nedeniyle, diyabet hastalarının tüketimde dikkatli olması öneriliyor. Boza yapımında genellikle darı, mısır veya buğday kullanılır. Gluten hassasiyeti olan kişilerin, bozayı tüketmeden önce kullanılan tahılları öğrenmeleri gerekir. Boza, üretim aşamasında süt kullanılarak hazırlanmışsa laktoz içerebilir. Laktoz intoleransı olan bireyler, bu durumdan rahatsızlık duyabilir. Bozanın fermantasyon sürecinden dolayı asidik bir yapısı vardır. Bu durum, mide hassasiyeti olan bireylerde rahatsızlığa neden olabilir. Özellikle gastrit veya reflü gibi sorunları olanların dikkatli tüketmesi önerilir. Bozanın yüksek kalori içeriği, kilo kontrolü sağlamaya çalışan bireyler için dezavantaj olabilir. Bu nedenle, porsiyon miktarına dikkat edilmelidir.