Yesil alanlarda vakit geçirmek biyolojik yaslanmayi yavaslatiyorYeter Ada Seko- ABD’de yapilan bir arastirma, daha fazla yesil alanin bulundugu yerlerde yasayanlarin, daha az yesil alana sahip bölgelerde ikamet edenlere göre biyolojik olarak iki buçuk yil daha genç kaldigini gösterdi - Üsküdar Üniversitesi Tip Fakültesi Nöroloji Anabilim Dali Ögretim Üyesi Prof.Dr. Sultan Tarlaci: - "Bu tür arastirmalar, daha iyi saglik sonuçlarina yol açabilecek daha yavas epigenetik yaslanmayi tesvik etmek içi
ISTANBUL (AA) - YETER ADA SEKO - Amerika Birlesik Devletleri'nde (ABD) yasayan 900'den fazla kisi üzerinde yapilan bir arastirma, daha fazla yesil alanin bulundugu yerlerde yasayanlarin, daha az yesil alana sahip bölgelerde ikamet edenlere göre biyolojik olarak iki buçuk yil daha genç kaldigini ortaya koydu.
ABD’li ve Ispanyol bilim insanlarinin yesil alanlarin biyolojik yaslanmaya etkisi üzerine gerçeklestirdigi ortak arastirmanin sonuçlari Science Advances dergisinde yayinlandi.
Makalede, ABD’nin Birmingham, Chicago, Minneapolis ve Oakland sehirlerinde yasayan 18-30 yas araliginda 900'den fazla kisi üzerinde gerçeklestirilen arastirmanin, kentlerdeki yesil alanlarin biyolojik yaslanmaya uzun vadedeki etkisi üzerine su ana kadar yapilan en kapsamli çalismalardan biri oldugu belirtildi.
Buna göre, ortalama 20 yillik bir periyoda odaklanan arastirmada, yesil alan etkilesimine dair veri elde etmek için katilimcilarin ikametlerine ait uydu görüntüleri kullanildi. Yas gruplarina ayrilan katilimcilar, ikamet ettikleri yerin 5 kilometre çevresindeki yesil alan miktari ve bu alanlarda geçirdikleri zaman üzerinden degerlendirmeye tabi tutuldu.
Çalismada ayrica cinsiyet ve irk, egitim düzeyi, vücut kitle indeksi, medeni hal, yillik hane geliri, fiziksel aktivite, sigara içme durumu gibi degiskenler de göz önünde bulunduruldu.
Akademisyenler, katilimcilarin biyolojik yaslarini ölçmek için onlardan alinan kan örneklerindeki DNA metilasyonu (degisim) sürecini incelendi.
Arastirmanin sonuçlari, daha fazla yesil alana sahip yerlerde oturanlarin daha az yesil alanin bulundugu bölgelerde ikamet edenlere göre biyolojik olarak iki buçuk yil daha genç kaldigini gösterdi. Çalismada, uzun yillar yesil alanlarla devamli etkilesim halinde olmanin, biyolojik yaslanmanin yavaslanmasinda önemli rol oynadigi ve ilerleyen yaslarda bunun kendisini daha çok hissettirdigi bildirildi.
- Kadinlar yesil alanlarda daha fazla zaman geçiriyor
Yesil alanlara erisimin ve burada zaman geçirmenin herkes için ayni derecede ulasilabilir olmadigi vurgulanan çalismada, ülkedeki siyahi Amerikalilarin, beyaz Amerikalilarla karsilastirildiginda daha az yesil alan erisimine sahip olduklari kaydedildi. Cinsiyet bazinda yapilan analizler ise kadinlarin erkeklere oranla yesil alanlarda daha fazla zaman geçirdigini ortaya koydu. Kadinlarin çocuk bakma ve sosyallesme gibi nedenlerden dolayi erkeklere göre daha fazla park ve bahçelerde zaman geçirmeleri bu durumun temel sebebi olarak gösterildi.
Makalede görüslerine yer verilen çalismanin yürütücüsü ve Northwestern Üniversitesi Feinberg Tip Fakültesi Arastirma Görevlisi Kyeezu Kim, "Yaslandikça saglikli kalmak üzerine düsündügümüzde ilk aklimiza gelen iyi yemek, egzersiz yapmak ve yeterli uyku almak oluyor. Çalismamiz, yasadigimiz çevrenin ve yesil alana erisilebilirligimizin yas aldikça saglikli kalmamiz üzerinde kayda deger bir etmen oldugunu gösterdi." ifadelerini kullandi.
Çalismada, kentlerdeki yesil alanlarin halk sagligi üzerindeki önemine deginilerek, elde edilen sonuçlarin karar vericiler ve sehir planlamacilari için kayda deger bir çikarim olabilecegi belirtildi.
- "Önceki kanitlarla uyumlu"
Çalismayi AA muhabirine degerlendiren Üsküdar Üniversitesi Tip Fakültesi Dahili Tip Bilimleri Bölümü Nöroloji Anabilim Dali Ögretim Üyesi Prof.Dr. Sultan Tarlaci, biyolojik yaslanmanin, kisinin vücut fonksiyonlari, hücresel sagligi, organlarinin islevleri ve genel saglik durumu gibi biyolojik faktörlere dayali olarak belirlenen yas olarak tanimlanabilecegini söyledi.
Biyolojik yasin genetik faktörler, beslenme, egzersiz, uyku gibi yasam tarzi aliskanliklari, stres ve çevresel etkenler gibi birçok faktörden etkilenebilecegini kaydeden Tarlaci, saglikli bir yasam tarzi benimsemis kisinin, oldugu yastan daha genç hissedebilecegini, düzensiz beslenme, yetersiz fiziksel aktivite ve olumsuz aliskanliklara sahip kisilerin biyolojik yaslarinin da olduklari yastan daha büyük olabilecegini bildirdi.
Çalismada bahsedilen DNA metilasyonunun, bir organizmanin yaslanma sürecinde rol oynayan epigenetik bir mekanizma oldugu bilgisini paylasan Tarlaci, söyle devam etti:
"Epigenetik degisiklikler, DNA dizisinin degismeden kalmasina ragmen gen ifadesini etkileyen modifikasyonlardir. DNA metilasyonu, özellikle yaslanmayla iliskilendirilmistir çünkü yaslanma süreci boyunca organizmalarin gen ifadesi ve hücresel fonksiyonlari üzerinde önemli bir etkisi vardir. Yaslandikça, organizmanin hücreleri bölündükçe ve çevresel faktörlerle etkilesime girdikçe DNA metilasyon desenleri degisebilir. Bu degisiklikler gen ifadesini etkileyerek hücresel fonksiyonlarda ve organizmanin genel sagliginda degisikliklere neden olabilir. Arastirma, yesil alana kümülatif maruz kalmanin hayatin ilerleyen dönemlerinde daha yavas epigenetik yaslanma üzerinde rol oynayabilecegini öne sürüyor. Arastirmada gösterilen yesil alana daha fazla maruz kalma ve daha yavas epigenetik yaslanma arasindaki koruyucu iliski; yesil alana maruz kalmayi, saglikla ilgili sonuçlardaki iyilesmelerle iliskilendiren önceki kanitlarla uyumludur."
Bu konuda yaptiklari bir çalismaya deginen Tarlaci, "Yaptigimiz arastirmada yesil alana 30 dakika maruz kalmanin bile psikolojik iyi olusu artirdigini gördük. Bu tür arastirmalar daha iyi saglik sonuçlarina yol açabilecek daha yavas epigenetik yaslanmayi tesvik etmek için kentlerde yesil alanlarin genisletilmesine yönelik acil müdahale ihtiyacini da vurgulayabilir." dedi.