Suudi Arabistan'in tarihi kültür kenti: UlaIbrahim Sipahi,Muhammed Emin Canik- Tarihi 200 bin yil öncesine uzanan Ula, basta Lihyan Kralligi olmak üzere tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipligi yapti - Devasa kayalarin oyulmasiyla yapilan anit mezar El-Ferid Kasri, Suudi Arabistan'da UNESCO Dünya Mirasi Listesi'ne giren ilk yer olma özelligi tasiyor
ULA (AA) - IBRAHIM SIPAHI - Suudi Arabistan'in kuzeyindeki El-Ula kenti, tarihin önemli ticaret rotalarindan Tütsü Yolu ile Mekke'ye giden hac yolunun üzerinde bulunmasiyla antik çaglardan bu yana hareketli bir kültür merkezi olarak öne çikiyor.
Çöl ile çevrili modern yollarla döseli, 22 bin 500 kilometrekarelik alan üzerine kurulan Ula kenti, baskent Riyad'a yaklasik 1000 kilometre uzaklikta bulunuyor.
Ilk yasam buluntularinin yüzbinlerce yil öncesine uzandigi, birçok medeniyete ev sahipligi yapan kent, dünyanin dört bir yanindan ziyaretçilerini karsilamak için kapsamli bir restorasyon sürecinden geçti.
Tarihi yapisi ve dogasinin bozulmamasina özen gösterilen bu süreçte Ula'nin cazibe merkezi olmasi için yollar, restoranlar, oteller ve tesisler yapilarak modern altyapi projeleri hayata geçirildi.
Kentin mimarisinde tarihi dokunun zarar görmemesi için yeni yapilan binalarin üslup ve renk olarak eski yapilarla uyumlu olmasi da ziyaretçilerin dikkatini çekiyor.
Palmiye agaçlari ve çesitli çöl bitkileriyle süslenen kentte, bina ve yapilarda çölü andiran sari renk ile çesitli tonlarda bej ve kahverengi kullanildigi görülüyor.
- Ula'nin tarihi
Suudi Arabistan Turizm Bakanligi verilerine göre, bölgede yapilan kazi çalismalari kentin tarihinin Eski Tas Çagi'na, MÖ 200 bin yil öncesine uzandigini gösteriyor.
Kentte yapilan arkeolojik çalismalarla Tunç Çagi'na, MÖ 3000-2000 yillarina ait oldugu belirlenen antik mezarlar ve anitlar kesfedildi.
Yer alti sularinin bulunmasi ve tarimda gelismenin yani sira Ula kenti, Misir ve Mezopotamya bölgesine yapilan tütsü ticaretinde önemli rol oynamasiyla MÖ 600'den MÖ 4 yilina kadar Lihyan Kralligi'na ev sahipligi yapti.
Ardindan Ürdün'deki Petra merkezli Arap Nebati Kralligi'nin güneydeki baskenti olarak öne çikan Ula'da Nebati Kralligi'nin çöküsünden sonra 300'lü yillarin basina kadar Romalilar hüküm sürdü.
Islamiyet'in dogusu ve Romalilarin yenilmesiyle 6. yüzyildan sonra Ula yeniden Araplarin hakimiyeti altina girdi.
- Ula'daki tarihi eserler
Nebatiler döneminde kutsal sayilan Islip Dagi, Ula'nin tarihinde önemli yer tutuyor.
Kayalik bir zemindeki Islip Dagi'nin ortasinda dogal bir geçidi, buranin saginda da "Divan" olarak bilinen kayanin oyulmasiyla yapilmis bir salon bulunuyor.
Divanda, ziyaretçilerin yemek yemesi için yapildigi düsünülen kayalardan oyulmus masalar bulunuyor.
Nebatilerin ayinler, ziyafetler ve siyasi tartismalar için toplandigi Islip Dagi'nda mezarlar, süslemeler ve adaklar yer aliyor.
Etrafinda baska bir yapi bulunmamasi sebebiyle "Yalniz Kale" ve "El-Ferid Kasri" isimleriyle de bilinen Lihyan bin Kuza'nin anit mezarinin göz alici mimarisiyle 1. yüzyilda insa edildigi tahmin ediliyor.
Devasa bir kayanin yukaridan asagiya dogru oyulmasiyla yapilan Nebati kültürünün izlerini tasiyan anit mezar, ayrica, Suudi Arabistan'da UNESCO Dünya Mirasi Listesi'ne giren ilk yer olma özelligi tasiyor.
Ula Vadisi'nde bulunan Aslan Mezarlari ise bir dagin ön cephesine oyularak yapilmis 4 aslan figürüyle dikkati çekiyor.
Önemli sahsiyetler için yapildigi düsünülen mezarlarin tarihinin Lihyan Kralligi dönemine MÖ 8-5. yüzyillara kadar uzandigi belirtiliyor.
Tarihi bölgenin sorumlusu, Aslan Mezarlarini günlük ortalama 800 kisinin ziyaret ettigini, kis aylarinda bu sayinin daha da arttigini ifade etti.