Ozon tabakasinda incelme gelecek yillarda devam edebilirYeter Ada Seko- Istanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dr. Ögretim Üyesi Deniz Demirhan: - "Ozon tabakasindaki incelmenin sonucu olarak insanlar günesin zararli ultraviyole isinlarina dogrudan maruz kalir. Bu durum cilt hastaliklari, DNA deformasyonu, günes yaniklari, katarakt, hizli yaslanma ve zayif bagisiklik sistemi gibi ciddi saglik sorunlarina yol açabilir" - "Ocak 2022'deki Hunga Tonga volkanik patlamasi son yü
ISTANBUL (AA) - YETER ADA SEKO - Istanbul Teknik Üniversitesi (ITÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisligi Bölümü Dr. Ögretim Üyesi Deniz Demirhan, ozon tabakasindaki incelmenin çesitli saglik sorunlarini beraberinde getirebilecegini, geçen yil yasanan Hunga Tonga volkanik patlamasi nedeniyle gelecek birkaç kis boyunca ozon azalmasinin devam edebilecegini kaydetti.
Insan sagligi için zararli ultraviyole isinlarin yüzde 99'unu emme özelligiyle canli yasaminin devami için hayati önem tasiyan ozon tabakasinda incelme oldugu yönündeki kaygilar, bilim insanlari tarafindan 1970'lerin sonuna dogru dile getirilmeye baslandi.
Ozon tabakasini Antarktika'da inceleyen bilim insanlari Jonathan Shanklin, Brian Gardiner ve Joe Farman'in, 1985'te tabakadaki incelmeyi kesfetmelerinden 2 yil sonra bir araya gelen devlet ve hükümet baskanlari 1987'de "Ozon Tabakasini Incelten Maddelere Dair Montreal Protokolü"nü imzaladi. Protokolle, ozon tabakasinda incelmeye neden olan kloroflorokarbon adli kimyasalin kullanimi dünya genelinde yasaklandi.
Protokolün imzalandigi tarih olan 16 Eylül, Birlesmis Milletler'in aldigi kararla 1995'ten bu yana "Uluslararasi Ozon Tabakasinin Korunmasi Günü" olarak kabul ediliyor.
Ozon tabakasinin islevi ve önemi hakkinda AA muhabirinin sorularini yanitlayan Demirhan, ozon tabakasinin, atmosferin ikinci tabakasi olan ve 25 ile 30 kilometrelik kalinliktaki stratosfer içerisinde 3 milimetrelik bir gaz tabakasi oldugunu, hayati önemdeki tabakanin, günesten gelen, ekosisteme zararli ultraviyole isinlarinin büyük bir bölümünü sogurarak dünyadaki ekosistemin canliligini ve devamliligini sagladigini belirtti.
Ozonun bir gaz oldugunu ve bu nedenle delinmesinin söz konusu olmayacagini, bunun yerine "ozon tabakasinda inceleme" ya da "ozon gazinda azalma" ifadelerinin daha dogru bir kullanim olacaginin altini çizen Demirhan, 1970’lerin sonundan bu yana stratosferdeki toplam ozon seviyesinde yasanan azalmanin en önemli sebebinin, insan aktiviteleri sonucu atmosfere gönderilen zararli gazlar oldugunu söyledi.
Demirhan, "Bu gazlar, buzdolabi, sogutucular, yangin söndürücüler gibi hayatimizda çok fazla yeri olan ürünlerde kullaniliyordu. Bu zararli gazlar, bizim yasadigimiz, nefes aldigimiz yere en yakin olan ve troposfer olarak bilinen atmosfer tabakasinda yillarca, hatta on yillar boyunca varliklarini sürdürebilirler." dedi.
Demirhan bu gazlarin zararlarinin artik en iyi sekilde anlasildigini, bunlarin ve türevlerinin kullanimina tüm dünyada çesitli seviyelerde kisitlama getirildigini hatirlatti.
Ozon tabakasi incelmesinin hayati etkileri olduguna dikkati çeken Demirhan, "Bunun sonucu olarak insanlar günesin zararli ultraviyole isinlarina dogrudan maruz kalir. Bu durum cilt hastaliklari, DNA deformasyonu, günes yaniklari, katarakt, hizli yaslanma ve zayif bagisiklik sistemi gibi ciddi saglik sorunlarina yol açabilir" diye konustu.
- Deniz ekosistemi ve biyoçesitlilige etkisi
Tabakadaki incelmenin bitkiler ve deniz ekosistemine etkilerine deginen Demirhan, sunlari söyledi:
"Denizlerde planktonlar zararli ultraviyole isinlarina maruz kaldiklarinda büyük ölçüde zarar görür. Planktonlarin zarar görmesi nedeniyle, suda yasayan canlilarin besin zinciri de ciddi ölçüde zarar görebilir. Planktonlarin yok olmasi durumunda besin zincirinde bulunan organizmalarin yasamsal döngüleri bozulur. Tabakadaki incelme bitkiler üzerinde de önemli bir etkiye sahip. Bunun sonucunda güçlü ultraviyole isinlara maruz kalan bitkilerin büyümelerinde yavaslamalar, çiçeklenmede gecikmeler ve fotosentezde aksakliklar yasanabiliyor."
Insan aktivitelerinin yani sira volkanik patlamalarin da ozon tabakasindaki incelmeyi derinlestirdigini vurgulayan Demirhan, bu patlamalar sonucunda stratosfer tabakasina büyük miktarlarda enjekte edilen kükürtdioksitin, insan faaliyetleri sonucu ortaya çikan zararli gazlardan yayilan klor ile tepkiye girdigini ve bu gazlarin ozonu tahrip eden daha etkili formlara dönüstügünü anlatti.
- Antarktika'daki ozon incelmesi
Ozon tabakasinin kalinliginin, atmosferdeki büyük degisimlere, mevsimlere ve enlemlere bagli olarak da degisiklikler gösterebildiginden bahseden Demirhan, ozon gazi oraninin her sene isinan havayla birlikte temmuz ayinda artmaya ve havalarin sogumasiyla birlikte kasim ayinda azalmaya basladigi bilgisini paylasti.
Ozon azalmasinin en fazla görüldügü bölgelerin kutuplar oldugunu öte yandan Güney Kutbu'nda Kuzey Kutbu'ndan biraz daha fazla azalma görüldügüne isaret eden Demirhan, Antarktika'da agustos ayinda asiri ozon azalmasi kaydedildigini bildirdi.
Demirhan, bu azalmanin nedenlerine iliskin su degerlendirmelerde bulundu:
"Ocak 2022'deki Hunga Tonga volkanik patlamasi son yüz yilin en büyük volkanik patlamasi oldu ve stratosferin derinliklerine dogru buz ve su buhari püskürttü. Patlama, stratosferin su buhari içerigini yüzde 5 ila yüzde 10 oraninda artirdi ve günes isinlarinin dünyaya ulasmasini engelledi. Bu da güney yarim küre üzerindeki stratosferin önemli ölçüde sogumasina neden oldu. Fazlalasan su buhari, güney küredeki stratosferde ozon yikimina yol açti ve önümüzdeki birkaç kis boyunca da bu bölgede çesitli sebeplerle ozon azalmasinin devam etmesi bekleniyor. "