Kiliçdaroglu, CHP TBMM Grup Toplantisi'nda konustu: (1)Baris Gündogan- "Bu ülke terörden çok çekti. Teröre karsi durmak hepimizin ortak görevidir. Terör nereden gelirse gelsin, teröre karsi mücadele etmek de bir insanlik görevidir" - "Kadin erkek esitliginde CHP olarak bir devrim yapacagiz, kadin erkek esitligini saglayacagiz, fermuar sistemi gelecek; bir kadin, bir erkek olacak" - "Erdogan, gerçek anlamda demokratik, gerçek anlamda bir sivil anayasa falan istemiyor. Onun kafasinda baska seyler

Kiliçdaroglu, CHP TBMM Grup Toplantisi'nda konustu: (1)Baris Gündogan- "Bu ülke terörden çok çekti. Teröre karsi durmak hepimizin ortak görevidir. Terör nereden gelirse gelsin, teröre karsi mücadele etmek de bir insanlik görevidir"
- "Kadin erkek esitliginde CHP olarak bir devrim yapacagiz, kadin erkek esitligini saglayacagiz, fermuar sistemi gelecek; bir kadin, bir erkek olacak"
- "Erdogan, gerçek anlamda demokratik, gerçek anlamda bir sivil anayasa falan istemiyor. Onun kafasinda baska seyler

TBMM (AA) - CHP Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu, Türkiye'nin terörden çok çektigini belirterek, "Teröre karsi durmak hepimizin ortak görevidir. Terör nereden gelirse gelsin, teröre karsi mücadele etmek de bir insanlik görevidir." dedi.

Kiliçdaroglu, partisinin grup toplantisinda yaptigi konusmada, Meclis'in yeni döneminin hayirli olmasini diledi.

CHP olarak görüsü, kimligi ve inanci ne olursa olsun, adalet ve huzur isteyen herkesin yaninda olacaklarini vurgulayan Kiliçdaroglu, "Bundan bütün vatandaslarimin emin olmasini istiyorum. Bizde ayrilik gayrilik yoktur. Bu çati altinda adalet olsun istiyoruz. Vatandasin bekledigi yasalarin çikmasini istiyoruz. Bu çati altinda 'Tasarruf Mevduati Sigorta Fonunda (TMSF) yolsuzluk yapanlar hakkinda, sorusturma ve kovusturma açilamaz.' diyen bir kanunun çikmasini asla istemiyoruz. Adalet, hak istiyoruz." diye konustu.

Kiliçdaroglu, geçen pazar günü Ankara'da terör saldirisi oldugunu ve iki polisin yaralandigini hatirlatarak, söyle devam etti:

"Geçmis olsun dileklerimizi iletiyoruz. Kayseri'de sehit edilen veteriner kardesimize de Allah'tan rahmet diliyoruz. Bu ülke terörden çok çekti. Teröre karsi durmak hepimizin ortak görevidir. Terör nereden gelirse gelsin, teröre karsi mücadele etmek de bir insanlik görevidir. O nedenle teröre karsi ortak tepki vermek, vatandas olarak hepimizin temel görevlerinden birisidir. Pazar sabahi Sayin Içisleri Bakani'ni aradim, olay hakkinda bilgi aldim. Öncelikle ivedilikle müdahale eden ve teröristlerin amacina ulasmasina engel olan, yaralanan ve orada görev yapan ve yaralanmayan bütün emniyet mensuplarina da tesekkür etmek bizim görevimizdir. Onlara yürekten tesekkür ederiz. Içisleri Bakani'ni uyusturucu baronlariyla ve çetelerle yaptigi mücadele dolayisiyla tebrik ediyorum."

Dün aksam kendisini çok üzen bir haber aldigini belirten Kiliçdaroglu, "Yusuf Kerim, 6 yasinda. Yusuf Kerim amansiz bir hastaliga yakalanmisti, hastalandigi süre içinde annesi hapisteydi. Ben, '6 yasindaki bir çocuk annesinden ayrilamaz.' dedim. Nihayet anneyle bulusturdular. Yusuf Kerim, dün vefat etti. Ona da Allah'tan rahmet diliyorum." ifadesini kullandi.

- "Fermuar sistemi getirecegiz"

Kiliçdaroglu, Türkiye'nin "bir sorunlar yumagi" ile karsi karsiya oldugunu herkesin bilmesi gerektigini dile getirerek, kime sorulursa sorulsun bir derdi oldugunu söyledi. "Dar bir grubun derdi olmadigini" ifade eden Kiliçdaroglu, söyle konustu:

"Ülkemizin huzuru için hepimiz ortak mücadele vermek zorundayiz. Kadin erkek esitliginin mücadelesini vermek zorundayiz. CHP olarak biz üzerimize düseni mutlaka yapacagiz. Kadin erkek esitliginde CHP olarak bir devrim yapacagiz, kadin erkek esitligini saglayacagiz, fermuar sistemi gelecek; bir kadin, bir erkek olacak. Eger bu ülkenin yarisini kadinlar olusturuyorsa, neden siyasette kadinlar az. Onlarin önündeki bütün engelleri kaldiracagim; kararliyim, kurultaya götürecegim, sizden destek istiyorum. Toplumun her kesiminin bu adaletten yararlanmasi gerek. Siyasete geliyoruz, kadinlar en arkada bir yerde duruyor, seslerini çikaramiyorlar, çikardiklari zaman baska seyler oluyor. Dolayisiyla bunu bitirecegim. Bir kadin devrimini gerçeklestirecegiz. CHP'nin tarihine baktigimizda büyük devrimlerin, büyük dönüsümlerin imzasi CHP'ye aittir. Kurtulus Savasi'ni yapanlar, Kuvayi Milliye'yi kuranlar, daha sonra TBMM'yi kuranlar Cumhuriyet Halk Partililerdir."

Kadin ve erkegin esit olmasina ragmen fiiliyatta bu durumun geçerli olmadigini vurgulayan Kiliçdaroglu, bunu hayata geçireceklerini tekrarladi.

Siyasetçilerin ülkenin sorunlarini çözmek için yola çiktigini aktaran Kiliçdaroglu, "Eger siyasetçi belli bir makama geldikten sonra zenginlesmisse bilin ki o topluma hizmet etmiyor; kendisine, ailesine ve dar bir gruba hizmet ediyordur. Siyaset, zenginlesme araci degildir. Siyasette zenginlesme olmaz. Siyasette köseyi dönme olmaz. Kim köseyi dönüyorsa, dün yüzükten bahsedip bugün 13 uçakla geziyorsa bir sorunumuz var demektir. Siyaseti de düzenleyecegiz insallah." degerlendirmesini yapti. Kiliçdaroglu, söyle devam etti:

"Bu Meclis'e ben 'Gazi Meclis' demiyorum. Niçin? Gazi Meclis, Milli Kurtulus Savasi'ni veren ve Milli Kurtulus Savasi'ni yöneten Meclis'tir. Bu Meclis, saraydan alinan talimatla, AK Parti ve MHP milletvekillerinin el kaldirip indirdigi, 19 Mayis hareketlerinin yapildigi bir Meclis'tir." ifadelerini kullanan Kiliçdaroglu, bunu da açikça millete sikayet ettigini söyledi.

Söylediklerini çok agir bulanlar olacagini, aslinda çok agir konusmadigini belirten Kiliçdaroglu, "Buradan 'Tasarruf Mevduati Sigorta Fonu'nda yolsuzluk yapanlar hakkinda sorusturma ve kovusturma açilamaz' diye kanun çikti. Dünya tarihinde bir ilktir. Yolsuzlugu mesrulastiran, yolsuzluk yapanlar hakkinda sorusturma açilmasini engelleyen bir kanun TBMM'den geçti. Dünya tarihinde bir ilktir. Bu nedenle CHP'nin bu süreçte görevi siradan bir görev degildir. Verdigimiz mücadele, siradan bir mücadele degildir. Ahlaki ve siyasi mesruiyeti olmayan bir iktidara, bir yönetime karsi mücadele ediyoruz." dedi.

- "Siyah taslardan korkma"

Bir Japon atasözünde "Pirincin içindeki siyah taslardan korkma, beyaz olanlardan kork." dendigini aktaran Kiliçdaroglu, Cumhurbaskani Erdogan'in, TBMM'nin açis konusmasinda yeni, demokratik, sivil bir anayasa yapmaktan söz ettigini hatirlatti.

Erdogan'in gerçekten adaletten ve demokrasiden yana olmadigini öne süren Kiliçdaroglu, sunlari söyledi:

"Bu Japon atasözünden yola çikarak anayasayi anlatacagim. 'Düsünce ve kanaat hürriyeti' Anayasa 25'inci madde. 'Düsünceyi açiklama ve yayma hürriyeti' Anayasa Madde 26. 'Bilim ve sanat hürriyeti' Anayasa madde 27. Allah askina bana söyler misiniz, düsüncesini açikladi diye hapishaneler dolu. Ne diyor? 'Herkes düsünce ve kanaatlerini söz, yazi, resim veya baska yollarla tek basina veya toplu olarak açiklama ve yayma hakkina sahiptir.' Bu insana verilen bir haktir. 'Bu hürriyet, resmi makamlarin müdahalesi olmaksizin, yani devletin müdahalesi olmaksizin haber veya fikir almak ya da vermek serbestligini de kapsar.' Gazeteci, vatandas agzini açiyor, dogru içeri. Insanlik hakkini kullanan, Anayasa'nin verdigi yetkiyi kullanan birisi hapisteyken, bu Anayasa askida demektir. Merdan Yanardag, avukatlar niye içeride? 80-85 yasindaki emekli pasalar niye içeride? Gazeteciler niye içeride? Aydinlar niye içeride? Düsüncelerini açikladilar diye. Erdogan, gerçek anlamda demokratik, gerçek anlamda bir sivil anayasa falan istemiyor. Onun kafasinda baska seyler var. Buradan yola çikarak 'acaba biz muhalefeti nasil kandiririz? Milleti nasil kandiririz?' arayisi içinde. Ama unutma, biz diger siyasal parti gibi gelip senin önünde biat eden, kosulsuz davranan kisiler degiliz. Biz aklimizi kullanan, yeteneklerimizi kullanan, ülkemizi düsünen, insanimizi düsünen bir siyasi gelenekten geliyoruz. Biz Milliyetçi Hareket Partisi degiliz."

Kiliçdaroglu, devletin basim ve haber alma hürriyetlerini saglayacak tedbirleri almasi gerektigini kaydetti.

Devlet bankalarinin sadece belli kanallara ve gazetelere reklam verdigini belirten Kiliçdaroglu, RTÜK'ün ise "tam bir infaz kurumu" oldugunu savundu. Basin Ilan Kurumunun da ayni sekilde çalistigini iddia eden Kiliçdaroglu, "Demek ki Anayasa'da yer alan basin hürriyetinin geregi yerine getirilmiyor." ifadesini kullandi.

Anayasa'ya göre, "herkesin, önceden izin almadan, silahsiz ve saldirisiz toplanti ve yürüyüs yapma hakkina" sahip oldugunu animsatan Kiliçdaroglu, Cumartesi Anneleri'ni örnek verdi.

Kemal Kiliçdaroglu, "Bu anneler ellerine silah, sopa almadilar. Sadece ve sadece 'bizim evlatlarimizin mezari nerede?' dediler. Yargiladilar bunlari, Anayasa Mahkemesi 'bunlar hakli' dedi. Ama her cumartesi, Cumartesi Anneleri'ne ters kelepçe vurulur ve bunlar gözaltina alinir. Bir anneye ters kelepçe vurmak adalet midir? Anne, annedir. Neden ters kelepçe? Bana demokrasiden, sivil anayasadan söz ediyorlar, hukuktan söz ediyorlar. Sen onu benim külahima anlat. Hayatin gerçegi çok farkli" diye konustu.

(Sürecek)