Gazze'de hayatlari diyaliz makinesine bagli böbrek hastalarini yeni bir tehlike bekliyor Nour Mahd Ali Abu Aisha,Halime Afra Aksoy,Gülsen Topçu- Israil'in yillardir abluka altinda tuttugu Gazze Seridi'nde ilaç ve tibbi malzeme sikintisi yüzünden diyaliz merkezlerinin hizmet disi kalabilecegi belirtiliyor - Gazze'de 38'i çocuk 1100 böbrek hastasi ve aileleri, yapilan uyarilar nedeniyle korku dolu bir bekleyis içinde
GAZZE (AA) - NUR EBU IYSE - Israil'in uyguladigi abluka sonucu ilaç ve tibbi malzeme sikintisinin yasandigi Gazze Seridi'ndeki 1100 böbrek hastasi, diyaliz merkezlerinin kapanma tehlikesiyle karsi karsiya.
Saglik Bakanligi Eczacilik Genel Müdürü Esref Ebu Mehadi, 20 Eylül'de yaptigi açiklamada, diyaliz hizmetinin tamamen durabilecegi uyarisinda bulundu.
Gazze'deki Özel Er-Rantisi Çocuk Hastanesinde düzenlenen basin toplantisinda konusan Ebu Mehadi, böbrek yetmezligi hastalarinin, diyaliz hizmetinin tamamen kesilmesiyle sonuçlanabilecek zor günlerle karsi karsiya oldugunu ve "tedavi için çok zamanlari kalmadigini" söyledi.
Gazze'deki 6 merkezde ayda yaklasik 15 bin diyaliz seansi hizmeti verdiklerini ifade eden Ebu Mehadi, Saglik Bakanliginin deposundaki diyaliz filtresi, kanül, tüp gibi tibbi teçhizatin tükenmek üzere olmasi nedeniyle diyaliz merkezlerinin birkaç gün içinde hizmet vermeyi birakabilecegini belirtti.
Ebu Mehadi, böbrek hastalari için hayati öneme sahip diyaliz merkezlerinin kapanma tehlikesinden 17 yildir Gazze'yi araliksiz abluka altinda tutan Israil'i sorumlu tuttu.
- Hastaneler için "geri sayim" uyarisi
Saglik Bakanligi Sözcüsü Esref el-Kudra da AA muhabirine yaptigi açiklamada, 38'i çocuk 1100 hasta için diyaliz seanslarinin kritik ve hayat kurtarici bir hizmet oldugunu vurguladi.
Bakanligin elindeki diyaliz malzemeleri ile ilaçlarin birkaç gün içinde tükenecegini belirten Kudra, "Bu durumda, tüm hastanelerdeki diyaliz merkezleri için geri sayim baslayacak ve bu, böbrek hastalarini, yasamlarini tehdit eden ciddi komplikasyonlarla karsi karsiya birakacak." dedi.
Kudra, Israil'in uyguladigi abluka ve Gazze'ye gelen tibbi yardim miktarlarinda yasanan düsüsün, diyaliz ilaçlari ve malzemelerindeki sikintinin baslica sebebi oldugunu dile getirdi.
Saglik Bakanliginin, krizin çözümü için yerel, uluslararasi ve bölgesel tüm kurumlarla irtibata geçtigini kaydeden Kudra, ilgili makamlari böbrek hastalari için acilen harekete geçmeye çagirdi.
- Diyaliz makinesine bagli "küçük hayatlari" bekleyen tehlike
Yapilan uyarilarin ardindan Rantisi Çocuk Hastanesinin diyaliz merkezinde tedavi gören hastalar için korkulu bekleyis basladi.
Hastanede haftada 3 kez diyalize giren 8 yasindaki Mahir Ebu Taha da bu hastalardan biri.
Küçük Mahir'in annesi Visam, oglunun böbrek yetmezligine bagli baska hastaliklari da oldugunu ve akut kalsiyum yetersizligi nedeniyle yürüyemedigini söyledi.
Oglunun 7 yildir böbrek ilaçlarina erismekte sikinti yasadigini ifade eden Visam, diyaliz merkezlerinin hizmet disi kalmasi durumunda oglunu bekleyen tehlikelere karsi duydugu endiseyi dile getirdi.
- Yorgun düsen bedenler
Diyaliz cihazina bagli çocuklardan 9 yasindaki Filistinli Abdullah Ebu Yusuf'un ailesi de gelecek günlere dair ayni korkuyu tasiyor.
Abdullah'in annesi Semah es-Sorbaci, oglunun haftada 4 kez diyalize girdigini belirterek, "Bu çocuklarin hayati ilaçlara ve diyaliz seanslarina bagli; uygun tedaviyi almazlarsa hayatlari tehlikeye girebilir." dedi.
Han Yunus'taki evleri ile hastane arasindaki yolun yaklasik bir saat sürdügünü kaydeden Sorbaci, ayni zamanda cam kemik hastasi olan ve hareket etmekte güçlük çeken oglunun hastaneye gidip gelirken çok yoruldugunu aktardi.
Abdullah'in böbrek yetmezligine bagli hastaliklar için 10 farkli ilaç kullandigini ve bunlarin bazilarini kendi imkanlariyla almaya çalistiklarini kaydeden Sorbaci, bu hastaliklarin oglunun küçük bedenini çok yordugunu ve bu nedenle yillardir okula gidemedigini söyledi.
- Anneler korku içinde yasiyor
Filistinli anne Nida Abdusselam'in 12 yasindaki oglu Luay ise yaklasik 2 yildir haftada iki kez diyalize giriyor.
Abdusselam, böbrek hastasi çocuklarin annelerinin, ilaç yoklugu nedeniyle sürekli olarak çocuklarini kaybetme korkusuyla yasadigini, diyaliz merkezlerinin kapanma tehlikesinin ise bu korkuyu daha da artirdigini ifade etti.
Abdusselam, söz konusu hastaligin çocugunun sadece beden sagligini etkilemekle kalmadigini, psikolojine de yansidigini; gülümsemesini kaybettigini ve diger çocuklara kaba davranma egiliminde oldugunu sözlerine ekledi.