Cumhurbaskanligi Sözcüsü Kalin, AA'nin sorularini yanitladi: (1)Mümin Altas,Serkan Kaya- "(Israil güçlerinin Mescid-i Aksa baskini) Uluslararasi toplumdan ayni kararlilikla tepki göstermelerini ve Israil hükümeti üzerinde baski kurmalarini istiyoruz"- "(Isveç'in NATO'ya üyelik süreci) Henüz bizim taleplerimiz karsilanmadi. Isveç'in atmasi gereken adimlar var. Bu adimlar atildikça da süreç ilerleyecektir"
ANKARA (AA) - SERKAN KAYA - Cumhurbaskanligi Sözcüsü Ibrahim Kalin, Israil güçlerinin Mescid-i Aksa baskinina iliskin, "Uluslararasi toplumdan ayni kararlilikla tepki göstermelerini ve Israil hükümeti üzerinde baski kurmalarini istiyoruz." dedi.
Kalin, Anadolu Ajansi canli yayininda gündeme iliskin açiklamalarda bulundu, sorulari yanitladi.
Israil güçlerinin ramazan ayinda Mescid-i Aksa'ya gerçeklestirdigi baskina iliskin soru üzerine Kalin, saldiriyi lanetlediklerini belirtti. Israil güvenlik güçlerinin pervasiz bir sekilde Mescid-i Aksa'ya girmesini, ibadet eden insanlara göz yasartici bombalarla kauçuk kursunlarla saldiri düzenlemesini kinadiklarini vurgulayan Kalin, olayin faili olan fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya girisinin engellenmemesinin, kendi basina büyük bir facia oldugunu söyledi.
Kalin, geçen yillarda da benzer seyler yasandigini, geçen yil ramazanda Hamursuz Bayrami ile ramazanin ayni döneme denk geldigini animsatti.
Geçen yil da gerekli girisimlerde bulunduklarini, kismi basari elde ettiklerini, bu yil bütün uyari ve girisimlere ragmen dün gece bu hadisenin yasandigini aktaran Kalin, sözlerini söyle sürdürdü:
"Burada özellikle Mescid-i Aksa'nin dini ve tarihi statüsünü degistirmeye yönelik bu tür adimlari en siddetli bir sekilde reddettigimizi, bugüne kadar karsi oldugumuz gibi bundan sonra da karsi olmaya devam edecegimizi ifade etmek istiyorum. Bunu zaten Israil makamlariyla da pek çok defa görüstük. Israil hükümetinin burada kendi iç sikismisligini asmak için bu tür hadiselere basvurdugunu biz geçmiste de gördük. Dün sadece Mescid-i Aksa'da degil Gazze'de de birtakim olaylar yasandi. Bunun geçtigimiz yaklasik 3-4 hafta boyunca devam eden Israil'in tamaminda, hatta Israil'in modern tarihinde görülen en büyük gösterilerin hemen ardindan gelmis olmasi bir tesadüf degil. Bunun hangi siyasi saiklerle ve amaçlarla yapildigi ortada. Sadece Israil hükümetine degil uluslararasi topluma da bir çagrida bulunuyoruz. Mescid-i Aksa'nin dini, hukuki ve tarihi statüsünü degistirmeye yönelik bu tür adimlarin önlenmesi noktasinda harekete geçmeye davet ediyoruz. Bu konuda girisimlere devam edecegiz."
- "Bunlar isgalcidir"
Sözcü Kalin, Filistinlilerin asla yalniz olmadigini, bugüne kadar nasil hakli davalarinda yanlarinda oldularsa bundan sonra da olmaya devam edeceklerini dile getirdi.
Bir grubun kutsalinin diger grubun kutsalindan üstün tutulmasi gibi çok absürt bir durumla karsi karsiya olduklarina dikkati çeken Kalin, sunlari söyledi:
"Bir grup fanatik Yahudi, bütün Yahudiler için geçerli degil elbette. Böyle bir genelleme yapmak dogru olmaz. Bu konuda son derece saygili olan, bizim kendi Musevi vatandaslarimiz var. Israil'de bu tür fanatik girisimlere karsi olan baska topluluklar da var. Bir grubun, Mescid-i Aksa ile ilgili iddialarini yillardir sürdürmeleri, bununla ilgili aksiyon almalari, kutsal oldugunu bildikleri Mescid-i Aksa topraklarina girmeleri, kabul edilebilir seyler degil. Hele bunun ramazan ayinda yapilmasi, insan biraz hassasiyet, incelik, ihtimam bekliyor. Pervasizca Mescid-i Aksa'ya girdiginiz zaman orada ibadet eden insanlarin Müslümanlarin, Filistinlilerin buna tepki göstermemesi elbette mümkün degil. Fakat maalesef özellikle Bati dünyasinda olay öyle bir yansitiliyor ki sanki bunlarin hiçbiri olmamis. Bir sebep sonuç iliskisi yasanmamis gibi yine 'Filistinliler olay çikarttilar, Israil güçleri buraya müdahale etmek zorunda kaldi' diye bir hikaye anlatiliyor. Olay tamamen farkli. Burada çok açik bir tahrik var. Israil güvenlik güçlerinin engellemesi gereken illegal bir eylem var. Illegal yerlesimciler, nasil hem yasal hem siyasi hem de toplumsal olarak illegal ise bu kisilerin Mescid-i Aksa'ya bu sekilde girmesi de illegaldir. Bunlara yerlesimci denmesine ben bastan beri hep karsi çikiyorum. Bunlar isgalcidir."
- Uluslararasi topluma çagri
Kalin, isgal politikalari ve benzer girisimler yapildikça bölgede huzurun tesis edilmesinin mümkün olmayacagini, huzurdan oradaki devlet otoritesinin sorumlu oldugunu aktardi.
Fanatik Yahudilerin, gruplarin, Mescid-i Aksa'ya girisini engellemenin Israil hükümetinin görevi oldugunu vurgulayan Kalin, "Bunu yapmamak bir ihmaldir, suçtur. Biz, bu çagriyi yapiyoruz. Uluslararasi toplumdan ayni kararlilikla tepki göstermelerini ve Israil hükümeti üzerinde baski kurmalarini istiyoruz. Kendi iç siyasi sikismisligini asmak için Mescid-i Aksa'yi, Kudüs'ü, bizim kutsal topraklarimizi alet etmeye artik son vermelerini bekliyoruz." diye konustu.
- Isveç'in NATO'ya üyelik süreci
NATO'ya üye olabilmesi için Türkiye'nin sartlarini yerine getirmesi beklenen Isveç'in, verdigi taahhütleri yerine getirip getirmedigi sorulan Kalin, üçlü mekanizma çerçevesinde Isveç'ten taleplerinin belli oldugunu animsatti.
Türkiye'nin taleplerinin henüz tamamen karsilanmadigini vurgulayan Kalin, konusmasini söyle sürdürdü:
"Isveç tarafina biz birçok defa açik ve net bir sekilde ifade ettik. En son evvelki hafta Ankara'da bizi ziyaret eden Isveç heyetiyle de bunlari paylastik. Düzenli olarak hem Disisleri Bakanimiz hem de Isveç adina bu müzakereleri yürüten mevkidasimla bu konulari düzenli olarak görüsüyoruz. Finlandiya'nin NATO üyeliginin Meclis'imizde onaylanmasindan sonra kendileriyle yaptigimiz istisarede bir sonraki toplantiyi haziran ayinin ilk haftasi ya da ikinci haftasi yapma konusunda mutabik kaldik. Niye haziran ayinin ortasi? Çünkü 1 Haziran'da yürürlüge girecek olan terörle mücadele yasasi Isveç hükümetinin bu adimi atmasini kolaylastiracak bir yasa. O zamana kadar ne yapacaklari, ne kadar adim atacaklari, ne kadar hizli davranacaklari tamamen kendilerine bagli bir konu."
"Yasanin yürürlügü girmesiyle Isveç'ten sartlari yerine getirme yönünde bir adim bekliyor musunuz?" sorusu üzerine Kalin, sunlari kaydetti:
"1 Haziran'da yürürlüge girecek terörle mücadele yasasi Isveç'in tarihinde bugüne kadar çikarttigi en kati, en disiplinli, kapsamli terörle mücadele yasasi. Bizim dile getirdigimiz konulari ihtiva eden boyutlari var. Bu manada ellerini kolaylastiracagini ve 1 Haziran'dan sonra özellikle PKK, FETÖ ve bunlarin iltisakli yapilarina, paravan örgütlerine karsi daha kararli adim atabileceklerini bekliyoruz. Zira bu yasayla birlikte ahdi zemin ve hukuki çerçeve biraz daha netlesmis olacak. Mahkemeler, buna göre kararlar verecek. Güvenlik, istihbarat ve ilgili birimler buna göre takibat yapabilecekler. Bu yasaya ihtiyaçlari var. Kendileri de zaten basindan beri söylüyorlar. Geçen yil yaptiklari anayasa degisikligi çerçevesinde hazirlanan bir yasa bu. Bizim mutabik kaldigimiz konularla da dogrudan ilgili. 1 Haziran'dan itibaren bu sürecin daha da hizlanmasini bekliyoruz. Fakat 1 Haziran'a kadar da idari olarak yapabilecekleri baska seyler varsa belki, biz oldugu kanaatindeyiz, bu adimlari atmalari süreci hizlandiracaktir. 'Isveç üzerine düseni yapti, artik sira Türkiye'de, Türkiye de üzerine düseni yapsin' mealindeki açiklamalari dogru bulmuyoruz. Burada kriterler ve taleplerimizin ne oldugu belli. Bunlarin ne kadarinin karsilandigi da sayisal ve olgusal olarak, bir cetvele bakarak rahatlikla kontrol edilebilecek konuda. Henüz o noktada degiliz. Zaman zaman bazen NATO'dan bazen diger NATO müttefiki ülkelerden gelen bu tür açiklamalara bizim cevabimiz belli; 'Hayir henüz bizim taleplerimiz karsilanmadi.' Isveç'in atmasi gereken adimlar var. Bu adimlar atildikça da süreç ilerleyecektir."
(Sürecek)