CHP Genel Baskani Kiliçdaroglu, Egitim-Sen'i ziyaretinde konustu:Baris Gündogan- "Meclis Baskani yeni anayasa talebiyle de gelebilir, baska amaçlarla da gelebilir. Meclis Baskani'na bizim itiraz edecek halimiz yok" - "Eger bir ögretmen ögrenciyle baglanti kuracaksa, sinifin yeter sayida olmasi lazim. Yetmis kisilik, seksen kisilik, altmis kisilik siniflarda ögretmenle ögrenci, iliski kuramaz. Ögrenciyi yetistiremez. 57 bin 340 derslige ihtiyaç var"

CHP Genel Baskani Kiliçdaroglu, Egitim-Sen'i ziyaretinde konustu:Baris Gündogan- "Meclis Baskani yeni anayasa talebiyle de gelebilir, baska amaçlarla da gelebilir. Meclis Baskani'na bizim itiraz edecek halimiz yok"
- "Eger bir ögretmen ögrenciyle baglanti kuracaksa, sinifin yeter sayida olmasi lazim. Yetmis kisilik, seksen kisilik, altmis kisilik siniflarda ögretmenle ögrenci, iliski kuramaz. Ögrenciyi yetistiremez. 57 bin 340 derslige ihtiyaç var"

ANKARA (AA) - CHP Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu, "Meclis Baskani yeni anayasa talebiyle de gelebilir, baska amaçlarla da gelebilir. Meclis Baskani'na bizim itiraz edecek halimiz yok." dedi.

Kiliçdaroglu, Egitim ve Bilim Emekçileri Sendikasi (Egitim-Sen) Genel Baskani Nejla Kurul'u sendika binasinda ziyaret ederek, bir süre görüstü.

Görüsme sonrasi açiklamalarda bulunan Kiliçdaroglu, bir sorunu en iyi o sorunu yasayanlarin anlatabilecegini, ziyaretlerinin temel nedeninin de bu oldugunu söyledi.

Okullarin açildigini hatirlatan Kiliçdaroglu, söyle devam etti:

"Siyasetçi olarak okullarda karsilasilan sorunlar, ögretmen açisindan, ögrenci açisindan, veli açisindan, karsilasilan sorunlari elbette dinleriz. Ama bu sorunlari yasayanlarin, bu sorunlari genis kitlelere duyurmasi gerekiyor. O açidan Sayin Hocam'in belki sorunlarin bir kismini ama ana hatlariyla size duyurmasi bizim açimizdan son derece önemli. Yasanan sorunlar nedir? Sorunu yasayanin dilinden herkesin bilmesi ve ögrenmesi gerekiyor. Birincisi, Milli Egitim Bakanligi.

Milli Egitim Bakanligi aslinda milli olmaktan çoktan çikmis vaziyette. Milli Egitim Bakanligi eger milliyse, bakandan bakana egitim politikasi degismez. Bakandan bakana egitim politikasi degisiyorsa, artik o milli olmaktan çikmistir. Kendi siyasal ideolojilerine uygun olarak ögrenci yetistirmek için eger Milli Egitim Bakanligini kullaniyorsaniz, o bakanlik Türkiye'yi çagdas hedeflere, çagdas amaçlara ulastirma, daha dogrusu çagdasligi yakalama ve onu asma hedefinden uzaklasir demektir. Liyakatsizligin egemen oldugu bir bakanlik, hele Milli Egitim Bakanligi, liyakatsizligin egemen oldugu bir bakanlik milli olmaz."

Ögretmenlere "önlük baskisi yapildigini" belirten Kiliçdaroglu, "Siz ögretmenlere önlük göndereceginize, çocuklara bir ögün yemek verin. Çocuk eger okula aç geliyorsa, ögretmenle çocuk arasinda iliski kurulamaz. Hala bunu ögrenememisler. Çocugun karni açsa ögretmeni dinlemez. Onun birinci önceligi karninin doymasidir." ifadesini kullandi.

Iktidarin hem okul sütünü hem de yemegi kestigini ifade eden Kiliçdaroglu, konusmasini söyle sürdürdü:

"Vallahi bunlarda insaf yok. Bunlarda insanlik da yok. 'Tasarruf yapacagiz.' Tasarrufu bula bula ögrencinin bogazindan mi yapacaksin sen? Ögretmen. Bu sorunlar yumagi içinde, ögretmen de sorunlu. Eger bir ögretmen ögrenciyle baglanti kuracaksa, sinifin yeter sayida olmasi lazim. Yetmis kisilik, seksen kisilik, altmis kisilik siniflarda ögretmenle ögrenci, iliski kuramaz. Ögrenciyi yetistiremez. Bakin, 57 bin 340 derslige ihtiyaç var. Bunu biz söylemiyoruz. Onlar söylüyorlar. 21 yildir siz hala 57 bin 340 dersligi yapmamissaniz siz iktidar olamamissiniz ve halkin taleplerini, ögrencilerin taleplerine, velilerin taleplerine yanit vermemissiniz demektir. Ögretmenlerde, tabii onlarin da dünya kadar sorunu var. Sözlesmeli ögretmen, kadrolu ögretmen, ücretli ögretmen. Allah askina ya ögretmen ögretmendir. Kadrolu ögretmen var güzel. Ne demek ücretli ögretmen? Daha düsük para veriyorsunuz ona. Ne demek sözlesmeli ögretmen? Ona da düsük ücret veriyorsunuz. Yani ögretmenin sirtindan, bütçeden tasarruf yapacaksiniz."

Bu ülkede insanlarin gönüllü olarak, "egitim için vergi istiyoruz" denildigi zaman Milli Egitim Bakanligina, egitime mutlaka katkida bulunacaklarinin altini çizen Kiliçrdaroglu, çünkü her ailenin çocugunun iyi bir egitim almasini isteyecegini söyledi.

Devletin resmi rakamlarina göre 7 milyon 662 bin 807 çocugun maddi yoksulluk çektigini anlatan Kiliçdaroglu, bu çocuklarin okula aç gittiklerini dile getirdi.

Iktidarin ve Milli Egitim Bakanliginin bundan haberi olmadigini vurgulayan Kiliçdaroglu, sunlari kaydetti:

"21'inci yüzyildan söz ediyorum ben. 21'inci yüzyilin Türkiye'sinden söz ediyorum. Okullarda hijyen kosullari, eger velilerden para toplarlarsa mümkün. Yoksa mümkün degil. 60 bin yardimci hizmet personeline ihtiyaç var. Disarida da milyonlarca issizimiz var. Ücretsiz okul yemegi vardi. Onu kaldirdilar. Internete erisemeyen 3 milyonu askin evladimiz var. Bu da 21'inci yüzyilin Türkiye'sinden bir rakam. Sorunlar var mi? Evet sorunlar var. Sorunlar ciddi mi? Evet sorunlar ciddi. Sorunlari çözecek olan kurumun adi, siyaset kurumu ve bu siyaset kurumunda iktidar olanlarin atadiklari Milli Egitim Bakani ve Milli Egitim Bakanliginin liyakati kadrolarinin bu sorunlari çözmesi lazim. Ögretmenlerimizin tamami bu sorunlari biliyorlar aslinda. Nasil çözülecegini de biliyorlar. Ama onlara firsat verilmiyor. Çünkü siyaset kurumu, var olan sorunlari çözmek degil, var olan sorunlari derinlestirmek gibi bir görev üstlenmis pozisyonda, bunu görüyoruz. Bir toplumun sükran oldugu bir kitle var midir derseniz o da ögretmenlerdir. Hepimiz ögretmenlerimize saygi duyariz. Çünkü onlari bas taci eden bir toplum büyür ve gelisir. Ahlakli olur o toplum."

- Sorulari yanitladi

Kemal Kiliçdaroglu, açiklamalarinin ardindan sorulari yanitladi.

Merkez Bankasi Baskani'nin, Plan ve Bütçe Komisyonunda, Cumhurbaskani'nin faiz artirimina nasil ikna edildigi yönündeki soruyu, "Sayin Cumhurbaskani'miz bilime olaganüstü deger ve önem veren bir liderdir." seklinde yanitladigi belirtilerek, açiklamayi nasil degerlendirdigi sorulan Kiliçdaroglu, sunlari söyledi:

"Yani Merkez Bankasi Baskani demek ki bilime önem ve deger verdigini, faizi yükselterek kesfetmis. Peki daha önceki uygulamasi neydi? Onun bilim disi oldugunu söylüyor kendisi. Merkez Bankasi'nin aldigi kararlarin, ekonomiyi düzeltme yönünde aldigi kararlarin dogrulugu tartisilabilir, her zaman tartisilabilir. Devlette olmasi gereken liyakattir ve isi ehline teslim etmektir. Eger siz devleti, isi ehline teslim eden, isi ehline, o isi yapacak olan kisiye degil de bütün kararlari alma yönünde saraya ve bu konuda yeterli bilgisi olmadigini hepimizin bildigi bir kisiye teslim ederseniz Türkiye bugünkü tabloyla karsi karsiya kalir. Soru su, bunun bedelini kim ödedi? Alinan yanlis kararlarin bedelini kim ödedi? Saray mi ödedi? Hayir. Onun çevresi mi ödedi? Hayir. Hepimiz ödedik ve toplum ödemeye de devam ediyor."

Milli Egitim Bakani'nin mülakatlarla ilgili olarak "Mülakatlarin arkasinda ben duracagim. Komisyonlar olusturacagim" dedigi hatirlatilan ve görüsü sorulan Kiliçdaroglu, "Mülakat konusunda, bir siyasetçi verdigi sözün arkasinda durmali. Bir kisi verdigi sözün arkasinda durmuyorsa ona bizim toplumda açikça söyleniyor, yalanci denir. Bu kadar açik. Mülakati kaldiracagim dediler. Güzel. Geldiniz kaldirin. 'Mülakati, mülakat gibi yapacagiz.' dediler. Deminki daha önceki mülakat mülakat gibi degildi. Simdi 'mülakatin arkasinda duruyorum' diyor. Kime inanacagiz? Devletin nasil yönetildigini aslinda bunlar gösteriyor bize. Saglikli ve tutarli bir devlet yönetiminin olmadigini bize gösteriyor. Üzülerek ifade edeyim. Gerçek maalesef bu. Devlet saglikli yönetilmiyor. Savrulan bir devlet yapisi var. Savrulan bir anlayis var." seklinde konustu.

Meclis Baskani Numan Kurtulmus'un yeni anayasa turuna çiktigi hatirlatilarak, CHP olarak Meclis Baskaninin yeni anayasa için randevu talebine cevaplarinin ne olacagi sorulan Kiliçdaroglu, "Meclis Baskani gelebilir. Meclis Baskani yeni anayasa talebiyle de gelebilir, baska amaçlarla da gelebilir. Meclis Baskani'na bizim itiraz edecek halimiz yok. Gelsin Sayin Meclis Baskani. Yeni bir anayasa degisikligi için gelir mi gelmez mi? Veya bir nezaket ziyareti için mi veya baska bir nedenle mi? Gelsin tabii Meclis Baskani. Niye reddedelim?" yanitini verdi.

Anadilde egitim konusuna nasil baktigi da sorulan Kiliçdaroglu, "Dogrusunu isterseniz ben ögretmen degilim. Bu konuyu biz kendi içimizde, parti olarak da tartisiyoruz. Bu konuda sadece parti içinde tartisirken ilgili, bu alanda uzmani olan egitimcilerle ve dünya uygulamalarini da dikkate alarak kendi aramizda tartisiyoruz." dedi.

Okullarda ve egitim kurumlarinda ciddi bir cemaatlesme faaliyeti oldugu yönündeki iddialara yönelik bir soru üzerine de Kiliçdaroglu, "Bizim okullarda oturup da bir özel arastirma yapmamiz çok dogru degil. Onu okullarda görevli olan ögretmenler ve bilim insanlarinin yapmasi lazim. Eger böyle bir arastirma yapilirsa biz bundan memnun oluruz ve bunu kamuoyuyla da paylasiriz, kendi politikalarimizi olusturabiliriz." diye konustu.

Anayasa Mahkemesinin, Ögretmenlik Meslek Kanunun bazi maddelerinin iptaline iliskin gerekçeli karari, geçen hafta yayinladigi hatirlatilarak, "Ancak 19 Kasim'da da gerçeklesecek bir Ögretmenlik Kariyer Basamaklari Sinavi var. Bugün kilavuz yayinlandi. Sinav çoktan seçmeli olacak ve çevrim içi olarak yapilacak. Yorumlariniz, degerlendirmeniz nasil olur?" sorusu üzerine Kiliçdaroglu, sunlari söyledi:

"Ögretmenlik Meslek Kanunuyla ilgili bir taslak hazirladik. Parti olarak bu kanun teklifini hazirlarken bütün meslek kuruluslarindan, ögretmenlerden, ögretmenlerin olusturdugu sivil toplum kuruluslarindan, üniversitelerden görüs aldik. O görüs çerçevesinde bir Ögretmenler Meslek Kanunu hazirladik ve bunu parlamentoya sunduk. Bizim hazirladigimiz ögretmenlik meslek kanunu, gerçek anlamda ögretmenlerin laik, demokratik, hukuk devletini koruyan, sistemi daha saglikli bir zemine oturtan bir kanun teklifiydi. Ama bu kanun teklifimiz maalesef kabul edilmedi."

Egitim-Sen Genel Baskani Nejla Kurul da egitimde çok ciddi sorunlar bulundugunu ve bütün bu sorunlarin çocuklari yakindan etkiledigini söyledi.

Kurul, "Çocuklarimiza bir ögün yemek verecek bir bütçenin ayrilmasi son derece önemli." dedi.

Egitim alaninin kamusal olmaktan uzaklastigini, yüzde 1'ler düzeyinde olan özel okullasma oraninin yüzde 9'lara ulastigini bildiren Kurul, kamusal egitimin önemine dikkati çekti.

Açik lise sorununa da vurgu yapan Kurul, "2 milyon 100 bin olmus açik liselere devam eden ögrenci sayisi. Okulu hiç görmeyen ögrenciler, nitelikli bir egitimden geçmeyen ögrenciler. Bunlar ilerde çok ciddi sorun olarak karsimiza çikacak. Egitimin sosyallestirici yönünden mahrum kaliyorlar." diye konustu.