TBMM Baskani Sentop, MIKTA 8. Parlamento Baskanlari Konferansi 2 ve 3. oturumlarinda konustu:Mustafa Hatipoglu,Irem Demir- "Hiçbir mülteciyi kabul etmeden tüm kaynaklarini sinirlarina duvar örmek için kullananlar, içinde kadinlarin ve çocuklarin oldugu sisme botlari batiranlar, uluslararasi göçün yönetimi konusunda da söz sahibi olamazlar, olmamalidirlar" - "(Karadeniz Tahil Koridoru Girisimi) Bugüne kadar 15 milyon tonu asan sevkiyat sayesinde gida fiyatlari bir nebze de olsa düsmüs, Afganistan

TBMM Baskani Sentop, MIKTA 8. Parlamento Baskanlari Konferansi 2 ve 3. oturumlarinda konustu:Mustafa Hatipoglu,Irem Demir- "Hiçbir mülteciyi kabul etmeden tüm kaynaklarini sinirlarina duvar örmek için kullananlar, içinde kadinlarin ve çocuklarin oldugu sisme botlari batiranlar, uluslararasi göçün yönetimi konusunda da söz sahibi olamazlar, olmamalidirlar"
- "(Karadeniz Tahil Koridoru Girisimi) Bugüne kadar 15 milyon tonu asan sevkiyat sayesinde gida fiyatlari bir nebze de olsa düsmüs, Afganistan

ISTANBUL (AA) - TBMM Baskani Mustafa Sentop, "Hiçbir mülteciyi kabul etmeden tüm kaynaklarini sinirlarina duvar örmek için kullananlar, içinde kadinlarin ve çocuklarin oldugu sisme botlari batiranlar, uluslararasi göçün yönetimi konusunda da söz sahibi olamazlar, olmamalidirlar." dedi.

Türkiye, Meksika, Endonezya, Güney Kore ve Avustralya'dan olusan uluslararasi platform MIKTA 8. Parlamento Baskanlari Konferansi, "Uluslararasi Göç: Firsatlar ve Zorluklar" baslikli 2. oturumunda konusan Sentop, uluslararasi göç konusunun Türkiye'nin hassasiyetle üzerinde durdugu ve uluslararasi toplumun her detayiyla tartismasini arzu ettigi en önemli konulardan birisi oldugunu söyledi.

Türkiye'nin dünyada en çok siginmaciya ev sahipligi yapan ülke konumunda bulundugunu hatirlatan Sentop, "Tarih boyunca milletimiz elindeki, avucundakini; dil, din, irk, cinsiyet ayirmadan kendine siginan masumlarla paylasmasini bir görev bilmistir. Bu sebeple, bugün Suriye, Irak, Afganistan, Somali ve diger savas bölgelerinden kaçan birçok masumun Türkiye'ye siginmasi, burada hayata tutunmasi kimseyi sasirtmamaktadir." diye konustu.

Sentop, Birlesmis Milletler Mülteciler Yüksek Komiserligi tahminlerine göre 2022 yilinda 100 milyon insanin savaslardan, çatismalardan, siddetten, insan haklari ihlallerinden ve zulümden kaçarak yerinden edildigini, uluslararasi göç olgusunun çok boyutlu bir olgu oldugunu dile getirdi.

Kitlesel uluslararasi göç olgusunun en büyük sebeplerinin savaslar, karisikliklar ve siyasi istikrarsizliklar oldugunu kaydeden Sentop, "Süphesiz tüm bu saydigim savaslar ve karisikliklarin sadece ve sadece ülkelerin iç dinamiklerine ve sorunlarina dayanan sebeplerle çiktigini iddia etmek naif bir yaklasim olacaktir. Günümüzde maalesef özellikle bazi Batili ülkeler, göçe kaynaklik eden ülkelerde iç karisikliklari kiskirtarak, siyasi istikrarsizliklari kasiyarak, sattiklari silahlarla savaslara benzin dökerek uluslararasi göçün en büyük müsebbibi haline gelmislerdir. Suriye'nin, Irak'in, Afganistan'in, Myanmar'in, Burkina Faso'nun neden bu halde oldugunu anlamak için olaylari biraz geriye sararak hatirlamak bu tezimizi desteklemek için yeterli olacaktir." ifadelerini kullandi.

- "Hiçbir mülteciyi kabul etmeyenler göçün yönetiminde söz sahibi olamazlar"

Batili ülkelerin göç konusunda hiç paylari yokmus gibi davranmalarinin, siddetle tenkit edilmesi gereken bir konu oldugunu belirten Sentop, sözlerini söyle sürdürdü:

"Üstelik insanlari göçe zorlayan neo-sömürgecilik düzeninden en çok fayda saglayan bu ülkeler, göç dalgasi kendilerine ulastiginda sikayet etmekten de çekinmiyorlar. Ülkelerinde artan yabanci düsmanliginin, irkçiligin sebebinin yeni bir hayata yelken açmis göçmenler degil de kendi yaptiklarinin sonucu oldugunu kabul etmekten ise imtina ediyorlar. Hiçbir mülteciyi kabul etmeden tüm kaynaklarini sinirlarina duvar örmek için kullananlar, içinde kadinlarin ve çocuklarin oldugu sisme botlari batiranlar, uluslararasi göçün yönetimi konusunda da söz sahibi olamazlar, olmamalidirlar."

Dünya nüfusunun giderek arttigi, kaynaklarin ise tam tersi sekilde azaldigi da göz önünde bulunduruldugunda kaynak ülkelerin istikrara kavusmasi için bir yeni bir paradigma ihtiyacinin çok açik oldugunu söyleyen Sentop, bir önceki oturumda bahsettigi uluslararasi sistemin reformunun kaynak ülkelerin istikrara kavusmasi, refahin daha adil bölüsümü için de en önemli ve birincil gündem maddesi oldugunu vurguladi.

Sentop, göçün önlenmesinde kaynak ülkelerdeki istikrari bozan, bu ülkelere açikça müdahalede bulunan ülkelerin daha fazla sorumluluk ve maliyet üstlenmesi gerektigini belirtti.

- "Türkiye salgin sonrasinda üretim, lojistik ve tedarik zincirlerinde mesafe kat etti"

Konferansin "Gida Güvenligi, Tedarik Zincirleri, Yoksulluk ve Iklim Degisikligi: Iyi Yönetisimde Parlamentolarin Rolü" baslikli 3. oturumunda da söz alan Sentop, 6. Parlamento Baskanlari Toplantisi'nda video konferansla yaptigi konusmasinda Kovid-19 salgininin, sosyal, ekonomik ve siyasi yansimalari dikkate alindiginda, bir "saglik krizi" olmanin çok ötesine geçecegini belirttigini ve endiselerinin kismen gerçege dönüstügünü ifade etti.

Sentop, Rusya-Ukrayna savasinin da etkilerinin oldugunu belirterek, sunlari kaydetti:

"Artan enerji fiyatlarinin da etkisiyle özellikle Avrupa kitasinda etkisini iyiden iyiye hissettiren ve tüm dünyaya yayilan enflasyon gerçegi önümüzde durmaktadir. Savasin bir diger sonucu da gida güvenligiyle ilgilidir. Savastan önce Rusya ve Ukrayna, küresel bugday ihracatinin yüzde 30'unu, dari ihracatinin yüzde 20'sini, ayçiçegi yagi ihracatinin yüzde 55'ini üstleniyordu. 26 ülke ithal ettigi bugdayin yüzde 50'sini Rusya veya Ukrayna'dan tedarik ediyordu. Bu veriler isiginda, Ukrayna ve Rusya'nin tarim ürünlerinin Türkiye'nin ara buluculuguna kadar olan süreçte ülke disina çikarilamamasi gida fiyatlarinin artmasina sebep olmus ve enflasyonu artiran etkenlerden birisi olarak kayitlardaki yerini almistir."

Birlesmis Milletler verilerine göre, 2022 yilinda 8 milyara ulasan dünya nüfusunun 2050 yilinda 10 milyar kisiye ulasmasinin ve kisi basina düsen tarim arazisi miktarinin ise 2 dekardan 1,6 dekara düsmesinin beklendigini söyleyen Sentop, bu durum karsisinda ülkelerin, hükümetlerin ve uluslararasi camianin elinin kolunun bagli olmadigini, alinabilecek birçok önleyici tedbirin yani sira yapilabilecek birçok iyilestirmenin bulundugunu bilmenin kendilerini rahatlattigini anlatti.

Sentop, Türkiye'nin gida güvenligi konusunda tüm dünyaya faydali olan en önemli girisiminin "tahil koridoru" oldugunu belirterek, "Ukrayna Savasi'nin baslangicindan sonra Türkiye'nin yogun katkilari ve BM ile birlikte yaptigi ara buluculuk sayesinde açilan tahil koridoru, ithalatçi ülkeler açisindan arz güvenligi endiselerinin giderilmesine katki saglamis ve Ukrayna limanlarinda sikisan ürünlerin ihtiyaç halindeki ülkelere çikisi saglanmistir. Bugüne kadar 15 milyon tonu asan sevkiyat sayesinde gida fiyatlari bir nebze de olsa düsmüs, Afganistan gibi yoksul ülkelere bu koridorla birlikte daha fazla insani yardim ulastirilabilmistir. Türkiye'nin salgin sonrasinda özellikle üretim, lojistik ve tedarik zincirlerinin saglikli islemesi konusunda mesafe kat ettigini belirtmeliyim." dedi.

- "Yenilenebilir enerjide ilk 10'a girecegiz"

Bu dönemde Asya, Avrupa ve Afrika kitalari arasinda yer alan Türkiye'nin, üretim istikrarsizliklarinin ve uzun mesafe tasimacilik maliyetlerinin katlanarak artmasi karsisinda pek çok küresel üretici için konum ve maliyet avantaji sunmasinin önemli olduguna deginen Sentop, diger bir önemli konunun ise Türkiye'nin çok tarafli ulastirma politikasinin bir ürünü olan "Orta Koridor Girisimi" ve bu girisimin tedarik zincirleri açisindan giderek artan önemi oldugunu ifade etti.

Enerji konusunda ülke olarak çevreci bir yaklasim benimsediklerini belirten Sentop, "Su an kurulu kapasitelerimizin yüzde 55'ini yenilenebilir enerjiden karsiliyoruz ve bunu yüzde 65'e çikarmak için çalisiyoruz. Yakin zamanda bu alanda da dünyada ilk 10'a girecegiz. Parlamento olarak da Türkiye'nin tüm dünyanin tedarik zincirine daha fazla eklenebilmesi ve üretim güvenligini saglayabilmesi için birtakim yapisal reformlar da gerçeklestirdigimizi söylemek isterim. Üretim, istihdam ve Ar-Ge tesviklerini kapsayan birçok kanun degisikligini TBMM'de kabul ederek ülkemizin lojistik ve tedarik zinciri konumlarini güçlendirdik." diyerek sözlerini tamamladi.