TBMM Baskani Sentop, MIKTA 8. Parlamento Baskanlari Konferansi 1. oturumunda konustu: Irem Demir,Mustafa Hatipoglu- "Son dönemde ülkemizdeki iç siyaset nedeniyle oldukça popülerlesen bir Iran atasözü var: 'Oturdular, konustular, dagildilar.' Bu atasözü uluslararasi kurum ve kuruluslarin mevcut durumunu çok güzel anlatmaktadir ancak artik uluslararasi toplumun oturup, konusup, dagilmaktan fazlasini yapmasinin zamani da gelmistir" - "Adalet, çogulculuk ve kapsayicilik. Bu üç anahtar kelime uluslar

TBMM Baskani Sentop, MIKTA 8. Parlamento Baskanlari Konferansi 1. oturumunda konustu: Irem Demir,Mustafa Hatipoglu- "Son dönemde ülkemizdeki iç siyaset nedeniyle oldukça popülerlesen bir Iran atasözü var: 'Oturdular, konustular, dagildilar.' Bu atasözü uluslararasi kurum ve kuruluslarin mevcut durumunu çok güzel anlatmaktadir ancak artik uluslararasi toplumun oturup, konusup, dagilmaktan fazlasini yapmasinin zamani da gelmistir"
- "Adalet, çogulculuk ve kapsayicilik. Bu üç anahtar kelime uluslar

ISTANBUL (AA) - TBMM Baskani Mustafa Sentop, "Son dönemde ülkemizdeki iç siyaset nedeniyle oldukça popülerlesen bir Iran atasözü var: 'Oturdular, konustular, dagildilar.' Bu atasözü uluslararasi kurum ve kuruluslarin mevcut durumunu çok güzel anlatmaktadir ancak artik uluslararasi toplumun oturup, konusup, dagilmaktan fazlasini yapmasinin zamani da gelmistir." dedi.

Türkiye, Meksika, Endonezya, Güney Kore ve Avustralya'dan olusan uluslararasi platform MIKTA 8. Parlamento Baskanlari Konferansi, "Uluslararasi Sistemin Reformu: Adalet, Çogulculuk ve Kapsayicilik" baslikli 1. oturumu ile Sepetçiler Kasri'nda devam ediyor.

Oturumda konusan Sentop, dünyanin ihtilaflar, çatismalar ve savaslarla kritik bir dönemden geçtigini belirtti.

Soguk Savas sonrasinda baslayan uluslararasi ortamdaki iyimser havanin tamamen dagildigina dikkati çeken Sentop, "Terör örgütleri etkilerini arttirmis, ihtilaf ve çatismalar artmis, büyük ölçekli savaslar bas göstermistir. Üstelik hizla küresellesen dünyada artik hiçbir çatismanin, hiçbir ihtilafin, hiçbir ekonomik veya sosyal olayin etkisi belli bir sinirin içerisinde kalmamakta, küresel ölçekte sonuçlar doguran bu olaylar zaman zaman ülkelerimizdeki en küçük yerlesim yerindeki insanlari dahi etkilemektedir. Bu nedenle küresel baris ve istikrarin saglanmasi hepimiz için büyük önem arz etmektedir." diye konustu.

TBMM Baskani Sentop, gelinen noktada uluslararasi hukukun araçlari olarak tesis edilen uluslararasi kurumlarin islemedigini, küresel baris ve istikrara sunmalari beklenen katkilari sunamadiklarini söyledi.

Dünyayi savaslardan korumak üzere 1945 yilinda Birlesmis Milletlerin (BM) kuruldugunu aktaran Sentop, "Ancak uluslararasi ortamdaki tüm degisimlere ragmen uluslararasi hukukun en önemli sütunu olan bu kurum halen eski güç dengelerine göre kurulan karar alma mekanizmalari ile islemeye devam etmektedir. Geçtigimiz 78 yilda, dünya oldukça hizli bir dönüsümden geçmis, yeni tehdit ve sinamalar ortaya çikmis, uluslararasi güç dengeleri degismis, iki kutuplu dünya devri sona ermis, Ikinci Dünya Savasi'nin kazananlari ve kaybedenleri dengesine göre formüle edilen, buna göre isleyen uluslararasi sistem ise degismemistir." ifadelerini kullandi.

- "Uluslararasi sistemin reform ihtiyaci son birkaç yilin meselesi degil"

TBMM Baskani Sentop, BM ile ilgili elestirilerini sürdürerek, "Üstelik ilk tesis edildiginde dahi BM Güvenlik Konseyi'ndeki veto hakki gibi antidemokratik ve küresel baris ve istikrarin korunmasini bazi ülkelerin politik çikarlarina baglayan, uluslararasi hukuku güçlülerin hukukuna dönüstüren prosedürler nedeniyle bastan islevsizliklerle dogan bu sistem bugün artik günümüz ihtiyaçlarina cevap vermekten çok uzaktir. Bunun altini kalin çizgilerle çizmek gerekir, uluslararasi sistemin reform ihtiyaci son birkaç yilin meselesi degildir." degerlendirmesini yapti.

Dünyada yasanan olaylara iliskin örnekler de veren Sentop, söyle devam etti:

"90'larda Bosna'daki soykirim mevcut uluslararasi sistem için hiçbir zaman unutulmayacak bir utanç vesikasidir. Yine ayni yillarda Ruanda'daki soykirimi da küresel baris ve istikrari tesis etmekle görevli kurumlar sadece izlemis, bu da basta BM olmak üzere uluslararasi toplumun karnesine yazilmistir. Irak isgal edildiginde, Suriye'deki iç savasta uluslararasi kurumlar yine sinifta kalmis, 100 binlerin hayatini kaybedisini uluslararasi toplum sadece izlemistir. Uluslararasi toplum için bir diger utanç vesikasi da hiç süphesiz Filistin'de 10 yillardir devam eden isgaldir. Filistin'de siviller öldürülmekte, Israil uluslararasi hukuku her açidan ayaklar altina almaktadir. Yillardir ivmesi artarak devam eden Israil'in ihlalleri uluslararasi toplumun adeta izin vermesi ile gerçeklesmektedir."

TBMM Baskani Sentop, bugün ise Ukrayna'da devam eden savasin tüm dünyayi etkiledigini dile getirerek, küresel bir enerji krizine neden oldugunu anlatti.

Sentop, Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan'in uluslararasi ortamda essiz bir liderlik örnegi gösterdigini, çok taraflilik temelinde BM ile bazi girisimlerde bulundugunu vurgulayarak, "Böylelikle Türkiye olarak bu savasin hem Ukrayna üzerindeki hem de küresel düzeydeki etkilerini azaltmakta muvaffak olduk. Taraflari masaya oturtmak, ateskes saglamak ve nihayet olarak barisi tesis etmek için de halen büyük çaba sarf ediyoruz. Ancak bizim çabalarimiz disinda çok tarafli diplomatik çabalar olmadigindan, çok tarafli uluslararasi kurumlar her zamanki gibi etkisiz oldugundan ve üstelik akan kani durdurmak, yikimi engellemek yerine savasi körüklemeyi tercih edenler de oldugundan savasin ne zaman sonlanacagina iliskin bir öngörü de bulunmamaktadir." diye konustu. ???????

Mevcut düzenin acilen reforme edilmesi gerektigini belirten Sentop, su ifadeleri kullandi:

"Bu noktada ümit verici olan sudur ki bugünkü sistemde avantajli konumda olan, baris ve istikrari veto hakkina sahip bazi ülkeler de Cumhurbaskani'miz Sayin Recep Tayyip Erdogan'in yillar önce 'Dünya Besten Büyüktür' sloganiyla dikkat çektigi kapsamli bir reform ihtiyacini ifade etmekte, özellikle BM Güvenlik Konseyinin yapisinin degistirilmesinin elzem oldugunu belirtmektedirler. Bugün neredeyse tüm ülkeleri ilgilendiren meselelerde bir elin parmaklarini geçmeyen sayida ülkenin karar vermesi, tüm insanligin baris içinde müreffeh bir sekilde yasama ideasinin bu ülkelerin ulusal çikarlarina, liderlerinin sahsi hirslarina kurban edilmesi artik kabul edilemez ve sürdürülemezdir."

- "Baris veto edilemez"

Sentop, uluslararasi kurumlarda daha adil, çogulcu ve daha kapsayici karar alma mekanizmalarinin ivedilikle tesis edilmesi, veto hakki gibi uluslararasi hukukun uygulanmasini imkansiz hale getiren, kurumlari islevsizlestiren mekanizmalarin kaldirilmasi gerektiginin açik oldugunu bildirdi.

Bunu saglayacak girisimlerde bulunarak, gerekli adimlari atmak gerektigine dikkati çeken Sentop, "Zira baris veto edilemez, buna kimsenin hakki olamaz. Daha adil, çogulcu ve kapsayici bir temsilin oldugu BM Genel Kurulunun yetkileri genisletilmelidir. Güvenlik Konseyi üyelerinin sayisi adalet ve çogulculuk esasinda artirilirken küresel baris ve istikrari ilgilendiren konularda Genel Kurul çok daha güçlü yetkilerle donatilmalidir." degerlendirmesini yapti.

Barisin korunmasinda herkesin söz sahibi olmasi gerektiginin altini çizen Sentop, "Zaten bugün dahi Genel Kurul daha hakkaniyetli ve adil kararlar verirken bu kararlar maalesef Güvenlik Konseyi tarafindan görmezden gelinmektedir. Tabii reforme edilmesi gereken sadece BM degildir. Maalesef bütün uluslararasi kurum ve kuruluslar için ayni ihtiyaç söz konusudur." dedi.

"Avrupa Konseyinden NATO'ya, IMF'den Dünya Ticaret Örgütüne uluslararasi kurumlarin önemli ölçüde reforme edilmesi gerekmektedir." degerlendirmesinde bulunan Sentop, sunlari kaydetti:

"Son dönemde ülkemizdeki iç siyaset nedeniyle oldukça popülerlesen bir Iran atasözü var: 'Oturdular, konustular, dagildilar.' Bu atasözü uluslararasi kurum ve kuruluslarin mevcut durumunu çok güzel anlatmaktadir ancak artik uluslararasi toplumun oturup, konusup, dagilmaktan fazlasini yapmasinin zamani da gelmistir. Adalet, çogulculuk ve kapsayicilik.Bu üç anahtar kelime uluslararasi sistemi içine düstügü açmazdan çikaracak, uluslararasi hukukun etkin bir sekilde uygulanmasini saglayacak, tüm aktörlerin adil olduguna inandigi etkin bir yeni dünya düzenin tesis edilmesi için gereken reformlarin merkezinde yer almalidir. Bu çerçevede en öncelikli ihtiyaç kuvvetli bir siyasi iradedir. Maalesef uzun zamandir ifade edilen reform isteklerine ragmen kapsamli bir degisime yönelik kuvvetli bir siyasi iradenin varligindan söz etmek zordur."