New York Türkevi'nde Yeni Zelanda'daki cami saldirisi ve Islamofobi konusulduMücahit Oktay

New York Türkevi'nde Yeni Zelanda'daki cami saldirisi ve Islamofobi konusulduMücahit Oktay

NEW YORK (AA) - New York Türkevi'nde, Yeni Zelanda'nin Christchurch kentindeki iki camiye düzenlenen terör saldirilarinin 4. yildönümünde magdurlar anilirken, ABD ve dünyadaki Islamofobik gelismeler masaya yatirildi.

Uluslararasi Bilgi ve Algi Dernegi (BILAL) tarafindan organize edilen ve "Merhaba Kardes, Dünya Baris Forumu" adi altinda düzenlenen etkinlik, 15 Mart 2019'da Yeni Zelanda'da katledilen 51 Müslümanla birlikte, 6 Subat'ta yasanan Kahramanmaras merkezli depremlerde Türkiye ve Suriye'de hayatini kaybedenler anisina saygi durusuyla basladi.

Forumun ilk konusmacisi Maryland Üniversitesinden Prof. Dr. Sahar Khamis, beyaz üstünlükçü Brenton Tarrant'in otomatik silahlarla girdigi ilk camide onu, saldirinin ilk maktulü Haci Davud Nabi'nin "Hello Brother" (Merhaba Kardes) diye karsilamasini hatirlatarak, bu kelimenin Arapçada selam-baris anlamina geldigini vurguladi.

Islamofobinin bati toplumlarinda çok görülmesinin sebebinin "cehalet" oldugunu söyleyen Khamis, cihat ve seriat gibi kelimelerin bilerek gerçek anlami disina çekildiginin altini çizdi.

ABD'de terör hadiselerinin yüzde 96'sinin Müslüman olmayan beyazlar tarafindan gerçeklestirildigini belirten Khamis, bu hadiselerin ABD medyasinda yer alma oranlarindaki "dengesizlige" dikkati çekti.

Yakin zaman içinde katildigi iki çevrim içi programin sirf adinda "Islam" kelimesinin yer almasindan dolayi hacker saldirisina ugradigini anlatan Khamis, bati ülkelerinde yasayan Müslümanlarin Islamofobi ile mücadele etmek için çok çalismasi gerektigini ifade etti.

Prof. Khamis, söyle devam etti:

"Farkindalik ve egitim baslangiç için çok önemli. Bazen negatif hadiselerden pozitif gelismeler de dogabiliyor. Bu açidan, 11 Eylül hadisesi Islam'in tanitilmasi için altin bir firsat olmustur. Lütfen harekete geçin ve sesinizi yükseltin. Sosyal medya hem insa hem de imha etmek için bir silah gibi. Lütfen gençleri yazar, gazeteci ve sanatçi olmak için de tesvik edin."

- ABD hükümetlerinin politikalari Islamofobi'ye yol açiyor

Wayne State Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Khaled Ali Beydoun, ABD Iç Güvenlik Bakanligini, faaliyetlerini izledigi terörizmle baglantili tüm bireyleri, Müslüman kimligi ile tanimlayan bir zihniyete sahip olmakla elestirdi.

Beydoun buna ek olarak, Vatanseverlik Yasasi, 11 Eylül sonrasi yürürlüge giren "Müslümanlarin sicillerinin kaydedilmesi" gibi politikalarin ülkede Islamofobik anlayisa yol açtigini söyledi.

Hukuk Profesörü, ABD'nin, "yalnizca Cumhuriyetçi yönetimin degil, ayni zamanda ilerici ve liberal yönetimler tarafindan da insa edilen bu Islamofobi mimarisine sahip oldugunu" ifade etti.

Beydoun, ABD'deki yönetimlerin bu bakis açisinin "ulus ötesi düzeyde", ekonomik, politik ve cografi hedeflerin belirlenmesinde ve diger ülkelerde Islamofobi'nin yayilmasindaki etkisine degindi.

Beydoun, sunlari kaydetti:

"Ramazana yaklasik 8 gün varken Uygur Müslümanlari Çin'de donuz eti yemeye zorlaniyor. Hintli Müslümanlar büyük baski altinda. Bununla birlikte Hindistan dünyanin en büyük demokrasisi oldugunu iddia ediyor. Myanmar, Arakan Müslümanlarina etnik soykirim uyguluyor. Bizler yeterince okumuyor, arastirmiyoruz. Hal böyleyken, diger toplumlardan Islamofobi ile mücadele için beklenti içine giremeyiz."

- Önyargi ile mücadele

Programin Türk konusmacisi, yazar ve manevi danisman Bilgin Erdogan ise Müslümanlarin ABD'de karsilastigi diger bir nefret suçu olan önyargi ile mücadele yöntemlerinden bahsetti.

Erdogan, pozitif iletisim ve otantik bilgilendirmenin önyargiyla mücadelede önemine deginirken, Islami topluluklarin desteklenmesi ve Islam hakkinda bilgilendirici etkinliklerin düzenlenmesinin geregine vurgu yapti.

Yazar Erdogan, önyargilari yikmak için Müslümanlarin kimligini saklamamasi gerektigini, bilakis Islami kimligiyle toplumda faydali islere imza atmasinin önemli oldugunu aktardi.

Programda, Yeni Zelanda'daki Nur Camisi'nde katledilen ilk kisi olan Davud Nabi'nin kardesi Nadir Roushan Nabi de "Haci Davud'u zaten hepiniz taniyorsunuz. Daha önce bir kardesim de Kur'an ögrettigi için öldürülmüstü." diyerek duygularini paylasti.

Uluslararasi Bilgi ve Algi Dernegi Baskani Ömer Lütfi Türkmenoglu'nun bir video konusmasinin yer aldigi programin ABD ortagi, Türk Amerikan Yönlendirme Komitesi'nin Es Baskani Melih Bektas da Islamofobi ile mücadele konusunda ABD'de yapilabilecekler konusunda fikirlerini paylasti.

- Yeni Zelanda'daki cami saldirilarinin üzerinden 4 yil geçti

Yeni Zelanda'nin Christchurch kentindeki Nur ve Linwood camilerine 15 Mart 2019'da Brenton Tarrant adli saldirgan tarafindan cuma namazinda terör saldirisi düzenlenmisti.

Saldiri öncesi Yeni Zelanda’nin Dunedin kentinde kiraladigi eve yerlesen ve buradaki poligonlarda atis talimi yaptigi ortaya çikan Avustralyali terörist Tarrant, iki camide namaz kilan Müslümanlara otomatik silahlarla saldirmisti.

Saldirida aralarinda kadin ve çocuklarin da bulundugu 51 kisi hayatini kaybetmis, 2'si Türk vatandasi 49 kisi yaralanmisti.

Saldiriyi sosyal medya hesabindan canli yayinlayan ve "beyaz irkin üstünlügünü" savunan asiri sagci terörist, saldiridan hemen sonra polis tarafindan yakalanmisti.

Tarrant, 2020'de çiktigi Christchurch Yüksek Mahkemesinde, 51 cinayet, 40 ayri cinayete tesebbüs ve bir terör suçundan hüküm giyerek sartli tahliye olmaksizin müebbet hapis cezasina çarptirilmisti.

Terör saldirisina sert tepki veren ve teröristin ismini hiç kullanmayan eski Yeni Zelanda Basbakani Jacinda Ardern, saldiriyi "Bugün Yeni Zelanda'nin en karanlik günlerinden biri" sözleriyle tanimlamisti.

Bir sonraki cuma namazi ezaninin devlet televizyonundan canli okunmasini saglayarak ülkedeki Müslümanlara destek veren Ardern liderligindeki Isçi Partisi hükümeti, ülkede yari otomatik askeri silahlarin yasaklanmasini saglayan yasa çikarmisti.???????