Medicana Saglik Grubu'ndan ameliyatsiz agri ve fitik tedavisine iliskin bilgilendirmeFatma Eda Topcu- Medicana Saglik Grubu Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmani Doç. Dr. Ahmet Ögrenci: - "Bel agrisi çözümünde ve bel fitiginin ameliyatsiz çözümünde uygulanan algolojik yöntemler çok fazladir. Bunlar içerisinde en etkilisi ve bilimsel olarak kanitlanan 'Transforaminal ya da Anterior Spinal Enjeksiyonlar' yer almakta"

Medicana Saglik Grubu'ndan ameliyatsiz agri ve fitik tedavisine iliskin bilgilendirmeFatma Eda Topcu- Medicana Saglik Grubu Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmani Doç. Dr. Ahmet Ögrenci:
- "Bel agrisi çözümünde ve bel fitiginin ameliyatsiz çözümünde uygulanan algolojik yöntemler çok fazladir. Bunlar içerisinde en etkilisi ve bilimsel olarak kanitlanan 'Transforaminal ya da Anterior Spinal Enjeksiyonlar' yer almakta"

ISTANBUL (AA) - Medicana Saglik Grubu Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmani Doç. Dr. Ahmet Ögrenci, "Bel agrisi çözümünde ve bel fitiginin ameliyatsiz çözümünde uygulanan algolojik yöntemler çok fazladir. Bunlar içerisinde en etkilisi ve bilimsel olarak kanitlanan 'Transforaminal ya da Anterior Spinal Enjeksiyonlar' yer almaktadir." ifadelerini kullandi.

Medicana Saglik Grubu'ndan yapilan açiklamayla, ameliyatsiz agri ve fitik tedavisi hakkinda bilgi verildi.

Buna göre, çok uzun dönemdir insanlik tarihinden beri bilinen bir rahatsizlik olan bel agrisi ve bel fitigi birbirine karistirilsa da radyolojik tetkiklerin çikmasiyla bel fitiginin nedenlerini görmekte ve teshis edilmekte daha kolay yol alindi.

Hastalar genellikle bel fitiginin nedenlerini sormakla birlikte, kendilerini zaman zaman suçlayici konuma getiriyor ve günlük hayatta yaptiklarini sorguluyor.

Açiklamada görüslerine yer verilen Doç. Dr. Ahmet Ögrenci, bazi anatomik, kisisel farkliliklarin, dogustan gelen omurga yapisinin önemli ve etkili faktörler olduguna isaret ederek, sunlari kaydetti:

"Günümüzde iyice anlasilmaktadir ki bel ve omurgadaki parametreler, açisal degerler çok önemli faktörlerdir. O nedenle hastalarin genetik faktörleri, anne karnindan gelen dogumsal omurga açilari birçok faktörün önüne geçmektedir. Hastalarin günlük hayatta yaptigi isler, çalistigi is formati bu saydigimiz olaylarda etkilidir fakat ana etkenin bu olmadigini düsünmekteyiz.

Günümüz çaginda gittikçe oturma sürelerin uzamasi, masa basi islerin artmasi ciddi nedenlerdir. Hatta tam tersine eskiden bilinen agir is yapan insanlarin daha kötü durumda olur düsüncesinden uzaklasmaktayiz. Hareketsiz yasam tarzlarinin daha fazla oturarak geçen is ve yasam tarzinin bel agrisi ve bel fitiginda ciddi derecede etken oldugunu günlük hayatta ve poliklinikte siklikla karsilasmaktayiz.

Bilinen yanlislarin aksine bel agrisi, her zaman bel fitigi kaynakli olmayabilir. Ancak muayeneler sonrasinda bel fitigi dedigimiz kikirdak dokunun yipranarak disari dogru tasmasi ile olusan görüntülere bel fitigi denmesiyle beraber her agrinin sebebinin bu oldugu söylemek son derece yanlis olur. O nedenle bel agrisi çeken hastalarin nedenleri bulunup görüldükten sonra eger bu kaynakli agri degilse çözümleri arastirilip uygun tedaviler önerilmeli. Bel agrisinin nedeni bel fitigi degil ve mekanik bir agri ise ona göre çözümleri uygulanir. Tabi ki bu çözümlerden kastimiz ameliyat disi çözümlerle baslamaktadir."

Ögrenci, öncelikle hekimlerin önerecegi ilaç tedavilerinin, daha sonrasinda egzersiz hareketlerinin, sportif faaliyetlerin bunlarin basinda olmakla birlikte çogu hastalarda bu destek tedavilerinin yetersiz kaldigini bildirdi.

"O nedenle ameliyatsiz agri tedavileri son derece olumlu sonuçlar göstermekte ve bizi buna yönlendirmektedir. Hatta gittikçe ameliyat durumu olmayan hastalarda bu tedavi ilk sirayi almaktadir." diyen Ögrenci, su bilgileri verdi:

"Bel agrisi çözümünde ve bel fitiginin ameliyatsiz çözümünde uygulanan algolojik yöntemler çok fazladir. Bunlar içerisinde en etkilisi ve bilimsel olarak kanitlanan ''Transforaminal ya da Anterior Spinal Enjeksiyonlar'' yer almaktadir. Bu çözümler hemen hemen günü birlik olarak yapilmakta ve hastanin hastanede kalmasini gerektirmeyen yöntemler olmaktadir. Birçok hastada bu çözümlerden fayda görmekte, birçogunda uzun süreli bel agrisi kontrolü saglanmaktadir.

Hastalar genellikle bu tedavilerle ilgili öncelikle bilgilendirilmeli sonrasinda kismen küçük olan bu islemlerle bel agrisini çekmek zorunda olmadiklari ve bu tedavilerden fayda görme ihtimalleri dikkatlice anlatilmalidir. Hastalar bu tedaviyi olduktan sonra günlük hayatlarina dikkatli devam etmeliler ve agrilarini arttiracak faaliyetlerden de uzak durmalari gerekmektedir."

- "Oturma süreleri kisa tutulmali"

Doç. Dr. Ahmet Ögrenci, günlük hayatta oturarak çalisan insanlarin oturma sürelerini kisa tutmalari, oturma sekillerini dik olacak sekilde ayarlamalari, belin arkasindaki çukur dedigimiz bölgeye mutlaka destek ile oturmalari tavsiyelerinde bulundu.

Ögrenci, "Aslinda omurga yapimizi yegane bozan seylerin basinda dik oturmamamiz, desteksiz oturmamiz ve oturma süresinin uzun olmasi ve öne egilerek süre geçirmemizdir. O nedenle hastalarin ilk anda bel agrisinin nedenini kendilerine yaptiklari tek bir harekete bagli olarak suçlamalari dogru degildir. Hastalar bunlari unutmamali ve özellikle genetik faktörlerin en önemli nokta oldugunu bilmeleri gerekmektedir. Hekimler hastalarin agrilarini kontrol altina aldiktan sonra is hastalara düsmektedir. Hastalarin bu önerileri önemsemesi ve dikkat etmesi gerekmektedir." ifadelerini kullandi.