Marmara Denizi'ndeki balik stoklari denizanasi tehdidi altindaGülseli Kenarli- Istanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dekani Prof. Dr. Melek Isinibilir Okyar:- "Marmara Denizi'nde son 20 yilda 20-30 yeni denizanasi türü tespit ettik. Son yillarda denizanalari, biyokütle açisindan planktonun yüzde 90-95'ini olusturur hale geldi"- "Besin açisindan baliklarla rekabet halindeler ve ne kadar çok denizanasi olursa baligin pastadan aldigi pay o kadar düsüyor, besin azligiyla karsi karsiya kaliy

ISTANBUL (AA) - GÜLSELI KENARLI - Istanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dekani Prof. Dr. Melek Isinibilir Okyar, Marmara Denizi'nde son 20 yilda 20 ila 30 yeni denizanasi türü tespit ettiklerini, besin rekabetine girdikleri için balik stoklarinin üzerinde olumsuz etkilerinin oldugunu söyledi.

AA muhabirine konusan Okyar, yaklasik 550 milyon yildir herhangi bir morfolojik degisim geçirmeden gezegendeki varliklarini sürdüren denizanalarinin, hayatta kalma konusunda çok basarili organizmalar olduklarini belirtti.

Denizanalarinin, denizdeki sicaklik ve tuzluluk gibi degisimlere tahammüllerinin yüksek oldugunu vurgulayan Okyar, "Plankton ve zooplankton ile beslendikleri için denizanalari için yogun bir besin söz konusu. Baski yaratabilecek canlilar da insan aktivitelerinin etkileriyle ekosistemden çekildi, rekabet edebilecegi bir canli bulunmuyor." dedi.

Her canli gibi denizanalarinin da ekosistemde rolünün olduguna isaret eden Okyar, "Bunlarin üzerinden beslenen canlilar da var, en çok bilineni deniz kaplumbagalari. Bunun disinda ekosistemde 120'nin üzerinde balik, denizanasi üzerinden besleniyor, besin zincirinde yeri var. Sardalya, kiliç baligi, çaça baligi, üreme döneminde denizanalari üzerinden besleniyor. Yunuslar, yavrularini egitmek için denizanalarini kullaniyor ancak bu balik türlerinin ve deniz kaplumbagalarinin sayisinda büyük bir azalma var." degerlendirmesinde bulundu.

Denizanasi popülasyonunun artmakta oldugunu ifade eden Okyar, bunun nedenlerine iliskin su bilgileri verdi:

"Iklim degisikligi söz konusu, kuraklik yasiyoruz. Nehirlere kurulan barajlarla denizler, nehirlerle yenilenme özelliklerini kaybetti. Denizlere azot, fosfor gibi evsel, endüstriyel, tarimsal atiklarin girdisi artmis durumda. Küresel isinmaya bagli olarak denizlerde 'dogal bariyer' diye adlandirdigimiz sicakligin, kuzeye dogru genislemesiyle birlikte, sicaklikla sinirlandirilmis canlilar da daha fazla kuzeye dogru göçmeye basladilar. Diger yandan asiri avcilik söz konusu, çok güçlü donanimlara sahip endüstriyel balikçiligimiz var ve av sezonunda denizanasi üzerinden beslenen baliklari avliyorlar. Kiyilardaki insan kaynakli, tahta, beton gibi yapilar, sularin kendini yenilemesini engelliyor ve denizanasi larvalari bu gibi sert zeminlere sabitlenerek popülasyonlarini gelistiriyorlar."

- Denizanasi popülasyonunun artisinda plastiklerin etkisi

Okyar, denizlerdeki plastik kirliliginin denizanalarinin popülasyon artisinin nedenlerinden biri olduguna dikkati çekti.

Plastiklerin denizanalarinin hem kendilerini sabitleyecegi sert bir alan olusturdugunu hem de normalde bulunamayacaklari yerlere göç etmelerinde aktif rol oynadigini belirten Okyar, "Marmara Denizi'nin göbeginde normalde denizanasi artisi görmezsiniz, kiyisal alanlarda görürsünüz. Kiyidaki ekosistem daha uygundur ama plastige kendilerini sabitleyerek derin denizlere de yayilmaya basladilar." diye konustu.

Marmara Denizi'nde son 20 yilda 20-30 yeni denizanasi türü tespit ettiklerini, bunlarin bazilarinin gemilerin balast sulariyla, bazilarinin da iklim degisikligine bagli olarak Çanakkale Bogazi vasitasiyla ulastigini anlatan Okyar, son yillarda denizanalarinin biyokütle açisindan planktonun yüzde 90-95'ini olusturur hale geldigini söyledi.

Denizanalari ve baliklarin zooplanktonik organizmalardan beslendigine isaret eden Okyar, sözlerini söyle sürdürdü:

"Besin açisindan baliklarla rekabet halindeler ve ne kadar çok denizanasi olursa baligin pastadan aldigi pay o kadar düsüyor, besin azligiyla karsi karsiya kaliyor. Denizanalari, ayrica baliklarin yumurta ve larvalari üzerinden besleniyor, baliklari üreme yönünden de etkiliyor. Denizdeki plankton üzerindeki baskinligi, balik yumurta ve larvalari üzerinden beslenmesi, gelecekteki balik stoklarinin olusmasini engelliyor."

Gelecekte birçok balik türünün yok olabilecegi tahmininde bulunan Okyar, "Siz çocugunuza 'Tabagindaki baligi ye.' yerine, 'Tabagindaki denizanasini ye.' diyebilirsiniz. Sistem o yöne dogru evriliyor. Denizanalari, degisen ekosisteme tahammül gösterebilen canlilar. Çok fazla sayida üreyebiliyorlar, beslenme yelpazeleri genis, özellikle vurduklari canli grubu ne yazik ki baliklar." ifadelerini kullandi.

- "Çözümü kolay degil"

Okyar, denizanalarinin sadece Türkiye'de degil tüm dünya denizlerinde artis egilimi gösterdigini kaydederek, "Japonya, Çin denizleri gibi son derece sorunlu bölgeler, Akdeniz'de Israil, Fransa, Ispanya, Italya, farkli denizanasi türleriyle sikinti yasayan ülkeler." dedi.

Denizanalarinin popülasyon artisina çözüm bulmanin kolay olmadigini vurgulayan Okyar, konusmasini söyle tamamladi:

"Sadece bir-iki yilin birikimi degil, yillarca biz Marmara Denizi'ni acimasizca kullanmisiz. Yerel yönetimler, bakanliklar el ele vererek birlikte çalismak durumundalar. Derin desarjlarin kalkmasi lazim. Ileri biyolojik aritimlarin kurulmasi lazim. Gelecek stoku olusturacak baligi denizde birakmamiz lazim."