Gezegenin sagligina "sifir atik" katkisiBiriz Özbakir- Samsun Ondokuz Mayis Üniversitesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Ardali: - "Her yil yaklasik 931 milyon ton gida israf ediliyor ve 2040 yilina kadar her yil 37 milyon tona kadar plastik atigin okyanuslara karismasi bekleniyor. Eger 'gida kaybi ve israfi' bir ülke olsaydi, sera gazi emisyonlarinin üçüncü büyük kaynagi olurdu" - "Sifir Atik felsefesi dogru uygulandigi takdirde gezegen, insan, hayvan ve bitki sagligi için tehdit olusturan, topr

Gezegenin sagligina "sifir atik" katkisiBiriz Özbakir- Samsun Ondokuz Mayis Üniversitesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Ardali:
- "Her yil yaklasik 931 milyon ton gida israf ediliyor ve 2040 yilina kadar her yil 37 milyon tona kadar plastik atigin okyanuslara karismasi bekleniyor. Eger 'gida kaybi ve israfi' bir ülke olsaydi, sera gazi emisyonlarinin üçüncü büyük kaynagi olurdu"
- "Sifir Atik felsefesi dogru uygulandigi takdirde gezegen, insan, hayvan ve bitki sagligi için tehdit olusturan, topr

ISTANBUL (AA) - BIRIZ ÖZBAKIR - Samsun Ondokuz Mayis Üniversitesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Ardali, atiklar nedeniyle olusan çevre sorunlarina dikkati çekerek, dogru uygulandigi takdirde sifir atik felsefesinin; gezegen, insan, hayvan ve bitki sagligi için tehdit olusturan, topraga, suya ve havaya yapilan zararli tüm desarjlari ortadan kaldiracagini söyledi.

Türkiye'nin, iklim degisikligi ile mücadele ve sürdürülebilir kalkinma planlari kapsaminda Birlesmis Milletler (BM) Genel Kuruluna sundugu "Sifir Atik" karari 14 Aralik 2022'de kabul edildi. Böylece, Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan'in esi Emine Erdogan himayesinde yürütülen "Sifir Atik Projesi", BM Genel Kurulu karariyla desteklenmis oldu. Genel Kurul, aldigi kararla 30 Mart'i Uluslararasi Sifir Atik Günü ilan etti.

AA muhabirine degerlendirmelerde bulunan Ardali, Uluslararasi Sifir Atik Günü'nün, sürdürülebilir tüketim ve üretim kaliplarini tesvik etmeyi, döngüsellige yönelik toplumsal degisimi desteklemeyi ve sifir atik girisimlerinin 2030 Sürdürülebilir Kalkinma Gündemi'ne katkisi konusunda farkindalik yaratmayi hedefledigini belirtti.

Sifir atik felsefesinin öncelikle atiklari azaltmaya ve ürünleri yeniden artirmaya, ardindan geri dönüsümüne ve geri kalanini kompostlamaya odakli oldugunu anlatan Ardali, "Amaç, depolama sahalarina, atik yakma firinlarina veya okyanusa hiçbir çöpün gönderilmemesi ve kaynaklarin topraga gömülmemesi. Sifir Atik felsefesi dogru uygulandigi takdirde, gezegen, insan, hayvan ve bitki sagligi için tehdit olusturan, topraga, suya ve havaya yapilan zararli tüm desarjlari ortadan kaldiracaktir." dedi.

Atik sektörünün çevre kirliligindeki payinin her geçen gün arttigini kaydeden Ardali, "Her yil yaklasik 931 milyon ton gida israf ediliyor ve 2040 yilina kadar her yil 37 milyon tona kadar plastik atigin okyanuslara karismasi bekleniyor. Eger "gida kaybi ve israfi" bir ülke olsaydi, sera gazi emisyonlarinin üçüncü büyük kaynagi olurdu." ifadelerini kullandi.

- "Atiklari ayni kovada toplamak, geri dönüstürülebilecek atiklarin çöp olmasi demek"

Atiklarin kaynaginda ayristirilmasinin atik miktarinin azaltilmasinda önemli bir rol oynayacagini vurgulayan Ardali, söyle devam etti:

"Evlerimizden, isyerlerimizden kaynaklanabilecek atiklarin yüzde 55’ini sebze, meyve gibi organik atiklar, yüzde 6’sini plastik, yüzde 8’ini kagit-karton, yüzde 3’ünü cam, yüzde 1’ini metal, kalan kismini ise diger atiklar olusturmaktadir. Bu oranlara baktigimizda atiklarimizin çok büyük bir kisminin degerlendirilebilir, bir baska ifadeyle geri kazanilarak ham madde olup yeni ürünlere dönüstürülebilir atiklar oldugunu görüyoruz. Tüm bu atiklari ayni çöp kovasinda toplamak, geri dönüstürülebilecek atiklarin gerçekten çöp olmasi demektir."

Geri dönüsümün Avrupa ülkelerinde önemli ölçüde istihdam saglayan ve gelir doguran bir sektör oldugunu bildiren Ardali, Norveç, Isveç, Hollanda, Danimarka, Isviçre, Belçika, Avusturya ve Almanya gibi ülkelerde atiklarin sadece yüzde 3'ünden daha azinin çöp depolama alanlarina gönderildigi bilgisini paylasti.

Bir kentin sifir atik sehrine dönüsebilmesi için ayni anda uygulanmasi gereken birbirine bagli bes temel ilke oldugunu ifade eden Ardali, bunlarin; "davranis degisikligi ve sürdürülebilir tüketim", "genisletilmis üretici ve tüketici sorumlulugu", "belediye kati atiklarinin yüzde 100 geri dönüsümü", "sifir depolama ve sifir yakma" ile "atiklardan yüzde 100 kaynak geri kazanimi" oldugunu söyledi.

- "Özel sektörün Sifir Atik Projesi’ne katkisi vergi indirimleri ile saglanabilir"

Türkiye’de 2017 yilinin Ekim ayinda baslatilan Sifir Atik Projesi’nin kesintiye ugramadan uzun yillar devam etmesi ve bir yasam biçimi haline gelmesi için çevre koruma bilincinin güçlendirilmesi gerektigini isaret eden Ardali, projenin sürdürülebilirligi ve etki alaninin gelistirilmesi için yapilabileceklerle iliskin su önerilerde bulundu:

"Geri kazanimin tesvik edilmesi ve atiklarin kaynakta ayri toplanmasi için uygulanan pilot proje sayisi artirilmali. Kaynak kullanimini ve israfi azaltmak için is modellerini, mallari ve ambalajlari yeniden tasarlayarak üretim ve tüketim seklini degistirme, tüketimin miktarini, zararliligini ve ekolojik ayak izini en aza indirme, ürünleri veya bilesenleri tasarladiklari amaç için yeniden kullanma, atik haline gelen ürünleri kontrol etme, temizleme veya onarma, ayri toplanan atiklarin yüksek kaliteli malzeme geri kazanimini saglama, yüksek kaliteli uygulamalar için karisik atiklardan malzemeleri geri kazanma ve ayirma islemleri yapilmalidir."

Atiklarin geri dönüstürülme oraninin yüzde 13 oldugu Türkiye'nin, AB ülkelerindeki yüzde 46’lik geri dönüsüm oranina yetisebilmesi için evlerde kaynaginda ayristirilan atiklari toplayan bir sisteme geçmesi gerektigini belirten Ardali, "Pek çok Avrupa ülkesinde, hane halklari ne kadar az atik üretirse o kadar az vergi ödemektedir. Türkiye’de de özel sektörün Sifir Atik Projesi’ne katkisi özellikle vergi indirimleri ile saglanabilir. Çevre bilinci yüksek firmalara zaman zaman çevre ödülleri verilmesi de projeye olan ilgiyi canli tutar." degerlendirmesinde bulundu.

Ardali, Sifir Atik Projesi’ne dahil olan kurumlarin ve katilimcilarin, atiklarla ekonomiye nasil bir katki sundugunun ortaya konmasi, bu noktada bir atik takip sistemi kurulmasi ve atigin akibetinin takip edilebiliyor olmasi gerektigini dile getirdi.