Cumhurbaskanligi Iletisim Baskanliginca düzenlenen "Istanbul Güvenlik Forumu" basladiMehmet Yusuf Melikoglu- Cumhurbaskanligi Iletisim Baskani Fahrettin Altun: - "(CHP Genel Baskani Kiliçdaroglu'nun iddialari) Dedikoduya, iftiraya, yalana bu derece tesne bir muhalefet anlayisini, demokrasimiz için büyük bir risk olarak görüyoruz. Demokrasinin en büyük düsmani dezenformasyonla mücadeleyi öncelik haline getiren Cumhurbaskanligi Iletisim Baskanligi'ndan ancak ve ancak dezenformasyonu aliskanlik hal

Cumhurbaskanligi Iletisim Baskanliginca düzenlenen "Istanbul Güvenlik Forumu" basladiMehmet Yusuf Melikoglu- Cumhurbaskanligi Iletisim Baskani Fahrettin Altun:
- "(CHP Genel Baskani Kiliçdaroglu'nun iddialari) Dedikoduya, iftiraya, yalana bu derece tesne bir muhalefet anlayisini, demokrasimiz için büyük bir risk olarak görüyoruz. Demokrasinin en büyük düsmani dezenformasyonla mücadeleyi öncelik haline getiren Cumhurbaskanligi Iletisim Baskanligi'ndan ancak ve ancak dezenformasyonu aliskanlik hal

ISTANBUL (AA) - Cumhurbaskanligi Iletisim Baskani Fahrettin Altun, CHP Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu'nun iddialarina iliskin, "Dedikoduya, iftiraya, yalana bu derece tesne bir muhalefet anlayisini, demokrasimiz için büyük bir risk olarak görüyoruz. Demokrasinin en büyük düsmani dezenformasyonla mücadeleyi öncelik haline getiren Cumhurbaskanligi Iletisim Baskanligi'ndan ancak ve ancak dezenformasyonu aliskanlik haline getirenler, dezenformasyonu ana siyaset malzemesi haline getirenler rahatsiz olabilir. Hakikat ve temiz iletisim için yürüttügümüz çalismalardan sadece ve sadece trol aglari ve kölelestirilmis hesaplarla sosyal medyayi manipüle etmeye çalisanlar rahatsiz olurlar. Onlari rahatsiz etmeye devam edecegiz." dedi.

Altun, Cumhurbaskanligi Iletisim Baskanligi'nca Conrad Otel'de düzenlenen "Istanbul Güvenlik Forumu"nun (IGF) açilisinda yaptigi konusmada, forumun, güvenlik alaninda küresel bir diyalog platformu olusturmak maksadiyla hayata geçirildigini söyledi.

Istanbul Güvenlik Forumu'nun, kapsayici temalariyla güvenlik alaninda teorik ve pratik çalismalara önemli katkilar yapacagina inandiklarini vurgulayan Altun, "Güncel bölgesel ve küresel güvenlik sorunlarina çözüm önerileri sunacagimiz bu forumu, güvenlik ekosistemi için güçlü bir platform haline getirme gayreti içinde olacagiz." dedi.

Deprem sürecinde milletin büyük bir dayanisma örnegi gösterdigini belirten Altun, sözlerine söyle devam etti:

"Bu süreçte Türkiye, çok büyük bir uluslararasi destek ve dayanisma da gördü. Ülkemizin yillardir dünyanin dört bir yaninda sergiledigi muazzam cömertlige karsi büyük bir vefa gösterildigine sahit olduk. Gerek arama-kurtarma gerek insani yardim desteklerini esirgemeyen uluslararasi topluma tesekkür ediyoruz. Hiç kuskusuz afetler, küresel sorunlarindan biridir. Dolayisiyla depremlerden sellere, bütün afetlere karsi hazirlik, müdahale ve iyilestirme süreçlerinde uluslararasi is birligini artirmak, küresel güvenligin tesisi noktasinda da hayati önemli bir unsurdur. Türkiye, son 20 yilda afet yönetiminin tüm boyutlarina yaptigi büyük yatirimlarla muazzam bir tecrübe ve kapasite gelistirmistir. Ülkemiz bu alandaki gücünü 6 Subat'ta yasanan asrin felaketindeki müdahale ve hemen sonrasinda hizla baslattigi yeniden insa faaliyetlerinde bir kez daha göstermistir."

- "Iklim degisikligi, çevre sorunlari, dogal afetler küresel güvenligin ihmal edilemeyecek temel meseleleridir"

21. yüzyilin güvenlik tehditlerinin, salt devletler arasi anlasmazliklar, bölgesel çatismalar veya savaslari içeren gelismelerden ibaret olmadigina dikkati çeken Altun, "Iklim degisikligi, çevre sorunlari, dogal afetler ve bunlarin ortaya çikardigi sonuçlar da küresel güvenligin görmezden gelinemeyecek, ihmal edilemeyecek temel meseleleridir. Iklim degisikliginin ve dogal afetlerin, tarimsal faaliyetleri, canli türlerini, insan sagligini ve yasamini dogrudan etkilemesi, çevre sorunlarinin küresel ölçekte ele alinmasini zorunlu kilmaktadir. Ülkelerin sosyo-ekonomik yapilarini dogrudan etkileyen iklim degisikligi kapsamindaki sorunlarin su ve gida krizlerini, yeni çatismalari ve iklim mülteciligi gibi yeni kavramlari karsimiza çikardigini görüyoruz." ifadelerini kullandi.

Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan'in iklim degisikligi ve çevre sorunlarinin sürdürülebilir kalkinma ile yesil dönüsüm odakli her çalismaya ayri bir önem verdigini kaydeden Altun, "Bu dogrultuda, 2053 Yili Net Sifir Emisyon hedefimiz dogrultusunda 2030'a kadarki emisyon azaltma hedefimizi iki katina çikardik. Iklim Kanunu'muzu insallah önümüzdeki dönemde meclisimiz ele alacak. Birlesmis Milletler 31. Iklim Konferansi'na ev sahibi adayi olmamiz da konuya verdigimiz önemi gösteriyor." diye konustu.

Küresel isinmaya sebep olan diger sera gazlarina yönelik çalismalari da sürdürdüklerini aktaran Altun, "Sayin Cumhurbaskanimizin esi Emine Erdogan Hanimefendi tarafindan himaye edilen 'Sifir Atik Projesi', Birlesmis Milletler Genel Kurulu'nda 2022 yilinda kabul edilen bir kararla küresel ölçege tasindi. Ve 30 Mart, 'Uluslararasi Sifir Atik Günü' ilan edildi. Yesil dönüsüme verdigimiz önemin bir diger göstergesi de milli gururumuz TOGG'un elektrikli bir otomobil olarak üretilmesi ve yollara çikmis olmasidir." dedi.

- Küresel salginlar

Küresel salginlarin da dünyayi etkileyen önemli bir güvenlik krizi olduguna isaret eden Altun, tüm dünyanin küresel saglik mimarisinin, güvenliginin büyük bir kriz yasadigi koronavirüs salgini sonuçlariyla agir bir sekilde yüzlestigini, hala da yüzlesmeye devam ettigini belirtti.

Devletlerin yönetim becerilerinin de sinandigi küresel salgin döneminde Türkiye'nin basarili ve örnek bir mücadele yürüttügünü vurgulayan Altun, "Sayin Cumhurbaskanimizin liderliginde son 20 yilda yapilan yatirimlarla kurdugumuz güçlü saglik sistemimizin, sehir hastanelerimizin avantajlarini bu süreçte görmüs olduk." dedi.

Salgin döneminde toplumsal ihtiyaçlarin karsilanmasinda da herhangi bir zafiyete asla müsaade edilmedigini belirten Altun, "Maskeden solunum cihazina, elimizdeki tüm imkanlari dünyanin dört bir yanindaki dost ve kardes halklarla paylastik, yerli asimiz TURKOVAC'i milletimizle birlikte tüm insanligin hizmetine sunduk." diye konustu.

- "Göç ve mülteci krizi, terörizm gibi sorunlar bölgenin en acil çözüme kavusturulmasi gereken sorunlaridir"

Altun, son 30 yilda bölgesel ve yerel düzeydeki savaslarin, iç karisikliklarin küresel boyutlara ulasan etkilerini bütün dünyanin daha önce hiç olmadigi kadar tecrübe ettigini söyledi.

"Irak ve Afganistan'in isgalini izleyen sürecin, basta bölge ülkelerine yaptigi olumsuz etkiler ve sebebiyet verdigi güvenlik sorunlari hepinizin malumu" diyen Altun, konusmasini söyle sürdürdü:

"2011 yilindan bu yana Suriye iç savasi, neden oldugu çatisma ortaminin yani sira tüm dünyayi alarma geçiren bir uluslararasi terörizm tehdidini gündeme getirdi. Ayrica, DEAS ve PYD/YPG gibi terör örgütlerinin istismarina alan açan bir bölgesel ve küresel istikrarsizlik ortami yaratti. Suriye'deki çatisma, büyük insanlik trajedilerine neden oldugu gibi, milyonlarca insanin basta komsu ülkelere göç etmek üzere yerinden yurdundan olmasina yol açti. Bugün göç ve mülteci krizi ya da terörizm gibi sorunlar bölgenin hala en acil çözüme kavusturulmasi gereken sorunlaridir.

Rusya-Ukrayna Savasi da bizlere bir kez daha bölgesel çatisma ve güvenlik meselelerinin küresel boyutunu gösterdi. Savasin görünür kildigi jeopolitik kirilmalarin yaninda, enerjiden gidaya erisime kadar ortaya çikan zorluklar ve uluslararasi nitelikteki ekonomik kriz, en güncel bölgesel ve uluslararasi gündem maddeleri haline geldi. Basladigi günden bu yana Rusya-Ukrayna Savasi, bölgesel baris ve istikrarin saglanmasi bakimindan devletlerarasi diplomatik müzakerelerin önemini gözler önüne sererken, bizleri uluslararasi toplumun, küresel güvenligin temini noktasindaki sorumluluguyla ilgili yeniden düsünmeye sevk etti."

- "Terörle uluslararasi bir mücadele anlayisi gelistirilmesi mecburidir"

Günümüzün en mühim güvenlik tehditlerinden birinin küresel nitelikteki terörizm meselesi oldugunun altini çizen Altun, "Bu noktada, siddetten beslenen terör yapilarinin hedefinin yalnizca bir ülke veya onun vatandaslari degil, tüm insanlik oldugu unutulmamalidir." dedi.

Terör örgütlerinin saldirilarinin dil, din, irk, cografya gözetmeksizin tüm insanliga yöneldigini ifade eden Altun, "Tam da bu nedenle terörizmin her boyutuyla önlenmesi, mücadele edilmesi, yaptirim uygulanmasi adina bir kararlilik ortaya konmasi çok ama çok önemlidir. Bunun için terör örgütleri arasinda ayrim yapilmaksizin ve terör eylemlerinin hangi cografyada gerçeklestirildigine bakilmaksizin uluslararasi bir mücadele anlayisi gelistirilmesi mecburidir." dedi.

- "Terör örgütlerinin sinirlarimiz içindeki varligini hamdolsun bitirme noktasina geldik"

Türkiye'nin tüm dünyaya örnek bir terörle mücadele performansi ortaya koydugunu vurgulayan Altun, "Ülkemiz gerek milli güvenligimizi gerek bölgesel baris ve istikrari tehdit eden PKK/YPG'den DEAS ve FETÖ'süne tüm terör örgütleriyle etkili bir sekilde mücadele yürütmüstür, yürütmeye devam etmektedir. Bu mücadele sayesinde terör örgütlerinin sinirlarimiz içindeki varligini hamdolsun bitirme noktasina geldik.

Sayin Cumhurbaskanimizin ortaya koydugu terörü kaynaginda bitirme stratejisiyle terörü sinirlarimiz disinda da bogmaya devam ettik. Gerçeklestirdigimiz nokta operasyonlar, Türkiye'yi DEAS'la en etkin ve sonuç alici mücadele yürüten devlet konumuna getirmistir." dedi.

Milli Istihbarat Teskilati'nin, Suriye'de gerçeklestirdigi operasyonla DEAS terör örgütünün sözde lideri Ebu Hüseyin El Kureysi kod adli kisiyi etkisiz hale getirdigini hatirlatan Altun, "Türkiye'nin DEAS'la mücadelesi, kendi milli güvenliginin yaninda, bölgesel güvenligi de tahkim ediyor. Fakat ne yazik ki Türkiye'nin bu çabasinin özellikle Bati dünyasinda kabul edilmedigini görüyoruz. Son yapilan operasyonun ne anlama geldigi açik ve nettir. Türkiye'nin DEAS'la mücadelesinin ne denli önemli bir mücadele oldugunu göstermistir. Ayni zamanda DEAS liderinin etkisiz hale getirilmesi Türkiye'nin gelistirmis oldugu uluslararasi operasyon kabiliyetini de ve kapasitesini de ortaya koymustur. ABD basta olmak üzere birçok ülkenin pesinde oldugu, sözde pesinde oldugu bu sahsi, Türkiye etkisiz hale getirmistir." diye konustu.

Altun, Türkiye'nin PKK/YPG'yle mücadelesinin, kendi milli güvenliginin yaninda, Suriye'nin ve Irak'in toprak bütünlügüne ve istikrarina da fayda sagladigini, FETÖ ile mücadelesinin de kendi güvenliginin yaninda, bu karanlik ve kanli örgütün, bulundugu ülkeler için olusturdugu tehditleri önlemeye de hizmet ettigini söyledi.

Terör örgütlerinin dogrudan hedefi olarak bu yapilarla kararli bir mücadele yürüten Türkiye'nin, bu mücadelede hak ettigi destegi ve dayanismayi görmedigini aktaran Altun, "Hatta mücadele ettigi terör örgütlerinin ve teröristlerin çesitli ülkelerce desteklendigini görüyoruz. Türkiye sadece yalniz birakilmamakta, ayni zamanda mücadele ettigi terör örgütleri, Türkiye'nin müttefiki oldugu söylenen ülkeler tarafindan desteklenmektedir. Bunun izahi mümkün degildir. Ne olursa olsun bununla mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir." diye konustu.

- "Bilin ki cebinizde tasidiginiz bu akrep bir gün gelir sizi sokar"

Terörle mücadele adi altinda bir baska terör örgütünü besleyenlerin küresel terörizmle mücadeleye ihanet ettigini belirten Altun, "Bu ülkeler kendilerine de bedel ödetecek bu yanlis stratejiden bir an önce dönmelidirler. Bilin ki terör örgütlerinden müttefik olmaz. Bilin ki terör örgütleri arasinda ayrim yaparak, bir terör örgütünü bir digerine karsi kullanarak terörle mücadele yapilmaz. Bilin ki harladiginiz bu ates bir gün gelir sizi yakar. Bilin ki cebinizde tasidiginiz bu akrep bir gün gelir sizi sokar." dedi.

Türkiye'nin kendi gücüyle, milli sinirlarini korumaya ve ulusal güvenligini saglamaya muktedir oldugunu dile getiren Altun, "Ülkemiz Sayin Cumhurbaskanimizin liderliginde son yillarda hayata geçirilen savunma sanayii atilimlariyla her türlü güvenlik tehdidine karsi yeteneklerini daha üst noktalara tasimistir, tasimaya devam edecektir. IHA'larimiz, SIHA'larimiz, Hürkus'umuz, Kizilelma'miz, Altay tankimiz, Milli Muharip Uçagimiz Kaan ve daha birçok atilimimiz sayesinde artan askeri kapasitemizle, terörle mücadele edip ulusal sinirlarimizi korurken, bölgesel ve küresel istikrar ve güvenlige katki sunmayi sürdürecegiz." seklinde konustu.

- "Türkiye'nin arabulucu rolü sayesinde küresel gida tedarik zinciri, üzerindeki baskiyi hafifleten adimlar atilabilmistir"

Fahrettin Altun, Türkiye'nin bugün Cumhurbaskani Erdogan'in liderliginde kendi ulusal güvenligini tahkim etmenin yaninda hem bulundugu bölgede hem de uluslararasi boyutta barisi koruyan, güvenligi temin eden ve istikrar saglayan bir güç konumunda oldugunu ifade etti.

Türkiye'nin, bölgesel güvenligin saglanmasinin, küresel güvenligin de anahtari oldugu farkindaligiyla hareket ettigini aktaran Altun, söyle konustu:

"Rusya-Ukrayna Savasi'nin bir an önce sona erdirilmesi için en basindan beri sadece diplomatik çözümlere odaklanan Türkiye, savasan taraflarla Sayin Cumhurbaskanimizin liderliginde her zaman diyalog içinde olmustur. Türkiye'nin arabulucu rol üstlendigi girisimleri sayesinde tahil koridoru anlasmasinin imzalanmasiyla küresel gida tedarik zinciri üzerindeki baskiyi hafifleten adimlar atilabilmistir. Türkiye, taraflar arasinda kalici çözüm saglanana kadar da hem Rusya ve Ukrayna'yi hem de uluslararasi toplumu süreçlere dahil ederek bu dogrultudaki diyalog gayretlerini sürdürecektir.

Türkiye, uluslararasi düzeyde üstlendigi roller, yüklendigi sorumluluklar ve gelistirdigi söylemlerle, barisin ve güvenligin teminati olmaya devam edecektir. Türkiye ayni zamanda Cumhurbaskanimiz Sayin Recep Tayyip Erdogan'in 'Dünya 5'ten Büyüktür' ve 'Daha Adil Bir Dünya Mümkün' siariyla isaret ettigi uluslararasi sistemin reform ihtiyacini her platformda vurgulayacaktir. Çünkü biliyoruz ki bugünün kosullarina uyum saglayamayan hiçbir kurumsal yapi, varligini sürdüremez. Güncel güvenlik kaygilarina cevap veremeyen uluslararasi toplum, etkin çözümler üretemez. Türkiye olarak bu bilinçle uluslararasi sisteme iliskin elestirilerimizle birlikte yapici ve gerçekçi çözüm önerilerimizi dile getirmeye devam edecegiz."

- "Dünyanin neresinde olursa olsun dezenformasyon demokrasiler için bir tehdittir”

Günümüz güvenlik meselelerinin yogunlastigi alanlardan birinin de dijital dünya olduguna isaret eden Altun, dijital ve teknolojik gelismelerin etkisiyle en fazla degisim ve dönüsümün iletisim ve medya alaninda yasandigini söyledi.

Haberin ve bilginin kaynaginin çesitlendigi ve hizinin arttigi bu dijital çagda, bilginin güvenirligine iliskin sorgulamalarin, ulusal ve uluslararasi boyutta tartisilmasi gereken bir güvenlik meselesi haline geldiginin altini çizen Altun, sunlari kaydetti:

"Yalan haber, dezenformasyon, mezenformasyon gibi sorunlara karsi devletler, toplumlar ve bireyler mutlaka bilinçlenmeli ve bunlarin olusturdugu veya olusturabilecegi güvenlik risklerine yönelik tedbirleri gelistirmek durumundadir. Dezenformasyon, hiç kuskusuz, demokrasiler için de büyük bir tehdittir. Dünyanin neresinde olursa olsun dezenformasyon demokrasiler için bir tehdittir. Bu nedenle demokratik ortamin dezenformasyondan arindirilmasi; hakkaniyetli, güvenli ve temiz bir iletisim ortaminin tesis edilmesi için hep birlikte mücadele etmeliyiz."

- Altun'dan CHP Genel Baskani Kiliçdaroglu'nun iddialarina yanit

Fahrettin Altun, "Elbette yalani aliskanlik edinmis, yalan siyasetini kurumsal hale getirmis olanlar huylarindan vazgeçmeyecek." diyerek, söyle devam etti:

"Dün gece CHP Genel Baskaninin yalan siyasetinin sinir tanimazligina bir kere daha sahit ettik. CHP Genel Baskaninin benimle birlikte Cumhurbaskanligi Iletisim Baskanligindaki çalisma arkadaslarima iftiralar içeren paylasimi, kendisinin siyasi çaresizliginin oldugu kadar, çevresindeki 'profesyonellerin' de strateji yoksunlugunun yeni bir göstergesi olmustur. Ülke disindan hizmet aldigi ajans tarafindan yazilan tezvirat dolu bir tweetle kamu görevlilerinin hedef gösterilmesini, tehdit edilmesini asla kabul etmiyoruz.

Dedikoduya, iftiraya, yalana bu derece tesne bir muhalefet anlayisini, demokrasimiz için büyük bir risk olarak görüyoruz. Sunu çok açik ve net bir sekilde biliyoruz: Demokrasinin en büyük düsmani dezenformasyonla mücadeleyi öncelik haline getiren Cumhurbaskanligi Iletisim Baskanligi'ndan ancak ve ancak dezenformasyonu aliskanlik haline getirenler, dezenformasyonu ana siyaset malzemesi haline getirenler rahatsiz olabilir. Hakikat ve temiz iletisim için yürüttügümüz çalismalardan sadece ve sadece trol aglari ve kölelestirilmis hesaplarla sosyal medyayi manipüle etmeye çalisanlar rahatsiz olurlar. Onlari rahatsiz etmeye devam edecegiz. "

- "Biz isimize bakiyor, milletimize hizmet etmeye devam ediyoruz"

"Biz isimize bakiyoruz; milletimize hizmet etmeye devam ediyoruz." diyen Altun, sunlari kaydetti:

"Biz bu karalamalara, iftiralara, yalanlara aldiris etmeden Sayin Cumhurbaskanimizin liderliginde Türkiye Yüzyili'nin ayni zamanda iletisimin yüzyili olmasi için gayret göstermeyi sürdürecegiz. Sistematik yalanla, dezenformasyonla mücadele, bizim Türkiye olarak yürüttügümüz hakikat mücadelesinin bir parçasidir. Biz dezenformasyonu bir milli güvenlik tehdidi, dezenformasyonla mücadeleyi de bir milli güvenlik meselesi olarak görüyoruz. Bu konuda Cumhurbaskanligi Iletisim Baskanligi koordinasyonunda tüm kurum ve kuruluslarimizin katki verdigi bir dezenformasyonla mücadele kapasitesi olusturduk."

21. yüzyilin her alanda karmasik ve güvensiz ortaminin, güvenlik kavramina genis kapsamli yaklasmayi gerektirdigini aktaran Altun, uluslararasi güvenlik kosullarina global ölçekte bir çözüm üretebilecek kabiliyet ve mekanizmalarin gelistirmesinin hayati derecede önemli oldugunu belirtti.

Altun, karsi karsiya kalinan güvenlik sinamalarina karsi direnç olusturma ve bunlarin olumsuz etkilerinin azaltilmasinin, uluslararasi toplumun öncülük ettigi bir dayanisma ve is birligiyle mümkün olabilecegini sözlerine ekledi.