Cumhurbaskanligi Iletisim Baskani Altun, "Bir Hakikat Savunucusu Olarak Necip Fazil Paneli"nde konustu:Irem Demir- "Recep Tayyip Erdogan, 'Büyük Türkiye' davasinin öncüsüdür. Inaniyorum ki aziz milletimiz, 'Büyük Türkiye' davasina ve bu davanin liderine sahip çikacak ve 28 Mayis'ta bir kez daha Recep Tayyip Erdogan'in yaninda duracaktir"- "Ne yazik ki 2023 yilinda dahi CHP zihniyetinde bir degisiklik olmadigini görüyoruz. Ayni jakoben zihniyet bugün de aramizda yasamaya devam etmektedir. Ne mut

Cumhurbaskanligi Iletisim Baskani Altun, "Bir Hakikat Savunucusu Olarak Necip Fazil Paneli"nde konustu:Irem Demir- "Recep Tayyip Erdogan, 'Büyük Türkiye' davasinin öncüsüdür. Inaniyorum ki aziz milletimiz, 'Büyük Türkiye' davasina ve bu davanin liderine sahip çikacak ve 28 Mayis'ta bir kez daha Recep Tayyip Erdogan'in yaninda duracaktir"- "Ne yazik ki 2023 yilinda dahi CHP zihniyetinde bir degisiklik olmadigini görüyoruz. Ayni jakoben zihniyet bugün de aramizda yasamaya devam etmektedir. Ne mut

ISTANBUL (AA) - Cumhurbaskanligi Iletisim Baskani Fahrettin Altun, "Recep Tayyip Erdogan, 'Büyük Türkiye' davasinin öncüsüdür. Inaniyorum ki aziz milletimiz, 'Büyük Türkiye' davasina ve bu davanin liderine sahip çikacak ve 28 Mayis'ta bir kez daha Recep Tayyip Erdogan'in yaninda duracaktir." dedi.

Sair Necip Fazil Kisakürek'in vefatinin 40. yili dolayisiyla, Iletisim Baskanligi Istanbul Bölge Müdürlügü'nde düzenlenen "Bir Hakikat Savunucusu Olarak Necip Fazil Paneli"nde konusan Altun, bir hakikat ehlini, hakikat savunucusunu, üstat Necip Fazil Kisakürek'i anmak ve anlamak üzere program düzenlediklerini söyledi.

Altun, bir yaniyla dervis, bir yaniyla serdengeçti, kürsülerin emsalsiz hatibi, büyük mütefekkir, büyük sair, fikir ve aksiyon adami Necip Fazil Kisakürek'i rahmetle ve minnetle yad ettigini belirtti.

Gayelerinin onun mümtaz sahsiyetinde sembollesen, hapislerle, mahkumiyetlerle apoletlenen hakikat mücadelesini tüm boyutlariyla anlamaya çalismak ve bu önemli mücadelenin anlasilmasina katki sunmak oldugunu ifade eden Altun, "Üstat Necip Fazil'in 26 Mayis 1904 yilinda Istanbul'da baslayan 79 yillik hayat serüveni, ayni zamanda ülkemizin çalkantili toplumsal ve siyasi hayatina da isik tutan, yakin tarihimizin önemli bir bölümünü aydinlatan bir hayattir. Necip Fazil, jakoben elitlerin millete reva gördügü zulümler karsisinda, Bati ve Dogu dünyasinin mirasini Islam'in fikir imbiginden geçirmis, askin zekasiyla ve iman harciyla karilmis düsünceleriyle, amansiz bir hakikat mücadelesi vermistir." diye konustu.

Necip Fazil Kisakürek'in fikir ve düsünce dünyasina yaptigi katkilarin son derece genis bir çerçevede ele alinmasi gereken katkilar oldugunun altini çizen Altun, Kisakürek'in yakin dönem siyasi tarihe ve Türk modernlesmesine yönelik analizleri ve tespitlerinin son derece önemli oldugunu aktardi.

Necip Fazil'in, alternatif bir hafiza siyaseti önerdigini ve zor zamanlarda, Batililasmanin neredeyse iman mertebesinde kabul gördügü zamanlarda alternatif bir tarih ortaya koydugunu dile getiren Altun, Kisakürek'in Batililasma anlatisinin disinda Türkiye'nin, Türklerin gerçek tarihini büyük bir cesaretle, gür bir sedayla ortaya koymayi basardigini söyledi.

- "Kararli hakikat savunuculugunun bedelini de zindanlara atilarak ödemistir"

Necip Fazil denildiginde akla gençlige seslenisinin geldigini aktaran Altun, sözlerine söyle devam etti:

"'Kim var?' denildiginde sagina ve soluna bakmadan 'Ben varim.' diyen bir gençlikten bahseder. Iste Necip Fazil da 'Kim var?' dendiginde sagina soluna bakmadan 'Ben varim' diyen, diyebilen bir gerçek sahsiyettir. O hakikatin mahkum edildigi bir iklimde, hakikati hakikat namina degerlendirmek, hakikati hakikat namina her ne saldiri, her ne tasallut olursa olsun devam eden, gerçek bir fikir insanidir ve bu ugurda da her çileyi göze almistir. Bu kararli hakikat savunuculugunun bedelini de zindanlara atilarak, mahkeme koridorlarini arsinlayarak, ailesinin zor durumda kalmasini göze alarak ödemistir."

Necip Fazil Kisakürek'in, "Boynunda geri adam yaftasiyla" zindanlara atildiginda dahi "Bu tekerlegin tümsekte kalmayacagini" belirten, "Yarin, elbet bizim, elbet bizimdir" diyebilen cesur bir kahraman oldugunu ifade eden Altun, "Evet, bu büyük fikir adami, edebiyattan sanata, Islam tarihinden Siyer-i Nebi'ye, ilmihalden siire, tasavvuftan iktisada, egitimden felsefeye kadar birey ve toplumu ilgilendiren pek çok meseleyi, kendi deyimiyle, 'Yasanabilir bir hayatin nasil ve niçinine dair' her alana bir sistem teklif etmeye çalismis cesur bir mütefekkirdir. Yunanlilarin Ayasofya'yi kilise yapmak için baski kurdugu bir dönemde 'Türk'ün bu topraklarda ebediyen yasayacagina inanmak, Ayasofya'nin yeniden açilacagina inanmakla es degerdir' deme cesareti göstermis bir mütefekkirdir, fikir insanidir." diye konustu.

- "Necip Fazil'in hakikat mücadelesi milyonlara güç asiladi"

Hakikati savunmanin zor oldugunu, bedel ödemek gerektirdigini ve bunun için de gerçek manada hakikat nosyonuna sahip olmak gerektigini kaydeden Altun, hakikat söz konusu oldugunda onu bayraklastirmakta, hakikatin gereklerini yerine getirmek için her seyi göze almakta bir an olsun tereddüt etmemek gerektigini ve Necip Fazil'in bu yönüyle hakikati duyurmanin ve duyumsamanin mütecessim hali oldugunu belirtti.

Altun, Aliya Izzetbegoviç'in "Tarihe Tanikligim" baslikli eserinde "Hakiki bir sair, hakiki bir sanatçi, istemese bile mücadeleye girmistir" dedigini hatirlatarak, üstat Necip Fazil Kisakürek'in de bu anlamda mücadeleye girdigini, bile isteye, bileginin hakkiyla girdigini ve bu mücadeleden alninin akiyla çiktigini söyledi.

Necip Fazil'in hakikat mücadelesinin ardi sira gelen milyonlara, kendilerine umut ve güç asiladigini vurgulayan Fahrettin Altun, sunlari kaydetti:

"Onun saçtigi tohumlar topragimizin öz tohumlaridir, ata tohumlaridir ve bu tohumlar, bu topraklarda kök salmaya, filizlenmeye devam etmektedir. Necip Fazil, inandigi davanin fikir ve aksiyon kutuplarini ayni dengede tutabilen ve buna 'çifte kanat muvazenesi' diyen büyük bir aksiyon adamidir. Malumlariniz, insanin kendisini ve yasadigi dünyayi anlayabilmesi için, derin muhasebe ikliminde olmasi ve burada zor sartlara gögüs germesi, fikir çilesini çekmesi gerekir. Üstat Necip Fazil, Islam tefekkürüne sarilarak bu anlamda milletimizin muhasebesini yapmis, tarih hükmünü yazmis, Dogu ve Bati dünyasini ayri ayri muhasebe ederek mukayese etmis, fert ve toplum planinda sorunlarin altini çizmis ve çözüm önerilerini ortaya koymustur."

- "Tiyatro ve siirde zirve noktaya oturdu"

Altun, Necip Fazil Kisakürek'in ayrica devlet ve idare sisteminin mefkuresini olusturmaya cesaret ettigini ve bu noktada önemli katkilarda, tekliflerde bulundugunu anlatti.

Sairin, yasadigi çagi sadece Türkiye özelinde degil, gönül cografyasi genelinde tahlil ettigini aktaran Altun, Agaç dergisi, Büyük Dogu dergisi, Yeniden Istanbul gazetesi ve Bugün gazetesi gibi çok önemli mecralarda mücadele verdigini, sanatiyla da yazim dünyasina, edebiyat dünyasina çok önemli katkilarda bulundugunu aktardi.

Altun, Necip Fazil'in güzel sanatlar içinde tiyatro ve siirde zirve noktaya oturdugu degerlendirmesine bulunarak, genis kitlelere ideal birey ve toplum tipini anlatmanin en önemli yolu olarak tiyatroyu gördügünü ifade etti.

Necip Fazil'in "Bir Adam Yaratmak" ve "Reis Bey" eserleriyle sanat eserleri arasinda basyapitlar ortaya koydugunu söyleyen Altun, siir alaninda ismi altin harflerle mahyalanmis "Çile"nin yerinin müstesna oldugunu belirtti.

Altun, Necip Fazil'in derdi, aski, bilgisi, cehdi, vicdani ve ameli olan bir sair oldugunu kaydederek, Çile'nin onun yüklenmis oldugu tarihi misyonun bir karsiligi, "Bir Adam Yaratmak"in ise adanmis bir ruhun göstergesi oldugunu anlatti.

Kendi degerleri ve sahsiyetiyle, bir milleti, kendi yapan ideallere dogru yönlendiren Necip Fazil'in vefatinin üzerinden 40 yil geçmis olmasina ragmen hala gençlere etki etmeye, onlari yetistirmeye ve tohum saçmaya devam etmekte oldugunu belirten Altun, "Sen bir devsin, yükü agirdir devin/Kalk ayaga, dimdik dogrul ve sevin" diyen Necip Fazil'in, dün oldugu gibi bugün de nesiller için umut ve güven kaynagi oldugunu aktardi.

Altun, sairin öz yurdunda parya muamelesi gören, yüzüstü çok süründürülen bu millete özgüven kazandirdigini ve bu milletin tarih sahnesine yeniden çikma ihtiyaci olan özgüveni gür sedayla haykirdigini anlatti.

- "Cumhurbaskani Erdogan da ayni zihniyetle yillardir süren bir siyasi mücadele vermistir"

Bugün, Necip Fazil'in davasinda hasretini çektigi her olus ve mananin, millet ve devlet hayatinda bir bir vuslata kavustugunu, büyük bir gururla ve sürurla gördüklerini belirten Altun, söyle devam etti:

"Onun ifadesiyle 'Kim var?' diye soruldugunda, gençliginden bu yana 'Ben varim.' diyen bir liderimiz var. Bilindigi üzere, Üstat Necip Fazil yasami boyunca, bir 'Kötücül zihniyet' ile mücadele etti. Üstatla gönüldaslik yapmis, onunla tesriki mesaide bulunmus Cumhurbaskani'mizin Sayin Recep Tayyip Erdogan da ayni zihniyetle yillardir süren bir siyasi mücadele vermistir ve vermeye devam etmektedir.

'Gençler, Ayasofya açilacak. Bugün mü yarin mi bilmem ama Ayasofya açilacak.' diyen üstadin emelini gerçeklestirmek, Türk ve Islam dünyasinin gönül sizisini dindirmek, Ayasofya'yi zincirlerinden kurtarmak Cumhurbaskani'miz Sayin Recep Tayyip Erdogan'a nasip olmustur. Üstadin o gün samimi, o inanç dolu sözleri sarf ettigi o konusmada, o tarihi günde Sayin Cumhurbaskani'mizin o programin sunuculugunu yapiyor olmasi da zannederim not etmemiz gereken çok önemli tevafuklardan biridir."

- "Recep Tayyip Erdogan, hakikatin savunucusudur, barisin ve istikrarin teminatidir"

Altun, Necip Fazil Kisakürek'in davasinin ayni zamanda Bati'nin fikri ve maddi tasallutuna karsi mücadeleyi merkeze alan bir ugras oldugunu, Necip Fazil'in Bati'nin sömürge düzenine karsi çiktigini ve sömürge düzenine karsi bu milletin direnme imkani oldugunu gür sedayla haykirmis bir isim oldugunu belirtti.

Türkiye'nin bütün alanlarda bagimsizliginin tahkim edilmesinin ve Bati sömürge sistemine karsi, gür bir sedayla ortaya bir sistem konulmasinin Cumhurbaskani Erdogan'in liderliginde gerçeklestigini ifade eden Altun, söyle devam etti:

"Öte yandan, bunu da hatirlatmazsak olmaz. Üstat Necip Fazil'in dönemin CHP iktidarina yönelik elestirileri nedeniyle sik sik yargilandigini, tutuklandigini ve Büyük Dogu dergisinin kapatildigini ve büyük zulümlere maruz kaldigini da biliyoruz. Ne yazik ki 2023 yilinda dahi CHP zihniyetinde bir degisiklik olmadigini görüyoruz. Ayni jakoben zihniyet bugün de aramizda yasamaya devam etmektedir. Ne mutlu ki bugün, bu jakoben zihniyet iktidarda degildir. Fakat bu jakoben zihniyet, 'Büyük Türkiye' davasinin önünde engel olmaya gayret sarf etmektedir. Hatta bu zihniyet bugün Türkiye düsmani terör örgütlerinin umut bagladigi bir pozisyona evrilmis durumdadir. Bu kabul edilemez siyaset düsmanligina, siyasetsizlige karsi aziz milletimizin umudu ise yine sayin Cumhurbaskani'mizdir."

Cumhurbaskanligi Iletisim Baskani Altun, sözlerini söyle tamamladi:

"Sayin Cumhurbaskani'miz Recep Tayyip Erdogan, bu milletin, Türk dünyasinin, Islam ümmetinin, dünya mazlumlarinin umududur. Recep Tayyip Erdogan, hakikatin savunucusudur, barisin ve istikrarin teminatidir. Recep Tayyip Erdogan, 'Büyük Türkiye' davasinin öncüsüdür. Inaniyorum ki aziz milletimiz, 'Büyük Türkiye' davasina ve bu davanin liderine sahip çikacak ve 28 Mayis'ta bir kez daha Recep Tayyip Erdogan'in yaninda duracaktir.

Çünkü Recep Tayyip Erdogan, Necip Fazillarin, Necmettin Erbakanlarin davasinin 'tekerleginin tümsekte kalmayacagini' gösteren liderdir. Recep Tayyip Erdogan, 'Bu öksüz yapiyi ustada birakmayan', 'öz yurdunda garip, öz vataninda parya' görülenler için mücadele eden bir liderdir. Mukaddes emanetlere sahip çikan, 'yüzüstü çok sürünen bu ülkeyi ayaga kaldiran' liderdir. Emperyalistlerin, zalimlerin, bozguncularin diktikleri surlarda 'gedikler açan' liderdir. Üstadin ifadesiyle, 'Artik kahpe rüzgar ne yandan eserse essin/Yarin elbet bizimdir, elbet bizimdir/Gün dogmus gün batmis ebet bizimdir.'"