Çanakkale Zaferi'nin tarihi "Çizgi diliyle Çanakkale" seminerinde anlatildiAise Hümeyra Akgün- Yazar Prof. Dr. Ali Sükrü Çoruk: - "Savas sürecinde kagit sikintisi hat safhadadir. Propagandayi gerçeklestirecegimiz ham maddeden de yoksun kaliniyor. Genelde 1914 ve 1919'da, gazeteler 2 sayfa seklinde çikiyor, dergiler de ayni sekilde. Büyük imkansizliklar içinde kaldigimizi görebiliyoruz" - "Çanakkale tenezzülü adiyla Çanakkale gezileri düzenleniyor. Zaferin yil dönümünde Istanbul'dan bir vapur kal
ISTANBUL (AA) - 18 Mart Sehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 108. yilina özel Çanakkale zaferinin tarihinin çesitli resimler ve karikatürlerle anlatildigi "Çizgi Diliyle Çanakkale" semineri gerçeklestirildi.
Üsküdar Belediyesinin düzenledigi ve Balaban Tekkesi Kültür Evi'nde gerçeklestirilen seminerde, yazar Prof. Dr. Ali Sükrü Çoruk, Çanakkale savasinin Osmanli'dan Cumhuriyet dönemine kadar uzanan sürecinde dönem karikatürlerine nasil yansitildigini anlatti.
Savaslarin halki motive etmesi ve destegi arttirabilmesi amaciyla çesitli propaganda faaliyetlerine deginen Çoruk, "Cephe gerisinde ülkenin ilgili vatandaslarini motive ederek, savas zamaninda destegini arttirmak ve karsi tarafin moralini bozmak amaciyla dönemin imkanlari çerçevesinde ciddi bir propaganda faaliyeti yürütülüyor. Biz bunu en erken Napolyon savaslarinda görürüz. Ingiliz matbaasinda özellikle Napolyon ile ilgili küçük düsürücü öyle karikatürler var ki, bu karikatürlerle baktigimizda modern zamanlarla beraber propaganda mekanizmasinin da islemeye basladigini anliyoruz." dedi.
Çoruk, propagandanin bugün ise sosyal medya araciligiyla devam ettigini belirtti.
- "Karagöz Gazetesi savas süresince yayini kesintiye ugramamis tek gazetedir"
Çanakkale savasi süresince Osmanli döneminin propaganda faaliyetlerini kolayca yürütebilmesine imkan saglayan Karagöz Gazetesi'nden bahseden Prof. Dr. Ali Sükrü Çoruk, su bilgileri verdi:
"Savas sürecinde kagit sikintisi hat safhadadir. Propagandayi gerçeklestirecegimiz ham maddeden de yoksun kaliniyor. Genelde 1914 ve 1919'da, gazeteler 2 sayfa seklinde çikiyor, dergiler de ayni sekilde. Büyük imkansizliklar içinde kaldigimizi görebiliyoruz. Bu dönemde çikmis mizah gazeteleri, çikis amacina uygun olarak olaylari küçük düsürmeye müsait oldugu için, Osmanli, o dönemde nasil bir propaganda faaliyeti yürüttügümüzü izleyecegimiz kaynaklarin basinda. Oralarda yazilan yazilar ve karikatürler bize ciddi anlamda veri saglamakta. Bu tarz yayin organlarina baktigimizda, 1914-1918 arasinda yayini kesilmeyen tek gazete olan 'Karagöz Gazetesi', savas sürecinde kesintiye ugramadan çikmis mizah gazetelerinin basinda gelmektedir ve halk mizahi benimsemistir; dönemin öncesinde ve sonrasinda sosyal hayattaki elestirilerin dile getirildigi yayin organlarindan birisi olmustur."
- "Propaganda sirasinda ikonik görsellerle mesajlar veriliyor"
Karsilikli diyaloglar üzerinden yürütülen Hacivat-Karagöz karikatürleriyle Çanakkale savasinin tasvirinin anlatildigi süreci örnekleyen Çoruk, "1915 tarihli bir karikatürde Alman propaganda unsurlari arasinda Ingilizlerin köpek seklinde tasvir edildigini görüyoruz. Türkiye'ye transferinde Karagöz ve Hacivat üzerinden, düsmanin hayvanlar üzerinden temsilinde de köpek, keçi gibi özelliklerle anlatiliyor. 'Çanakkale'yi almaniz mümkün degil, inadiniz size zarar verir' mesaji verilmek isteniyor. Bir baska örnekte Ingilizlerin sömürgeci ve isgal etme heveslerine gönderme yapilarak, Itilaf devletlerinin basarisizligini Hacivat ve Karagöz diyalogu üzerine 'aç olmasalar gözlerini kaplayan hirsa kapilip böyle hükmetmezler, simit vereyim de karinlari doysun' mesaji üzerine bir karikatür çiziliyor." diye konustu.
Çoruk, Cumhuriyet'in ilk yillarinda Çanakkale zaferini anma amaciyla çesitli girisimlerde bulunuldugunun altini çizerek, sunlari kaydetti:
"Çanakkale tenezzülü adiyla Çanakkale gezileri düzenleniyor. Zaferin yil dönümünde Istanbul'dan bir vapur kalkip savasin gerçeklestigi yerleri dolaniyorlar. Günübirlik bir gezi bu. Ilk anma olarak da düsünebiliriz. 'Ingilizler ve Fransizlar kendi sehitliklerini kuruyorlar, biz de bir seyler yapmaliyiz' denilmesiyle, Çanakkale sehitligini olusturma komisyonu da kuruluyor. Yil dönümlerinde gazete ve dergilerde yazilar çikiyor ama orada bir sehitlik olusturma fikri maalesef uzun yillar harekete geçmeyecek. 1950-1954 yillarinda üniversite ögrencilerinin girisimiyle bir komisyon olusturuldu ve mezarlarin kontrol altina alinmasi adina inisiyatif olusturuluyor ve toplum tarafindan benimseniyor. Böylece bugünkü o anit, bagislarla toplanan paralarla 1960 yilinda gerçeklestiriliyor."