ABD'de Türk profesör Soran'in da yer aldigi ekipten meme kanseri tedavisinde büyük basariMücahit Oktay- Pittsburgh Üniversitesi Meme Cerrahisi Anabilim Dali Klinik Arastirmalar Direktörü Prof. Dr. Atilla Soran'in "Türkiye Çalismasi" adini verdigi arastirma kapsaminda gelistirilen asi, 10 hasta üzerinde denenmeye baslandi - Prof. Dr. Soran: - "Bu asinin ileride meme kanseri gelisimini engelleyecegini düsünüyoruz"

ABD'de Türk profesör Soran'in da yer aldigi ekipten meme kanseri tedavisinde büyük basariMücahit Oktay- Pittsburgh Üniversitesi Meme Cerrahisi Anabilim Dali Klinik Arastirmalar Direktörü Prof. Dr. Atilla Soran'in "Türkiye Çalismasi" adini verdigi arastirma kapsaminda gelistirilen asi, 10 hasta üzerinde denenmeye baslandi
- Prof. Dr. Soran: 
- "Bu asinin ileride meme kanseri gelisimini engelleyecegini düsünüyoruz"

NEW YORK (AA) - MÜCAHIT OKTAY - ABD'de, Türk profesör Atilla Soran'in da aralarinda bulundugu bir grup bilim insaninin, meme kanserini önlemek için gelistirdikleri asinin insanlarda denenebilir hale geldigini duyurmasi, akademik camiada ve medyada büyük yanki uyandirdi.

Pittsburgh Üniversitesi Tip Merkezi (UPMC) arastirmacilarinin uzun süredir devam ettirdigi çalisma, ABD medyasinda "çok önemli gelisme" olarak duyurulurken, bilim camiasinda da heyecana sebep oldu.

Pittsburgh Üniversitesi Meme Cerrahisi Anabilim Dali Klinik Arastirmalar Direktörü Prof. Dr. Soran, AA muhabirine, bir grup çalismasi neticesinde elde ettikleri meme kanseri asisinin ABD'de "çok ses getirdigini" belirterek, asinin 10 hasta üzerinde denenmeye baslandigini ve daha sonraki asamada 50 hasta üzerinde denenerek güvenli oldugunu göstermek istediklerini söyledi.

Meme kanserinin kadinlar arasinda en fazla görülen kanser türü oldugunu, bu verilerin yalnizca ABD'de degil, dünyanin her yerinde ve Türkiye'de de de benzer oldugunu ifade eden Soran, "Bu asinin ileride meme kanseri gelisimini engelleyecegini düsünüyoruz." diye konustu.

Meme kanserinde en önemli konunun erken teshis oldugunu anlatan Cerrahi Onkoloji profesörü Soran, hastaligin erken evrede tespit edilmesi durumunda tedavinin çok daha rahat oldugunu, bir ileriki asamada, erken evre meme kanserinin, asi yoluyla ileri evreye geçmesini önlemeyi hedeflediklerini anlatti.

Türk profesör Soran, "Benim de içinde bulundugum arastirma grubunun yaptigi en önemli olay, yillardir laboratuvarda denenen asilardan bir tanesinin laboratuvar asamasini geçerek insanlar üzerinde uygulanmaya baslamasidir." dedi.

Asilarin test süreçlerinin çok uzun oldugunu aktaran Türk Profesör, gönüllü hastalarin 5 yil takip edilecegini, bu sürecin ardindan daha büyük topluluklarda deneme sürecine geçilecegini ve sonrasinda asinin günlük kullanima girerek ileri evre kanseri engelleyecegi inancini paylasti.

- Meme kanseri, akciger kanserinden sonra en ölümcül tür

Kadinlarda tüm kanser türlerine bagli ölümler arasinda, meme kanserine bagli ölümlerin, akciger kanserinden sonra ikinci sirada yer aldigini belirten Prof. Soran, ABD'de 2023'te yaklasik 360 bin kadina meme kanseri teshisi konmasinin öngörüldügünü ve bunlardan sadece 60 bininin erken evrede tespit edilme sansinin oldugunu ifade etti.

Soran, "Asi, bu evrede devreye girebilirse, iste o 360 bin yeni kanser vakasinin en azindan bir kismini, büyük bir kisminin ilerlemesini engelleyebiliriz, diye düsünüyoruz." diye konustu.

Türkiye'de de 2020'de 24 bin kadinda meme kanserinin görüldügüne dikkati çeken Soran, bunlarin sadece yüzde 5'inin erken evrede tespit edilebildigini, çünkü Türkiye'de tarama programinin henüz istenen seviyeye ulasmadigini ifade etti.

Soran, sunlari söyledi:

"40 yasini geçmis bütün kadinlarimizin yillik mamogram yapmalari önemli. Yaklasik olarak 1000 mamogram çekerseniz, 1000 kadini taramis olursaniz 1 ya da 2 tane çok erken evre meme kanserini yakalamis olursunuz. Bu binde bir, aslinda milyonlarla çarpinca çok büyük bir rakam ediyor. Onun için erken evre tani çok önemli."

Prof. Soran, erken teshisle ayrica, tüm hastaliklarda oldugu gibi radyoterapi, kemoterapi, immünoterapi ve cerrahi gibi masrafli tedavilerin önüne geçilebileceginin altini çizdi.

- Asinin insan üzerinde denenebilecek noktaya gelmesi en kritik asamalardan biri

Meme kanseri asisinin FDA onayi alip eczanelerde satilmasi için uzun bir süreç oldugunun altini çizen Prof. Dr. Atilla Soran, "Önemli olan bu asiyi insanlar üzerinde uygulayabilmektir. Çünkü uygulayabilme asamasi, gerçekten bu isin en önemli asamalarindan biri. Sonraki güvenlik ve etkinlik asamasinda da bize asinin ne kadar faydali oldugunu gösterecek." ifadelerine yer verdi.

Soran, meme kanseri Kovid-19 salgini gibi akut durum olusturmadigi için asi sürecinin daha yavas ve güvenli olarak ilerledigini vurguladi.

Asi çalismalarinin hastalar üzerinde denenme noktasina gelmesinin Türkiye dahil uluslararasi birçok mecrada ses getirdigini söyleyen Prof. Soran, meme kanseri çalismalarinin 1980-1990'larda basladigini belirterek, gelinen asamaya ulasmak için geçen uzun süreye dikkati çekti.

Soran, bu asamadan sonra sürecin çok daha hizli ilerlemesinin beklendigini kaydetti.

- Hastaliga karsi alinabilecek temel önlemleri siraladi

Amerika'nin klinik meme kanseri arastirmalarinda kabul ettigi 12 bilim insanindan biri olan Türk profesör Atilla Soran, meme kanserinden korunma yöntemleriyle ilgili uyarilarda bulundu.

"Yaklasik olarak meme kanserinin yüzde 10'u genden geliyor ve o genlere sahip olan kadinlarimizin yasam boyu bazi genlerde yüzde 80 meme ve yumurtalik kanseri olma riski var." diyen Soran, ailesinde meme kanseri vakalarina rastlanan kadinlarin sik kontrol yaptirmalarinin önemini vurguladi.

Soran, her gün düzenli yarim saat yürümenin meme kanseri riskini "çok önemli oranda" düsürdügünü söyledi.

Boy ve kilo oranina dikkat etmenin de hastaligin riskini oldukça azalttigini dile getiren Türk Profesör, 35 yasindan önce dogum yapan ve alkol tüketmeyen kadinlarin meme kanserine yakalanma riskinin önemli oranda azaldigini ifade etti.

Soran, "Erken tani oldugu zaman da tedavinizi aldiginizda sizin için meme kanseri bir ölümcül hastalik olmaktan çikiyor. Yani kisacasi biz kendimizi koruyalim ama farkindalikla birlikte de eger ailemizde genetik bir yatkinlik varsa bunun önemini bilelim. Testlerimizi yaptiralim ama onun haricinde de mutlaka ve mutlaka 40 yasinda mamografi çektirmeye baslayalim." ifadelerini kullandi.

- Yaptigi arastirmaya "Türkiye çalismasi" adini verdi

Prof. Dr. Atilla Soran, ABD'ye ilk kez 1997'de uzmanlik yapmak üzere davet edilmesi üzerine geldigini ve 2004'te Pittsburgh Üniversitesinin meme cerrahisi bölümünde ilk profesörlük alan kisi oldugunu belirtti.

Halen üniversitenin ilgili bölümündeki tek profesör olma unvanini elinde bulunduran Soran, 23 yildir öncülük ettigi çalismalarla dünyanin meme kanserine bakisini degistirdigini ifade etti.

Soran, 2007 yilinda dünyada ileri evre meme kanserine yeni bir bakis kazandiran arastirmasina "Türkiye çalismasi" ismini verdigini ve bu çalismanin halen tüm dünyada ayni isimle kullanildigini söyledi.

Ülkesiyle baglarini koparmayan ve üniversitede direktörlügünü yaptigi Uluslararasi Uzman Yetistirme Bölümü'nde bugüne kadar Türkiye'den 81 arastirmaci yetistirdigini belirten Prof. Soran, egitimli nesillerin yetistirilmesi ve bu rakamlarin artmasinin öneminden bahsetti.

Yetistirdigi Türk ögrencilerin yaklasik yüzde 90'inin ülkesine döndügünü belirten Soran, Türkiye'den önemli bilimsel çalismalarin çikmasi gerektigi konusuna dikkati çekti.